"Herkese akıllı denmez"

A -
A +

Selîm olan akıl, insanı sahibine, yaratanına yaklaştırır. Yaratanına yaklaştıkça, Onun kudretini, gadâbını ve ihsânlarını daha iyi anlar ve korkusu da artar.

Akıl, her insanda var ise de, herkeste eşit olarak bulunmaz. En yüksek akıl ile en aşağı akıl arasında binlerce derece farkı vardır. Bu sebeple, bazı kimselerin sık sık tekrarladığı "aklın kabul edebileceği" sözü, her zaman ve herkes için doğru değildir. Hem bu söz, hangi akıl yani kimin aklı, en çok aklı olan kimsenin mi, yoksa her akıllı denen kimsenin aklına göre mi olacaktır? Zira herkeste bulunan akıl; selîm ve sakîm akıl olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunların her ikisi de akıldır. Selîm akıl, hiç yanılmaz, hatâ etmez, pişmân olacak hiçbir harekette bulunmaz, düşündüğü şeylerde aslâ hatâ etmez. Hep doğru ve sonu iyi olan işlerde bulunur. Doğru düşünür, doğru yolu bulur ve işleri hep doğrudur. Böyle akıl, ancak Peygamberlerde bulunur. Bunlar, her başladıkları işte muvaffak olmuşlar, pişmân olacak, zarar görecek bir şey yapmamışlardır. İmâm-ı Şâfiî hazretleri; "Herkese akıllı denmez. Akıllı kimse, kendisini her türlü kötülükten koruyandır" buyurmaktadır.

Selîm olan akıl, insanı sahibine, yaratanına yaklaştırır. Yaratanına yaklaştıkça, Onun kudretini, gadâbını ve ihsânlarını daha iyi anlar ve korkusu da artar. Zira Fâtır sûresinin 28. âyetinde meâlen;

(İlmi çok olanların, Allah korkusu çok olur) buyurulmuştur.

Ebû Osman Hîrî hazretleri; "Akıllı, korktuğu şey başına gelmeden önce, onun çâresine bakandır" buyurmuştur.

Netice olarak, aklı olan, Allahü teâlâya îmân eder ve Ondan korkar. Allahü teâlâdan korkan da, Onun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara karşı sabreder. Yaptığı kusurlara tövbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar. Kimsenin malına, canına, nâmusuna göz dikmez. Çalışırken, alışveriş ederken, kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam sâhiplerine, zâlimlere  yaltaklanmaz. İlim ve ahlâk sâhiplerine saygı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasîhat verir, onlara uymaz. Küçüklerine merhametli, şefkatli olur, misâfirlerine de ikrâm eder. Kimseyi çekiştirmez, keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve faydasız bir şey söylemez, kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkiyi herkese iyilik etmek için ister. Riyâkârlık, ikiyüzlülük yapmaz, kendini beğenmez. Allahü teâlânın her ân gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır, yasaklarından kaçar. Bu hâl, aklın çok olmasının alâmetidir. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:

(Aklın çok olması, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.