Nâfile namazları cemaatle kılmak

A -
A +
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: "Aşûre günü, Berât ve Regâib geceleri, camilerde toplanarak cemaatle namaz kılan yüzlerle kişi, bu toplantılarla sevap kazandıklarını sanıyorlar!.."
Beş vakit namazın farzlarını cemâatle kılmak, erkeklere hanefî, Şâfiî ve Mâlikî mezhebinde sünnettir. Cuma ve bayram namazlarında ise şarttır. Nâfile namazları cemâatle kılmak ise, mekruhtur.
Regâib, Berât ve Kadir gecelerinde kılanan nâfile namazları, cemaatle kılmak mekruhtur. Regâib namazı diye bilinen ve Receb ayının ilk Cuma gecesi kılınan namaz da, nâfile bir namazdır. Hicretin 480. senesinde meydana çıkmıştır. Birçok âlim, bunun çirkin bir bid'at olduğunu bildirmiştir. Çok kimsenin kılmasına aldanmamalı ve sünnet sanmamalıdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
"Zamanımızda âlim olsun, câhil olsun, Müslümânların çoğu, nâfile ibâdetleri yapmaya çok önem veriyorlar. Farzları yapmakta gevşek davranıyorlar. Farzların içinde bulunan sünnetleri ve müstehâbları gözetmiyorlar. Nâfilelere kıymet veriyorlar. Farzları aşağı görüyorlar. Farz namazları müstehâb olan zamanlarında kılan yok gibidir. Sünnet olan cemaatin çoğalmasına, hattâ namazı cemaat ile kılmaya aldırış etmiyorlar. Farzları, gevşeklikle, üşenerek kılmakla, vazifeyi bitirdiklerini sanıyorlar. Aşûre gününe, Berât gecesine, Receb ayının yirmiyedinci gecesine ve bu ayın, Regâib gecesi denilen ilk Cuma gecesine çok önem veriyorlar. Bu zamanlarda, büyük cemaatlerle nâfile namazlar kılıyorlar. Bu cemaatleri iyi ve güzel sanıyorlar. Bunların, şeytânın aldatması olduğunu, günâhları sevap olarak gösterdiğini anlayamıyorlar. Şeyhülislâm Usâmeddîn İsferâînî Hirevî hazretleri, Şerh-i Vikâye hâşiyesinde; 'Nâfileleri cemaatle kılmak ve farz namazları cemaatsiz, yalnız kılmak, şeytânın aldatmalarından biridir' buyuruyor.
Aşûre günü, Berât ve Regâib geceleri, camilerde toplanarak cemaatle namaz kılan yüzlerle kişi, bu toplantılarla sevap kazandıklarını sanıyorlar ise de, bunlar fıkıh âlimlerinin söz birliği ile mekruh dedikleri işi işlemektedirler. Mekruhu iyi bilmek ise, büyük cinâyetlerdendir. Çünkü harâmı mubâh bilmek, küfür olur. Mekruhu mubâh bilmek, ondan bir basamak aşağıdır. Bu işin çirkinliğini iyi anlamalıdır."
Netice olarak, bir edebi gözetmek ve tenzîhî olsa bile, bir mekruhtan sakınmak, zikirden ve murâkabeden daha faydalıdır. Tahrîmî olan mekruhtan sakınmanın faydasını, artık düşünmelidir. Nâfile ibâdetleri yapmak, farzları gözetmekle, haramlardan, mekruhlardan sakınmakla birlikte yapılırsa, elbette güzel olur. Fakat böyle olmazsa, zararlı olur. Zekât olarak bir gram gümüşü, Müslümân bir fakire vermek, nâfile olarak dağlar kadar altın sadaka vermekten ve yardımlar yapmaktan daha çok sevaptır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.