Trump’ın ibretlik sonu

A -
A +
 
‘Amerika’yı tekrar büyük yapacağım’ diyerek dört yıl önce başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump, ABD’yi dünyada hiç olmadığı kadar küçük düşürerek koltuğuna veda ediyor. Öyle ki, ABD Kongre binasını –dışarıdan gelecek değil- ABD vatandaşlarından gelebilecek saldırılara karşı korumak için askerî birlikler görevlendirilmiş durumda. Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) hazırladığı, tüm eyaletlerde silahlı grupların gösteri yapabileceklerine dair raporlar gazetelere sızdırılıyor. Temsilciler Meclisi bir yıl içinde ikinci kez Başkan’ı suçlu bularak, azledilmesi için dosyayı Senato’ya sevk ediyor. Trump’ın itham edildiği suç, Kongre’ye saldırmaları için halkı kışkırtmak.
Muhtemelen Senato’da 67 kişi Trump’ın azledilmesi için oy vermeyecek. Ama görevi bırakmakta olan bir başkanın bu duruma düşmesi bile ABD siyasetiyle ilgili ders kitaplarında bir bölüm başlığı olmaya aday.
Nasıl olmasın ki, tabiri caizse Kongre, Trump’a maç sona erdikten sonra kırmızı kart göstermeye çalışıyor. Sadece bundan sonraki siyasi hayatını tamamen bitirmek için değil, aynı zamanda başkanlıktan sonraki günlerini duruşma salonlarında geçirmesi için. Elbette bir de, ibretiâlem olsun diye.
Trump tek kelimeyle eksantrik bir başkandı. Seçim kampanyasında yaptığı bir konuşmada, ‘Ben siyasetçi değilim. Mevcut düzeni yıkmaya çabalayan gerçek bir vatanseverim’ demişti. Kendi kendisini doğrulayan bir mantıksal çerçeve kurdu. Trump’a göre, Amerikan halkını düşünmeyen çıkar odakları, siyasetteki ve bürokrasideki iş birlikçilerinin desteğiyle ABD’ye ihanet içindeydi; bunların kökünü kazımak gerekiyordu; Kendisi bu işe soyunduğu için hedef gösteriliyordu.
İronik ama ABD’de Trump’ı itham edenler de aşağı yukarı bunu söylüyor: ‘Düzeni yıkmaya çalıştı.’ Tabii düzeni demokratik mekanizmaları kullanarak değiştirmeye çabalamak yerine şiddet kullanarak yıkmaya çalışınca bu çok ağır bir suç kapsamına giriyor.
Trump artık başkanlık koltuğunda da, siyaset sahnesinde de olmayacak. Fakat bıraktığı miras sebebiyle çok uzun yıllar boyunca ABD siyasetinin konusu olmaya devam edecek. Görünen o ki, bugünkü durumun tüm mesuliyetini Trump’a yükleyerek, onun sahneden indirilmesiyle problemlerin çözüleceğini zannedenler yanılacaklar. Çünkü Trump ABD’de uzun yıllardır bir dip dalga olarak gelen eğilimlere ivme kazandıran ve onların su yüzüne çıkmasına yardımcı olan bir aktördü sadece. Bu dip dalgayı körükleyen şartları oluşturan kişi Trump olmadığı gibi, onun siyasetten silinmesiyle de bu dalga ortadan kalkmayacak. ABD devlet sistemine duyulan güvensizlik, baskı-çıkar grupları ve lobilerin karar alma sistemindeki ağırlığının yol açtığı rahatsızlık, yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, içe kapanma, muhafazakâr-liberal kutuplaşması ve ırk ayrımcılığı gibi yapısal meseleler Trump’tan sonra da devam edecek.
Çoğu siyaset bilimci 1990’lardan itibaren, küreselleşmenin Amerikan patentli bir olgu olduğunu ve dünyanın birçok yerinde ekonomik ve sosyal olumsuzluklara yol açarken, ABD için kazanca dönüştüğünü savunmaktaydı. 30 yıllık küreselleşme tecrübesi, bu olgunun sıradan Amerikalılar için de, diğer ülkelerdekilere benzer doğrudan ve dolaylı olumsuzlukları doğurduğunu gösterdi. Bir bakıma Amerikan hegemonyasını kurmak için atılan bumerang, Çin’e, Hindistan’a çarptı ve ABD’ye geri döndü. Başlangıçta muzu, Hindistan cevizini sudan ucuza aldığına sevinen orta sınıf Amerikalı, çalıştığı şirket ABD’deki üretimini maliyetlerin daha ucuz olduğu ülkelere kaydırınca işsizlik gerçeğiyle yüzleşti. Tüketim temelli refah toplumu olma iddiası manasını kaybetti. Trump bu atmosferde yükselmişti. Belki de bundan sonra, Trump’tan daha popülist ve mücadeleci aktörlerin aynı iklimi kullanarak siyasi güç devşireceklerine şahit olacağız.
Amerikan siyasetinde önümüzdeki dönemde, bir yandan Trump dönemini ‘en kötü örnek’ olarak vasıflandıran ve aynı tablonun bir daha yaşanmaması için çalıştıklarını söyleyenlere, diğer taraftan da, Trump’ın taktik hatalarını tekrar etmeden onun dile getirdiği ‘mevcut düzeni yıkma’ hedefine ulaşmaya çalışanlara sıkça rastlayacağız. Başka bir deyişle, Trump hem kendisinden nefret edenler, hem de kendisini destekleyenler için ibretlik bir vaka olarak anılmayı uzun yıllar boyunca sürdürecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.