"Bu seneki haccımız bu olsun!.."

A -
A +

Abdullah bin Mübârek hazretleri, hacca giderken bir çöplüğün yanından geçiyorlardı. Orada yerden ölü kuşu alan bir kızcağız gördü. Onun çok fakir ve yetim olduğunu öğrendi...

Allahü teâlâya îmân eden bir kimse, Onun emrlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara sabreder. Yaptığı kusurlara tövbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar. Kimsenin malına, canına, nâmusuna göz dikmez. Çalışırken, alışveriş ederken, kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makâm sâhiplerine, zâlimlere yaltaklanmaz. İlim ve ahlâk sahiplerine saygı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasîhat verir, onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misâfirlerine ikrâm eder. Kimseyi çekiştirmez, keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hattâ faydasız bir şey söylemez, kimseye sert davranmaz. Riyâkârlık, ikiyüzlülük yapmaz, kendini beğenmez. Allahü teâlânın her ân gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Cömert olur, mâlı ve mevkiyi herkese iyilik etmek için ister. Allahü teâlânın kerîm, rahîm, yani lütfunun, ihsânının bol ve merhametinin çok olduğunu bilir, kendisi de cömert ve merhametli olur. Allahü teâlâ, bir hadîs-i kudsîde; (Bütün dinler içinde, bu dîni seçtim. Bu din, cömertlik ve güzel huy ile tamâm olur. Bu dîni, her gün, bu ikisi ile tamâmlayınız!) buyurdu.

Peygamber efendimiz; (Allahü teâlâ cömert olanı sever.) Hazret-i Alî de; "Verâ olmayan ilimde hayır olmadığı gibi, cömertlik olmayan malda da hayır yoktur" buyurmuştur.

Abdullah bin Mübârek hazretleri, çok cömert idi, arkadaşlarına ve muhtaçlara para vererek yardımlarına koşardı. Bir sene hacca giderken bir çöplüğün yanından geçiyorlardı. Orada yerden ölü kuşu alan bir kızcağız gördü. Ona hâlini sordu. O da;

-Benden başka bir de kardeşim var. Yoksuluz, bir şeyimiz yok. Üç gündür açız. Biz zengindik, babamızın malı vardı. Zulüm ve haksızlıkla malını alıp öldürdüler. Gördüğünüz gibi muhtaç hâle düştük der. Gözleri yaşaran Abdullah bin Mübârek hazretleri yanındaki bin altından kırkını memlekete dönmek için ayırır, geri kalanını o kızcağızın âilesine verilmesini emreder ve;
-Geri dönüyoruz bu seneki haccımız bu olsun buyurup, geri dönerler.

Netice olarak, insanda yerleşmiş olan huya, meleke denir. Geçici olan huya ise, hâl denir. Meselâ gülmek, utanmak, birer hâldir. Cömertlik, cesâret, birer melekedir. Ahlâk, yani huy deyince, meleke anlaşılır. Bâzan hayır işlemek huy değildir. Her zaman hayır işlerse, cömert huylu denir. Her zaman, fakat kendini zorlayarak yaparsa, yine cömert huylu olmaz. Kolaylıkla, seve seve yaparsa, cömert huylu denir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.