Kadınlar derken!

“-Eşime elmas bir gerdanlık aldım, 3 hafta benimle hiç konuşmadı?..”
-Aa?.. Sahte falan mıydı?..
“-Yok... Yok... O şartla almıştım zaten...”
***
Eşim bademcik ameliyatı olunca bir süre konuşamadı...
Benimle anlaşabilmesi için bir çeşit “Vurarak haberleşme” tekniği geliştirdi...
Şöyle ki; Omuza 1 vuruş: “Bir öpücük ver.” Omuza 2 vuruş: “Evet.” Omuza 3 vuruş: “Hayır.” Omuzlara rastgele 95 vuruş, enseye 1 adet sert tekme: “İnek gibi yatıp duracağına kalk git şu çöpü boşalt!”
***
“-Kocanızın huzura ve gerçek bir dinlenmeye ihtiyacı var... İşte şuradakiler uyku hapları...”
-Bunları kocama günün hangi saati içireyim?..
“-Yok, yok. Bu haplar sizin için...”

Bizim pano

Mehmet Abi, yani bu bombanın sahibi kendisi anlatıyor;
THY Adana yolculuğum esnasında hostes sordu, “Ne içersiniz” diye...
Ben de dedim ki “Süt olsun”... Neyse süt verdi içtik...
Geri dönerken Onur Hava Yolları ile geldim...
Aynı şekilde onların hostesi de sordu, ben de “Sütünüz var mı” dedim...
Dalga geçtiğimi zannederek sert bir şekilde cevapladı;
“-Süt inekte olur...”

Öğrendim ki; “-Büyük adam; kendini küçük adam yerine koyabilenmiş...”

Ayaküstü...

AP’nin Türkiye kararında dikkati çeken bir madde de Akkuyu Nükleer Santrali projesinden vazgeçilmesi isteği...
AP, Japon-Fransız ortaklığıyla yürütülen Sinop nükleer santrali ile ilgili bir değerlendirmede bulunulmazken, Rusya’ya iş birliği ile yürütülen Akkuyu projesinin durdurulması isteniyormuş...
E onu da siz yapsaydınız...
Rus’u görünce mi aklınız başınıza geldi, ya da başınızdan gitti?...
Geçiniz…
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)

Temel’in yeri...

Temel, çalan zil sesine koşup kapıyı açtığında eski dostu Dursun ve kocaman bir köpekle karşılaşmış...
Tereddütsüz “Buyur” ederek onları salona almış...
İki samimi dost daha oturmadan, köpek bir masa lambası ile kıymetli birkaç bibloyu devirmiş...
Sonra da en rahat koltuklardan birine yerleşip, koltuğun ahşap kollarını yalayıp kemirmeye başlamış...
Temel, köpeğin yaptıklarını içi cız ederek seyretmiş...
Çaylar içilip Dursun gitmek üzere ayağa kalkınca, köpek yüzünden içten içe sinir krizleri geçirdiğini belli etmemeye çalışan Temel demiş ki;
“-Dursun köpeği unutuyorsun...”
“Hay Allah” demiş Dursun, biraz da şaşkınlıkla;
“-Ula ben onu senin köpeğin zannetmiş, için için de nasıl kızmıştım bu sokak köpeğini nasıl bu kadar şımartmışsın diye...”

Krampon...

DURSUN Özbek’in hiçbir açıklamasından dolayı ceza vermeyen Disiplin Kurulundan samimi açıklama; Biz bir şey anlamıyoruz ki...”
¬¬¬
OLYMPİAKOS’un attığı Vitor kazığına cevap Fenerbahçe’den Emenike ile geldi…
¬¬¬
G.SARAY’da adı sır gibi saklanan oyuncunun adını hatırlayan çıkmayınca transferinden vazgeçildi...

Ana Kumanda

(...ATV / Evlen Benimle)
EVLENECEK KADIN: Benim giyimim kuşamım makyajım... Sağlayacak mısın bunları bana?...
EVLENECEK ADAM: Aslında bunlara ihtiyaç duymayan güzellikte birini tercih ederdim...
¬¬¬
EVLENECEK KADIN: Eski kırıklarınız var mı?...
ESRA EROL: Yani diyor ki, ayağınızda kırık çıkık filan var mı?..
EVLENECEK KADIN: Hayır efendim, ortopedik olarak sormuyorum. Yani eski sevgiliniz filan var mı şu anda size takılan?..
¬¬¬
ESRA EROL: Sizin bu programdan beklentilerinizi öğrenelim, nasıl bir aday?..
EVLENECEK AMCA: Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim öncelikle...

Farklılık...

Kişi kendisine dışarıdan bakamaz...
Zira kişi kendisinin nasıl göründüğünü sahiden görmez, tahmin edebilir ancak...
Gerçi kişi kendine ‘Bu şartlar altında ben, bir başkası için ne derdim’ diye sorabilir...
Ama cevap şu:
“-Bilemezdim... Bilseydim de, o başkasıyla ilgili haklı olduğum konusunda bir şey söylemiş olmazdı...”
Kişinin kendi üzerine sığ bir yargıda bulunması; kendisini ucuz bir biçimde şu ya da bu komedinin ya da trajedinin oyuncusu sayması...
Bunları bir başkası için yapması kadar iğrenç bir şey...
Düşün ki, başına ne gibi bir mutsuzluk, nasıl bir acı gelirse gelsin; bunu sen kendin hak ettin...
(...L. Wittgenstein)