Kişilik…

A -
A +
ÖĞRENDİM Kİ;
“-Bugünkü büyük problemler, dünkü kötü çözümlerin sonucuymuş...”
 
 
Krampon...
 
DORTMUND Kulübü, Türkçe bilmediği için Emre Mor'un Türkiye'de oynamasına sıcak bakıyor.
MAHMUT Uslu: Hiç umulmadık bir gelişme olursa 10 numara transferi yapabiliriz.
FOTOMAÇ'tan yaz promosyonu: Bu yaz tüm transfer bombalarını tek kitapta toplayıp 25 kupona vermeyi düşünüyoruz...
 
 
 
Bizim pano
 
2 arkadaş Şemsettin ve İrfan Abi demoya beraber gidiyor...
Adres bulunuyor eve giriliyor fakat evde en az 20 kişi var...
“Hoş geldiniz” faslından sonra ikramlar geliyor, yenilip içiliyor...
Takriben 25 dakika geçiyor ve bir tek kelime konuşan yok...
Sonra ev sahibi “Rahmetliyi nerden tanırdınız” diyor, bizimkiler “Kim öldü” deyince olay anlaşılıyor...
Yanlış adres...
 
 
 
Ana Kumanda
 
(...A SPOR / Takım Oyunu)
 
SERKAN KORKMAZ: Yine uçuk rakamlarla, yıldız futbolcular gelip gidiyor hocam?..
ERMAN TOROĞLU: Bu işler çocuk olması gibidir sevgili Serkan... Çok transfer yapmakla şampiyon olunmaz...
 
∆∆∆
 
(...TV 8 / Bay Tahmin)
 
FİKRET ENGİN: Ve yeni sezonun fikstürüne geçiyoruz...
MURAT ÖZARI: Valla şu an karşıdan karşıya geçecek hâlim yok Fikret, çok sıcak...
 
∆∆∆
 
(...SHOV TV / Evleneceksen Gel)
 
SEDA SAYAN: Nasıl bir talip-li istersiniz?..
EVLENECEK ADAM: Zengin erkek istemeyen, kontör alamazken üç bin liralık telefon almayan, kocam her şeyi getirsin demeyen...
 
 
 
 
Temel'in yeri...
 
Kuşlara meraklı olan yaşlı Temel bir yaz gecesi evinin balkonunda otururken bir “Baykuş sesi” duymuş...
Çocukça bir hevesle aynı sesi o da çıkartıp cevaplamış o ötüşü...
Kendisine tekrar cevap gelince çok sevinmiş, aynı senaryo ertesi gün de devam etmiş...
Bütün bir yaz boyu yaşlı Temel ve onun bilinmedik “Tüylü arkadaşı” karşılıklı ötüşüp durmuşlar...
Bir gece Temel baykuş arkadaşıyla karşılıklı ötüşerek oynaşırlarken karısı Fadime de evinin bahçe duvarına yaslandığı komşusu ile sohbete başlamış,
“-Kocam Temel her şeyi bir kenara bıraktı, bütün gecelerini baykuşlarla karşılıklı ötüşerek geçiriyor” diye şikâyete başlamış...
“Aa... Çok ilginç” demiş komşusu Dursun’un karısı,
“-Benimki de aynen öyle...”
 
 
 
 
Kişilik…
 
Hepimiz bir sürü parçadan oluşuruz ve bu parçalar kendilerini ifade etmek için çırpınır...
Bizler yalnızca varılan son uzlaşmadan sorumlu tutulabiliriz, her parçanın sahip olduğu karmaşık dürtülerinden değil...
...
Kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız...
Yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir...
...
Kendini iyi biri olarak gösteriyor -kimseye zarar vermiyor- yalnızca kendinden
ve doğadan başka kimseye sırf pençeleri yok diye kendilerine iyi diyenlerden biri olmaktan vazgeçirmeliyim onu...
...
Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemin yollarını aramak değil...
Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar.
Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar...
Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir...
 
(...Nietzsche)
 
 
 
 
itirafım var...
 
(...isim: mustafa yılmaz ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi yedi)
 
Uzun bir yolculuktan sonra taksi şoförü ile diyaloğumuz;
-Neden dış hatlara geldin, ben iç hatlara gidecektim?..
“-Abi kusura bakma, ben turist sandıydım...”
Sırf tipimden dolayı yabancı zannedip yurt dışına gideceğimi düşünmüş.
Ben de ilk kez konuşmayı sevmeyen bir taksiciyle karşılaştığımı sanıyordum...
 
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
 
 
 
 
Pis yazar!
 
-El çantasıyla gittiğin yerden, bavulla dönüyorsan annenin yanından geliyorsundur...
...
-Sizin işler ne âlemde ya?... Nasıl duygu tüccarlığı çok kazandırıyor mu?..
...
-Süper Mario'da hiçbir işe yaramayan yeşil borunun üstünde boşu boşuna çömeliyorum. Öyle bir gece.
...
-Spor salonuna gidip ayna karşısında fotoğraf çekmeyenin üyeliğini mi iptal ediyorlar? Hayır bilmediğimden soruyorum...
"-Gereğinden fazla değer vereceğim için insanlarla yakınlaşmıyorum..."
...
"-Kimseye güvenmemen gerektiğini en güvendiğin kişiyle anlarsın..."
...
"-Yalnızım diye üzüldüğüm zaman Safiye ve Faik çifti aklıma gelince mutlu oluyorum..."
...
"-Ne zaman anı yaşamak istesem borçlarım aklıma geliyor, internet paketi bittiğinde banyo lifi telefondan daha teknolojik gibi geliyor..."
...
"-5 liralık yemek menüsüne Retrica'dan efekt vermeye utanmadın mı?.."
 
 
 
...gündemin
kırıntıları...
 
Tankların önüne ilk ben çıkacağım de, sonra da bulduğun ilk koltuğa otur.
Boşa yürüdün!..
 
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)
 
 
 
Bir erkeğin itirafları...
 
-Günümüzün nasıl geçtiğini merak ediyorsan sorduktan sonra oturup dinle... Anlatırken mutfağa geçip beni öylece ortada bırakma...
...
-Söylediğin bir şey doğru çıkınca hemen, 'Ben sana demedim mi' diye beni yalancı çıkarmaya çalışma... Nihayetinde ben haklı çıkıyorum biliyorsun...
...
-Suratını astığında; 'Neyin var' diye sorarsam makul ve mantıklı bir açıklama getir... 'Hiç' demek hiçbir surat ifadesinin açıklaması değildir...
...
-Giderlerimizle ilgili problemleri günde en az 30 kez düşünüyorum... Bir de senin hatırlatmana gerek yok...
...
-Sana cevap vermemem seni dinlemediğim anlamına gelmez kesinlikle... Biz en çok sustuğumuz zamanlar anlayabiliriz...
 
 
 
Yıldız Abla günlüğü
 
-Güzellik yarışmasına katılsam "İkinci kim" diye sorardım...
...
-Belki çirkinim ama, seni en güzel ben severim...
...
-Gün başlayınca gün aydın diyoruz da; gün bitince neden gün kara demiyoruz, ilginç...
...
-Herkes ben olmak için çaba harcıyor, ben ise kendim olmak için...
...
-Adam olana kadın olmasını biliriz.
 
 
 
 
Ters açı...
Kişilik…
“-Uyarı!..”
(…Murat Aldeniz’den)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.