Nasıl para kazanılır?

A -
A +
Bu hafta sizlerle bir tablo paylaşıyorum. Son bir yıllık süreçte Borsa İstanbul 100 endeksine dâhil hisse senetlerinden, yüzde 100 ve üzerinde prim yapanlar var tabloda… Oraya geçmeden önce, yatırımcı profilimizin geldiği noktayı anlatmak istiyorum biraz…
 
Dakika başı gözler ekranda, piyasada son durum ne? Ne göz kaldı, ne boyun! YouTube kanallarında izlenmedik spekülatif video da kalmadı… “Dolar uçacakmış, kaçacakmış…” Senin vaktin, sağlığın, enerjin uçup kaçıyor, o önemli değil! Farkında değilsin çünkü… “Efendim bu ekonomi politikasıyla işimiz yaş… Kuraklık, kıtlık, artık bıktık… Enflasyon altında yandık, bittik…” Tamam da… Hep probleme odaklanmış bu profille nereye kadar! Ekonomi politikasını değiştirebiliyor musun? Pandemiye engel olabildin mi? FED’in faiz kararına tesir edebiliyor musun? Savaşı durdurabiliyor musun? Mevla’m yağdırmazsa, kuraklığı engelleyebilecek misin? Konut fiyatlarını düşürebiliyor musun? Tabii ki hayır… Ve evet… Bütün bunların bir maliyeti oldu, oluyor, olacak da maalesef… Burada soru şu, çözüm ne?
 
Şimdi tablo ile beraber bakalım. Neden yakındık; “Ev fiyatları ve kiralar fırladı.” Dönüp bakıyorum listeye, bir GYO şirketi yüzde 500’ün üzerinde kazandırmış. Var mı bir yılda evi böyle prim yapan! Listede başka GYO’lar da mevcut.
 
Neden yakındık… “Araba yok ve çok pahalı!” Bakıyorum listeye; Türkiye’de en çok satan iki markanın hissesi de orada!
Neden yakındık… “Ham madde krizi var.” Bakın listeye; Türkiye’nin tek polyester ve tek akrilik firmaları orada… Petrokimya şirketi orada… Çok iyi kazandırmışlar, çünkü çok stratejik ve önemli konuma geldiler.
Pandemi bitti bitiyor dedik, hepimiz uçuşa geçtik. Zor günlerde uçakları yerde bekleyen THY’nin hisseleri de uzay seyahatine çıkmış gibi… Pegasus da o listede…
 
Kuraklık dedik… Tarım sektörünün göz bebeği Hektaş, taş gibi orada…
Enerji krizi dedik, enerji fiyatlarıyla birlikte sektör hisseleri de tırmanışta, listedeki yerini almış…
Enflasyon dedik… 1 yılda 1,5 trilyon TL kredi çektik… Mala mülke hücum ettik. Bankaların kârını patlattık, banka hisselerini de beraber… Bakınız listeye, kaç banka ve banka sahibi holding var?
Yani dikkat ettiniz mi; yüzde 100 ve üzeri getirilerin her birinin arkasında, önce bir kriz, bir serzeniş, yakınma var. Sonrası malum… “Yok” denilen, “pahalı” denilen, “aşırı talep gören” ne varsa, bunları üretenler de coşmuş… Çözümü görebilene, üretebilene!..
 
Bu yazı tabii ki “paranı git, borsaya yatır” yazısı değildir. “Değiştiremeyeceğin şartlara takılıp kalma, şartlara uyum sağla” yazısıdır. Zamanlamayı doğru yaparak yaslan sağlam bir yatırıma, odaklan uzun vadeye, kapat ekranı ve rahat et…
 
Buraya kadar geçmişi anlattık, şimdiden sonra ne olacak, ne olabilir?
 
1-Öncelikle üç önemli trend var dünyada; akıllı tarım, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar… Bunlar, kazandırma potansiyeli olacak sektörler. Stratejik ham madde üreticileri de gözden kaçırılmamalı.
 
2-Dünya, yüksek enflasyonla mücadele için faiz artırıyor. Bu da resesyon korkularını tırmandırıyor. ABD başta olmak üzere birçok borsada ciddi düşüşler var. Petrol ve diğer emtialarda da geri çekilmeler var. O piyasalardaki oyuncular için mevcudu koruma, mantıklı yerlerden realizasyon ve fırsat kollama gibi bir dönem yaşanacak.
 
3-Emtialardaki düşüş, net ithalatçı olan Türkiye’ye yarar. Aynı zamanda içeride çok yabancı yatırımcı kalmadı, dünyadaki trendlerden de ayrışmış durumda Türk piyasaları… Yüksek enflasyon bir süre daha bizimle. Bu sebeple borsada düşüşler “uzun soluklu” olmayabilir ve her düşüş, “enflasyondan korunma aracı” olarak borsayı öne çıkarmaya devam edebilir. Şirketlerin bile kendi hisselerinde ciddi alımlar yaptığı bir dönemdeyiz. Yerli kurumsallar, yatırım fonları ve emeklilik fonlarının da ilgisi çok yüksek. Borsada 2.350-2.400 puan bandı korunduğu müddetçe, korkulacak bir durum yok gibi görünüyor. Tek risk, dünyanın çok hızlı yavaşlaması ve bu durumun dönüp de içeride ihracatı etkilemesi… Bunu takip edeceğiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.