"Söz dinleyen kurtulur..."

A -
A +

Söz dinleyip îmân edenler, Cennet nimetlerine kavuşacak, dinlemeyip inkâr edenler de, Cehennem azâblarını tadacaklardır. Dünyada bile, danışarak hareket edip söz dinleyenler, rahat etmişlerdir.
Dünya saâdeti için söz söyleyen ve bunları dinleyen çoktur. Âhıret saâdetini anlatan ve bunları dinleyen ise, çok azdır. Çok önemli olan âhıret saâdeti, âdeta unutulmuştur. Bu ise, felâketin en tehlikelisidir. Halbuki Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmdan dünyanın sonuna kadar gelecek olan bütün insanların ruhlarını yarattığında onlara; (Elestü bi-rabbi-küm? yani "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?") diye hitâb ettiğinde, bütün rûhlar; (Belâ, "Evet, biz kabul ettik. Sen bizim Rabbimizsin yâ Rabbî") diyerek söz vermişlerdir.
Rûhlar âleminde verilen bu söz, insanlara, dünyaya geldikleri zaman, Peygamberler ve Onların vârisleri olan âlimler tarafından hatırlatılmaktadır. Bunlardan bazısı, verdiği söze sâdık kalarak îmân etmiş, bazısı da, o sözü unutarak veya inkâr ederek reddetmiş, söz dinlememişlerdir. Söz dinleyip îmân edenler, Cennet nimetlerine kavuşacak, dinlemeyip inkâr edenler de, Cehennem azâblarını tadacaklardır.
Dünyada bile, danışarak hareket edip söz dinleyenler, rahat etmişler, danışmadan hereket edenler ise, çeşitli sıkıntılara düşmüşlerdir. Hadîs-i şerîfte; (Münâfıklık alâmeti üçtür: Yalan söylemek, vaadini îfâ etmemek, emânete hıyânet etmek) buyuruldu.
Peygamber efendimiz, son hastalığında, Mescid-i nebide, Eshâb-ı kirâma hitaben;
(Ey Muhâcirler ve ey Ensâr! Vakti belli olan bir şeye kavuşmak için acele etmenin faydası yoktur. Allahü teâlâ, hiçbir kulu için acele etmez. Bir kimse Allahü teâlânın kazâ ve kaderini değiştirmeye, irâdesinden üstün olmaya kalkışırsa, Onu kahr ve perîşan eder. Allahü teâlâya hîle etmek, Onu aldatmak isteyenin işleri bozulup, kendi aldanır. Biliniz ki, ben sizlere karşı raûf ve rahîmim. Siz de bana kavuşacaksınız. Kavuşacağınız yer, Kevser havuzunun başıdır. Cennete girmek, bana kavuşmak isteyen, boş yere konuşmasın.
Ey Müslümânlar! Kâfir olmak, günâh işlemek, nimetin değişmesine, rızkın azalmasına sebep olur. İnsanlar, Allahü teâlânın emirlerine itâat ederse, hükûmet başkanları, âmirleri, vâlileri onlara merhamet ve şefkat eder. Fısk, fücûr, taşkınlık yapar, günah işlerlerse, merhametli başkanlara kavuşamazlar) buyururlar.
Sa'düddîn-i Kaşgârî hazretleri, bir talebesine vazife verir. Talebe, kendine göre haklı gördüğü şeyleri yapmaya kalkar. Fakat başına gelmedik sıkıntı kalmaz. Hatasını anlayıp tövbe eder ve özür diler. Talebesinin özrünü kabul eden Sa'düddîn-i Kaşgârî hazretleri; "Söz dinleyen kurtulur" buyururlar.
Netice olarak söz dinleyen, rahat eder, aziz olur. Dinlemeyen ise, hem dünyada, hem de âhırette sıkıntılara düşer, rezil olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.