Erkekler diyor ki;

“-Arkadaşlar sinemaya gidiyomuş beraber gidelim mi?...”
(...Valla ben gideceğim, sen ister gel ister gelme)
...
“-Bir ay kadar görüşmesek iyi olur, benim biraz zamana ihtiyacım var...”
(...Bitti güzelim, sen yavaş yavaş bavulunu topla)
...
“-Gel hadi barışalım, her şeye yeniden başlayalım...”
(...Kuyunu kazacağım, bana yaptıklarının öcünü alacağım)
...
“-Gerçekten beni seviyor musun?...”
(...Ben bir halt işledim, sen de eninde sonunda yakalayacaksın hadi hayırlısı)
...
“-Söylesene, beni ne kadar seviyorsun?...”
(...Ben bayağı büyük bir halt işledim, birisi de yakında sana söyler bunu)
...
“-Bu hafta zor değil mi senin için?...”
(...Bir süre, en azından bu hafta seni aramayacağım bayır gülüm...)
...
“-Çok yoruldun hayatım, biraz dinlensene?...”
(...Şu yaptığın iş çok ses çıkarıyor, ben televizyonu duyamıyorum)
...
“-Sen bilirsin, nasıl istersen öyle yap, karışmıyorum...”
(...Hele böyle kafanın dikine git o zaman görürsün dünyanın kaç bucak olduğunu)
...
“-Peki sen haklısın...”
(...Ne zaman konuşmayı keseceksin)

Öğrendim ki; “-Savaşı kendisiyle olanın yenilgisi kesin oluyor…”

KRAMPON

F.BAHÇE; Egemen Korkmaz ile anlaşma sağlayamazsa, yerine Müjdat Yetkiner transfer edilecek…
(…Jurnal)
...
MİLLÎ Takım’la çıktığı son maçta sakatlanan Gökhan Gönül; resmen Beşiktaşlı oldu…
(…Sabri)
...
CÜMBÜR cemaat 2016’ya giden, ancak sadece 5 futbolcu ile dönen millî takımdan resmî açıklama; “Biz tatil bitti demeden bitmez dedik” dediler…
(…Ömer_ce)
...
İNGİLİZ sanatçı Erol Homegin’den referandum sonuçlarına ilginç tepki: “Parmak basan İngiliz ile oyum nasıl bir sayılır?...”
(...Stv Son Dakika)

İtirafım var

(...isim: imdat ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi yedi)
İstanbul Fatih’te yaşadığım olay rezillik başlığına güzel bir örnektir...
Meydana yakın bir büfeye adres sorarken;
-Pardon İSKİ’nin binası nerede acaba?...
-İSKİ’nin ne binası, burada birkaç tane var...
Tam o sırada aranan bina görülür, tam da karşımda duruyordur;
BEN: Şuradaki!..
BÜFECİ: E orada zaten...
BEN: Kem küm... Teşekkürler!..
∞∞∞
Benzer bir durumu da kuru yemişçide yaşamıştım geçtiğimiz senelerde....
BEN: Kuru üzüm alacaktım...”
YEMİŞÇİ: Çekirdekli mi olsun çekirdeksiz mi?...
BEN: Ne farkları var?...
YEMİŞÇİ: Çekirdek farkları var...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ayaküstü...

(...Seyyar kapakçı)
-TRT’nin bir daha soru sormasına da gerek kalmadı!
...
“Erdoğan AB’yi parçaladı” diyorlar... Biz ona “dünya lideri” deyince kızıyorsunuz ama...
...
-Hamdolsun elimiz boş dönmedik. Millî takım sayesinde ülkece matematiğimiz gelişti!...
...
-Çek Cumhuriyeti galibiyeti sonrası TRT’ye atarlanan Fatih Terim, “turu geçseydik El Cezire’ye sövecektim...”

Ana Kumanda

(...NTV – Spor Aşkı / Kaan Kural İncileri)
“-Kolları o kadar uzun ki eğilmeden ayakkabı bağcıklarını bağlayabilir...”
...
“-Sokak lambasından biraz daha hâllice savunma yaptıklarını söyleyebiliriz...”
...
“-Geçen hafta bir maç seyrettim, kendime jilet atacaktım neredeyse...”
...
“-Bu teknik fauller nasıl kaçıyor, anlaşılır gibi değil. Faul çizgisini kazan da yok ki...”

Temel bir gün...

Merkezden seyir hâlindeki polis Temel’i olay yerine yönlendirmişler...
Temel gitmiş, durum bildirimi yapmış;
TEMEL: Olay yerine vardık efendim...
MERKEZ: Durum nedir?...
TEMEL: Bir kadın yeni sildiği koridora ayakkabıyla basan kocasını öldürmüş...
MERKEZ: Kadını tutukladınız mı?...
TEMEL: Hayır merkez... Yerler henüz kurumadı!..

Bizim pano

Avrupa Şampiyonası maçlarının notlarını Murat alıyor...
İftardan acele ile dönüp, Hırvatistan-Portekiz maçının başlamasına yetişecek...
Servise girerken koridorda Serdar’la karşılaşıyor:
MURAT: Başladı mı Hırvatistan-Portekiz?...
SERDAR: Koş abi koş... İstiklal Marşı okunuyor?...

Bakış...

“-Bana her zaman garip gelmiştir, insanlarda beğendiğimiz erdemler...
İyilik, cömertlik, açık kalplilik, dürüst ve anlayışlı oluş, duyarlılık hep bizim toplum düzenimizde başarısızlığın dostlarıdır...
Şiddetle eleştirip, beğenmediğimiz; sertlik, aşırı tutku, kazanç hırsı, aşağılık, bencillik ve çıkarcılık da başarıyı, ünü sağlayan etkenler oluyor...
Biz insanlar birincisinin hayranı olduğumuz hâlde, ikincisinin sonuçlarına bayılırız...”
(...John Steinbeck)