Mesut Özil “sapasağlam” dönecek, ama nasıl?..

A -
A +

Fenerbahçelilerin büyük bir heyecanla “Sarı lacivertli formayı giymesini, takıma yerleşmesini, saha içi yönetimini ele almasını” beklediği Mesut Özil, Antalyaspor maçında sakatlandı.
32 yaşındaki Futbolcu için kulüpten “Ayak bileği iç ve dış yan bağlarında kısmi yırtıklar ile ayak bileği iç-dış malleol kemik bağlarında yoğun ödem tespit edildi” açıklaması yapıldı.
Gazete haberlerinde “En az bir ay sahalardan uzak kalacak” deniliyordu.
Bunca yıl sporcu sakatlıkları konusunda uzmanlarla konuşmuş, onları dinlemiş ve de “haber / yorum yazmış” bir gazeteci olarak, “İnşallah bir ayda döner ama bu açıklama sürenin çok daha uzun sürebileceğini gösteriyor” diyerek, içimden “Eğer iyileşmeden, bağlar güçlenmeden, özetle tam hazır hâle gelmeden sahaya sürülürse, gene sakatlanacaktır. Bu sezon onun için herhâlde bitmiş gibi görünüyor” noktasını da koydum.
Bu konularda “benim için” her zaman “bir bilen” Turgay Renklikurt Hoca’m olmuştur.
Ona telefon ettim. “Tam hazırlanmadan ve de çok kötü saha şartlarında sahaya çıkarıldı. Açıklamalara göre sakatlık ciddi. Öyle bir ayda iyileşemez” dedi.
Sonra da “yıllar önce” Mesut Özil’in Alman Millî Takımı’nın “Dünya Şampiyonu olduğu” 2014 yılının sonunda geçirdiği “önemli” sakatlık ile ilgili olarak yazdıklarını özetledi:
“Diz yan bağı kopmuştu. Yırtık değil, tamamen kopma. Üç ay sonra sahalara döndü. Arsenal’in gollerinin neredeyse yarısı onun asistlerindendi. 15 asistle ligin zirvesindeydi. Thiery Henry’nin 20 asistlik rekorunu kıracaktı. Kulübü 2018’e kadar kontratını uzatmak istiyordu ki, sakatlık geldi. Ama üç ay sonra sapasağlam sahalara döndü.”
Hoca, “Mesut Özil’in sırrı” başlıklı yazısında, “Üç aydaki tam iyileşmenin nasıl olduğunu” da Mesut Özil’in ağzından anlatıyordu:
“… 70-80 maçlık istikrarlı bir yıldız performansı için, organizma kimyasal ve hormon düzenini dönüştürüp, mükemmel bir kondisyona sahip olmak gerektiğini sakatlığım öğretti. Ameliyat sonrası bana özel hazırlanan programa göre yaşamaya, antrenman yapmaya, sekiz saat düzenli bir şekilde uyumaya başladım. Organizmamın yapısını, onu bilinçli olarak nasıl en üst düzey yapıya ve işleyiş düzenine getirebileceğimi öğrendim. Şekeri, unu hayatımdan çıkardım. Günde üç litre su, yeşil çay, balık, temel protein ve yağ türlerini vazgeçilmezlerim yaptım. Uyguladığım program, organizma, kimya, hormon yapı ve işleyişini değiştirip, yıldız futbolcu kondisyonu oluşturacak özellikle olduğu için bir süre sonra istenilen sonuç ortaya çıktı. Yağ oranım yüzde 12’den 7’ye düştü. Zayıfladım ama kas kitlem arttı. Sıra dışı kondisyon sahibi olmanın, muhafaza etmenin yönetimini artık biliyorum. Tabii bütün bunların ekip çalışmasıyla gerçekleşebileceğini de unutmuyorum.”
Turgay Hoca’ma teşekkür ettim, Mesut adına, doktorları adına… Ve de elbette “benzer şekilde sakatlanan” sporcular adına da…
“Çok zorlu bir sakatlık ve ameliyattan sonra” bir “yıldız futbolcunun nasıl bir program ile ve ne yapması” gerektiğini, bizzat “o yıldız futbolcunun ağzından yazdığı” için!..
Sanırım, “böyle bir program” Mesut’u bugün de “sapasağlam” sahalara döndürecektir; hayırlısı!..

***
Not: 
Galatasaraylı okuyucularım “bugün Belhanda olayını yazacağımı” beklemişlerdir. Galatasaray yönetiminin “nihayet ‘pervasız davranışlarının kendilerine kadar uzanması” üzerine gerçeği görerek bu ‘had bilmez’ futbolcuyu ‘gecikmeli olarak’ kapıya koymasından daha önemlidir” bana göre; Mesut Özil için yazdıklarım. Belhanda nasılsa gitti, yarın unutacağız, Mesut ise “bizimle” olacak, onunla yaşayacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.