İslâmiyet, ilmin ta kendisidir...

A -
A +
İslâmiyet, ilâhlara insan kanı dökmek fâcia ve felâketinden insanlığı kurtarmış, bunun yerine, ibâdeti ve sadakayı getirmekle, insanlara iyilik yapmayı aşılamış, sosyal adâletin temelini kurmuştur. Böylece, kanlı silâhlara hâcet bırakmadan, dünyâya kolayca yayılmıştır. İlim dâvâsına Müslümânlar kadar bağlı ve saygılı hiçbir millet gelmemiştir denilebilir. Peygamber efendimizin pekçok hadîs-i şerîfleri, ilim teşvikçisi ve ilme saygı ile doludur. İslâmiyet, ilme maldan daha çok kıymet vermiştir. Peygamber efendimiz, bu tutumu olanca gücü ile desteklemiş, Eshâbı da, bu yolda var kuvvetleri ile çalışmışlardır. Kur'ân-ı kerîmin birçok yeri, ilmi emretmekte, ilim adamlarını övmektedir. Zümer sûresinin 9. âyetinde meâlen; 
(Bilen ile bilmeyen hiç bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir) buyuruldu. Hadis-i şerîfte;
(Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibâdet etmekten daha sevaptır) buyurulmuştur. Ayrıca Peygamber efendimiz;
(İlim, Çin'de de olsa alınız!) buyurmuştur. Yani ilim, dünyanın en uzak yerinde bulunsa ve kâfirlerde de olsa, gidin alın demektir. Bir hadîs-i şerîfte de;
(Beşikten mezâra kadar ilim öğreniniz, çalışınız!) buyuruldu. Yani bir ayağı mezarda olanın da çalışması lâzımdır, öğrenmesi ibâdetdir. İslâm dîninde kadın, kocası öğretmezse ve izin vermezse, ondan izinsiz, ilim öğrenmeye gidebilir.
Peygamber efendimiz zamanında Medîneli Ensârın fakir olanları ile Muhâcirlerin fakirleri, Mescid-i nebî yanındaki Soffa denilen büyük çardak altında yaşarlar, ilim öğrenmek ve öğretmekle uğraşırlardı.
Bugünkü fennin, medeniyetin kurucuları, eski ve yeni eserlerin, edebiyatın koruyucuları, Emevîler, Abbâsîler, Gaznevîler ve Osmânlılar zamanındaki Müslümânlar olmuştur. İngiliz fikir adamlarından Carlyle, yazdığı "Kahramanlar" kitâbında, Muhammed aleyhisselâmı anlatırken;
"Oniki asır boyunca, yüz milyonlarca insanı idâre etmiş, doğuda, batıda medenî devletler kurulmasına sebep olmuş bir zât, Luther'in ve Volter'in yazdığı gibi, bir sahtekâr olamaz. Aşağı bir kimse, hazret-i Muhammed'in başarılarına kavuşamaz. Ancak, îmân ve ahlâk sâhibi, olgun bir kimse, başkalarına faydalı olur. Muhammed aleyhisselâm, insanları yükseltmek için doğmuştur. Böyle olmasaydı, kimse ona uymazdı. Muhammed aleyhisselâmın sözleri doğrudur. Çünkü yalancı olan bir kimse, bir din değil, bir ev bile kuramaz" demektedir.
Netice olarak İslâmiyet, ilmin ta kendisidir. Resûlullah efendimizin ilmi öven ve teşvik buyuran sözleri o kadar çoktur ve meşhûrdur ki, İslâmiyete düşman olanlar bile bunları bilmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.