“En başarılı sensin” Mustafa Başkan!

A -
A +

İşte “böyle” bir yönetim, “hak etmediği” bir son ile “görevden düşürülmek istenmekte”, bunun için de “hukuk dahil” her yol denenmektedir!..

1955’lerde “İstanbul’da, Babıali’de çıkan 2 Fenerbahçe Dergisi’nden birinde (ki, “Galatasaraylı olmama rağmen” o dergide istihbarat şefi “bugünün tabiri ile haber müdürü” olan dayım rahmetli Necati Bilgiç’in elimden tutması ile) haftalık 20 lira ücretle başladığım spor yazarlığını” hâlâ ve “aktif olarak” sürdürüyorum. Tam 64 yılın “büyük çoğunluğunda gazeteciliğin başka görevlerinde çalışmama rağmen” hâlâ spor yazıp geliyorum.
“Bu girizgâhı” neden yaptım; zira “1956’dan itibaren Ankara’da devam ettiğim” gazetecilikte Galatasaray’ı da yazmaya başladım. O günlerde Galatasaray Başkanı Refik Selimoğlu idi. Ve de rahmetli Selimoğlu’dan itibaren bugüne kadar görev alan 15 Galatasaray Başkanı ve yönetimini yazdım!..
2000’li yıllara kadar “görev yapan” başkan ve yönetimlerini bir yana bırakıyorum; çarşamba günü Galatasaray TV’de başkan Mustafa Cengiz’i dinlerken “Galatasaray’da büyük mali krizin ve borç batağının başladığı” o yıldan itibaren göreve gelen başkan ve yönetimleri bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiriyor ve düşünüyordum.
Alp Yalman’ın görevi “borçsuz devrettiği” 1996’dan bu yana sekiz başkan görev almıştı; Faruk Süren / Mehmet Cansun / Özhan Canaydın / Adnan Polat / Ünal Aysal / Duygun Yarsuvat / Dursun Özbek / Mustafa Cengiz!..
“Ada konusundaki büyük hatalarına rağmen” döneminde “Galatasaray için unutulmayacak işler başaran” Adnan Polat ve yönetimini” bir tarafa ayırarak, (Ne yazık ki, o da Liseci fanatizminin gaddarlığına uğramış, Yargıtay tarafından hakkı teslim edilmişti) kendi kendime diyorum ki; “Bu başkanların içinde en başarılı olanı Mustafa Cengiz’dir!..”
Ve gene ne yazıktır ki; “Lisecilerin ‘kana kan intikam’ hâline getirdikleri, 149 kişinin tüzüğün paspas edilerek üye yapılmamasına karşı hazırlanan ‘gri seçim’ darbesi ile” görevi bırakması istenmektedir!..
Cengiz ve yönetimi, göreve geldiklerinden bu yana geçen kısa sürede “yapılan bazı hatalara rağmen”, çok açıktır ki, “hatalar kefesini” havalara fırlatacak “bir ‘başarılar kefesini’ bütün ağırlığı ile” yapılandırmıştır. “İnanılmazları” başarmış, Galatasaray’ı “büyük badirelerden, UEFA kıskaçlarından, mali bataktan kurtarmış”, dahası “tünelden birkaç adımla tamamen çıkılacak” bir duruma getirmiştir!..
Çarşamba günü Galatasaray TV’de açıklamalarını dinlerken, Galatasaray Kulübü üyelerinin “Liseci fanatizminin Galatasaray’a yapmak istediği kötülüğün farkına varmamaları için, kör ve sağır olmalarını gerektiğini” de düşünüp durdum.
Mustafa Cengiz ve arkadaşları, “2000’li yıllardan beri başlayan mali kriz ve borç batağı ile beraber o günlerden beri çözülmeyen, çözülemeyen UEFA yasakları ve cezaları ile Galatasaray Adası başta ve de onlara eklenen Rivalı / Floryalı / Kumburgazlı dağ gibi problemleri de kucağında bulmasına rağmen”, sarı-kırmızılı bayrağı “sportif büyük başarıları da ekleyerek” taşıyorlardı; daha ne olsun?..
İşte “böyle” bir yönetim, “hak etmediği” bir son ile “görevden düşürülmek istenmekte”, bunun için de “hukuk dâhil” her yol denenmektedir!..
Bunun için, Galatasaray Kulübü Divan Kurulu toplantı salonları bile “fanatik liseci zihniyetinin arenası” hâline getirilmek istenmekte ve Divan Başkanı “bu acı tabloyu” önlemek yerine, adeta teşvik etmektedir!..
Ben bu satırları dünün erken saatlerinde yazarken, aynı gün “hukukun ne dediğine dair” bir mahkeme kararı daha beklenmekteydi!.. O karar “ne oldu” ve “sonrası ne olacak” bu saatlerde bilmiyorum; bildiğim bir şey var; “sonuç ‘olumsuz’ çıkarsa”, kaybeden Mustafa Cengiz ve arkadaşları değil, Galatasaray olacaktır; çok yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.