Galatasaray’a ne lazım?

"Podolski zaten gidiyor, şımarık Bruma satılmalıdır, Selçuk ve Sneijder’e de “Kendinize kulüp bulun” denmelidir!.."

Öncelikle “Dünya Şampiyonu olan” Vakıfbank Kadın Voleybol Takımını ve de “Süper Lige çıkan” Sivasspor ile Yeni Malatyaspor’u kutlarım. Koca bir yılı “neredeyse nefes almanın bile zorlaştığı” bir mücadelenin içinde geçirdiler, hak ettiler, bayraklarını zirveye diktiler; helal olsun!.. 
Sonra da geleyim, “çirkin” bir Alman’ın “giderayak” yaptığı terbiyesizliğe!..
Elbette “kabahat ondan çok”, onu hâlâ “takıma koyan ve oynatan” hocasında ve ne yazık ki, “bu hatasını pahalı ödedi”; onca TV izleyicisinin ve tribünlerdeki seyircinin gözleri önünde; hak ettiğini buldu; “kolladığı ve oynattığı” Alman tarafından terslendi!..
Hâlbuki haftalardır, “aynı görüntüsü” Gaziantepspor önünde de devam etmişti ve “oyundan çıkarılana kadar” Galatasaray takımına “olumlu katkı yapacak tek hareketi görünmeyen” Podolski, ortalıkta dolaşıp durmuştu. Gol ve isabetli şut atmak bir yana, ne bir hava topu alabilmiş, ne de doğru dürüst bir pas verebilmişti. Çıkarıldığı dakikadan çok daha önce “oyundan alınmayı hak etmişti” ama İgor Tudor sabretmişti!..
Riekerink’in müsamahasıdır; Podolski’yi de, Sneijder’i de, Selçuk’u da, Bruma’yı da, Cavanda’yı da, Yasin’i de, Sinan Gümüş’ü de ve daha birkaçını da, yani Galatasaray takımının neredeyse tamamını “böylesine sorumsuz ve olumsuz yapan!..”
Ne yazık ki, başkanından, futbol sorumlusuna kadar yöneticilerin, Galatasaraylısından, Fenerbahçelisine kadar futbol yorumcularının “dışarıdan yaptığı baskıya dayanamayarak”, kendini “Riekerink’in durumuna düşüren” İgor Tudor da, bugünkü “zavallı ve ayıplı futbol tablosunun altına” imzasını attı, ümitleri bitirdi; kendini “kapının önüne konulmayı hak edecek” bir duruma düşürdü.  
Aslında “Tudor desteklense ve yapmak istediklerini yapmasına müsaade edilse” ya da Tudor “baskılara direnebilse” yönetim de, spor basını da görecekti ki; “Galatasaray da, Tudor da doğru yoldadır!..”
Çok açık ki, “Tudor gitse de, kalsa da” yapılması gereken şudur; “çirkin” Podolski zaten gidiyor, “şımarık” Bruma satılmalıdır, “hizip başları ve Galatasaray’ın saha içi sorununun en büyük paydaşları” Selçuk ve Sneijder’e de “Kendinize kulüp bulun” denmelidir!..
Galatasaray’ın “saha içi en büyük sorunu” bellidir; takım, Hagi ve Drogba’dan sonra “saha içi filli futbol kaptanından mahrumdur!..”
Ne Sneijder, ne Selçuk “bu görevin, bu sorumluluğunun adamıdırlar”, tam tersine “hizip başı olmaya” oynamışlardır!..
Takımda “Podolski + Selçuk + Sneijder’in yerine” mesela “bir Samuel Eto’o olsa” idi; Galatasaray “bu kadrosuyla, şampiyonluğa oynardı ya da mesela, Podolski’nin yerine “golcü” olarak bir Vagner Love olsaydı!..
Bakınız, “Hakan Balta, Selçuk’tan çok daha iyi kaptanlık yapar”, bu bir; “yetmez”, ikincisi Galatasaray transferde mutlaka “Hagi gibi, Drogba gibi, Eto’o gibi bir saha içi lideri bulmak” ve yeni sezonda kadroya almak zorundadır; yoksa saha içi tablosunu, Selçuklarla, Sneijderlerle düzeltemez!..
Tabloya bakın; adam, “bunca maçta 3 misli para aldığı Yasin kadar bile gol atamamış” ve de 3 maç sonra Japonya’ya gidecek, sahadan çıkarken hâlâ “Bu takımda hocaların değil, bizim gibi ünlü futbolcuların hükmü geçer” havaları atıyor ve de ne yazık ki, “Hoca” onu hâlâ oynatıyor; “takımın asıl santrforu kenarda otururken!..”
Takımı bu hâle getiren ve “egoist, kaprisli futbolculara teslim eden” Ünal Aysallar, Duygun Yarsuvatlar, Dursun Özbekler, Alp Yalmanlar, kardeşler, yeğenler, Riekerinkler, Tudorlar utansın!..
Dahası asıl Divan ve Genel Kurul üyeleriyle, “taraftar” diye tribünlere gelenler, “Sabri’yi yuhalayıp, Sneijderleri, Brumaları alkışlayanlar” ve de  Floryaları basanlar utansın!..
Daha ne diyeyim, ne yazayım; mallar ortada, verdikleri hizmet de, bilmem ki aldıkları parayı gönül rahatlığıyla nasıl harcayabiliyorlar?..