Bayram Sevincinin Anlamı Üzerine

A -
A +
Bugün, insanları gönül tezgâhında yoğuran ve bir kıvama getiren yaşam mektebinin, ramazan ayının son günü. Bu mektepte eğitim, her çağdan ve her yaştan insan için ömür boyu süre gelen bir süreç ve vasattır. Çocukluktan itibaren bu mektepte, açlık ve susuzluk hissinin yakıcılığı öğrenilir. Zira bu his, insanlığın kader çizgisinde yüzleşmesi muhtemel iki acı gerçekliği ifade eder. İnsanın bu hissi tatması, onun bu acıyla tanış olması, onun insanlık dünyasının herhangi bir coğrafyasında tanık olunacak bu türden bir felaketin yakıcılığını hissetmesine imkân tanır. Onun duygudaşlığını besler ve ona kardeşlik ve paylaşım duygularını aşılar. Böylece bu mektep, bireyi tüm topluma, insanı tüm insanlığa, dost ve kardeş kılar.
Bu mektepte insan, yaşamın bir imsak ya da sakınma olduğunu idrak eder. Burada insan, imsakı yani tüm kötülüklerden, başkalarının malına, canına, zarar vermekten sakınmanın gereğini öğrenir. Böylece yaşam bir bütün olarak imsaktir; yani sakınılması gereken ne varsa fenalıklar adına, onlardan uzak durmaktır. Ahlaki erdemler, ruhi güzellikler ve incelikler adına ne varsa onlarla ruhumuzu ve kişiliğimizi eğitmek ve bunlarla kuşanmaktır. Her yıl bayram, bu mektebin ikliminde yoğrulan ruh dünyamızı dirilten bir sevinç ve huzur kaynağı olarak hanemize ve beldemize teşrif eder.
Bu yüzden bayram günü, neşe, huzur ve sürur günüdür. Bu sevinç, bayramlaşmalar, ziyaretleşmeler, el öpmeler, küskünlüklerin giderilmesi, dargınların barıştırılması ve sair bütün örf ve âdetleri ile toplumsal bir şölene dönüşür. Bütün ritüelleri ile bayram, toplumsal geleneklerin ihyasını ve kökleşmesini mümkün kılan törenselliği ile toplumu mobilize eder.
Toplumsal bir şölene dönüşebilmesi için bayram sevincinin, gencinden yaşlısına, zengininden yoksuluna, köylüsünden kentlisine, sağlıklısından engellisine vb. toplumun her katmanında doyasıya paylaşılması icap eder.
Zira bayram sevinci, toplumsal dayanışmanın ve/ya tesânüdün eşsiz bir tablosudur. Bu tablo, etnik, kültürel, kimliksel ve sosyal tüm ayrışmaları anlamsız kılan bir şölen resmidir. Tüm farklılıkları ve ayrışmaları, yalnızca ve yalnızca bir toplumsal zenginlik olarak yansıtan bir resimdir. Bu resim, kolektif bilincin, ortak ruhun, gerçek anlamda insanlık kardeşliğinin abidevi bir portresi niteliğindedir. Bayram sevinci, modern yaşamda tutsağı olunan tüm bireysel yalnızlıklarımızın, soyutlanmışlıklarımızın ve toplumsal çaresizliklerimizin bir ilacı hüviyetindedir.
Bu şölenin en önemli ritüellerinden birisi, sıla-i rahimdir. Sıla-i rahim, insanın ölüm ve dirim ile; insan ve insanlık ile bağını yeniden kurma ve tazeleme imkânıdır. Bayram günü kişi, anne ve babasını, hısım ve akrabalarını ziyaret ederek, onların halini sorarak ve gönüllerini alarak bu bağı yeniden tesis eder. Böylece bayram, bir vuslat ve varış vesilesine dönüşür.
Sahip olduğu anlam dünyası ile bayram, kişinin içinde bulunduğu çevreden ve/ya ortamdan ayrılışını ve ataletini ifade eden tatil fikrinden uzaktadır. Modern tüketim toplumu paradigmasının üretmiş olduğu tatil algısı ile özdeşleştirilen bayram fikri, derin bir mana yitimini ifade etmektedir. Zira tatil, kişinin bulunduğu bağlamdan kopuşu ve yalnızlaşmayı ifade ederken, bayram kavuşmayı, hatırlanmayı ve bütünleşmeyi ifade etmektedir.
Bayram, bir hatırlama ve hatırlanma fırsatıdır! Bayram, yakınını ve yakında olanı hatırlama fırsatı olduğu kadar; farklı coğrafyalarda yaşamları savaş, işkence, şiddet, kan ve zulüm ile esir alınan kardeşlerimizin kederlerini de bir hatırlama vesilesidir.
Bayram bir umut kapısıdır! Hikmet, merhamet ve sevgi yoksunluğu ile çoraklaşan insanlığın yeniden dirimi için bir beslenen ümidin ve tazelenen umudun kapısıdır. Birey olarak bütün bencilliklerimiz, nobranlıklarımız ve hadsizliklerimizden azat olabilme umudunun kapısıdır!

Bayramın birliği, dirliği ve kardeşliği pekiştiren onarıcı gönül iklimine ermek dileğiyle, Bayramınız kutlu olsun! 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.