GEÇİŞ DÖNEMİ DÜNYASI

A -
A +
Fransız İhtilali’nin ateşlediği millî akımlarla 19. Asrın ilk çeyreğinden itibaren imparatorluklardan kopmalar başladı. 19. Asır, imparatorlukların var olma kavgasını verdikleri bir zamandır. Osmanlı İmparatorluğuna bakıldığında seyir şudur: 1821’de Yunanistan’ın muhtariyet/otonomi kazanıp kısa müddet sonra müstakil bir devlet olmasını, başka millî unsurların kopuşları takip etmişti. Bu süreç, 1920’lere kadar devam etti. 19. Asrın ilk çeyreğinde başlayan millî devletlerin oraya çıkışları yüzyıl tutmuştur. Babür İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Çarlık Rusya’sı ve Osmanlı İmparatorluğu bu dönemin ortasıyla sonunda tasfiye oldular. 20. Asır ise önder, führer, şef ağırlıklı devletler dönemidir. I. Dünya Harbi sonrasında Sovyet Rusya, Türkiye Cumhuriyeti, Almanya, İtalya ve İspanya’da manzara budur. Bu manzara, 25-30 yıl böyle devam etti. İnsanlığın, Birinci Dünya Harbi’nde milyonlarca kayıptan sonra ortak akıl, konuşma, istişare arayışının ilk tezahürü Cemiyet-i Akvam’dır. Kavimler, yani Milletler Cemiyeti demek. Ancak bu cemiyet, II. Dünya Harbi’nin çıkmasına mâni olamadı. Birinci Dünya Harbi ile Çarlık Rusya’sı yıkılmış ve yerine SSCB denen komünist bir idare kurulmuştu. İkinci Dünya Harbi sonrasındaysa Çin, Mao’nun Kültür İhtilaliyle komünist idareye geçti. Japonya ve İngiltere başta olmak üzere bir kısım Avrupa devletlerindeyse hükümdarlıklar devam etti ve devam ediyor. İngiltere veya üst ismiyle Büyük Britanya, ilk dünya harbinde süper güç/Cihan Devletiydi. Bugün içinde bulunduğumuz büyük coğrafyayı İngiltere ve Fransa, birlikte tanzim ettiler. Bu haritaya daha sonra çizimde rol alan subayların isimleri sebebiyle “Sykes/Picot Andlaşması” dendi. İkinci Dünya Harbi, Cihan Devletini değiştirdi. Bir başka ifadeyle Hitler, kendisi hâkim olamadı ama İngiltere’ye de yâr etmedi. Artık Süper Güç ABD idi. Fakat tek başına değildi. Karşısında SSCB vardı. Bundan böyle bu yeni yapılanmaya “İki Kutuplu Dünya” denir oldu. Dünya, kabaca Kapitalist Dünya ve Komünist Dünya diye ikiye ayrılmıştı. Veya Kızıl Dünya, Kara Dünya. Ayrıca her birinin kendi içinde renkleri vardı. İkinci Dünya Harbi, bir ateşkesle bitmişti. Bu arada Cemiyet-i Akvam lağvedilerek yerine daha şümullü fakat harbin galiplerini münhasıran yetkili kılan yeni bir istişare teşkilatı kuruldu. Bunun adı BM-Birleşmiş Milletler idi. BM’yi AK-Avrupa Konseyi, NATO ve AB-Avrupa Birliği takip etti. Tamamının kuruluşu 10 yıl içindedir. Böylece 1950’den itibaren dehşetli bir komünist-antikomünist çatışması yaşandı. Araya Kore ve Vietnam gibi mevzii harpler girdi. Gerilla çıkışları oldu. Dünya, hep bu düzende gidecek sanılıyordu. Türkiye gibi Sovyet kuşağına komşu devletler, her ân bir Rus istilası yahut komünist istila yaşayacağı kaygısındaydı. Bundan dolayıdır ki kimsenin aklına BM, AK, NATO ve AB’yi sorgulamak gibi düşünce gelmiyordu. Bunu yapan sosyalistlerse kendiliğinden hareket etmiyor, ideolojik bağımlılık gösteriyorlardı. Dünya bu baskın havayı yaşarken 1989’da hiç beklenmedik bir şey oldu. O devasa, ürkütücü, korkutucu SSCB, Sovyetler Birliği apansız çöktü. Zelzele olmuş, yıkım yaşanmış, Kızıl İmparatorluk dağılmıştı. Bu tarihe bakıldığında manidar bulmamak mümkün değil. SSCB, 1789’dan, Fransız İhtilalinden iki yüz sene sonra bitmişti. Şimdi yaşananlar; Afganistan, Irak, BOP, Arap Baharı, Suriye, Venezuela, darbeler de diğer süper gücün ABD’nin yani Kara İmparatorluğun sarsıntılarıdır. BM, AK, NATO ve AB Soğuk Savaş Dönemi’nin mecburiyetleridir. Onların hiçbiri adalet, hakkaniyet ve insaf üzre kurulmamıştır. Ömürlerini tamamlamışlardır. Dağılmaya mahkûmlar. 1989’da, Fransız İhtilali’nden iki yüz sene sonra İki Kutuplu Dünya’da pusulanın ibrelerinden biri kopmuş, diğer süper güç ABD, yalnızlığını yönetememiştir. Bu yaptıkları aynı zamanda yaşadığı bunalımın eseridir. Üst üste işlediği vahim hatalarla Rusya’yı yeniden Süper Güç olmaya yaklaştırmıştır. Diğer taraftan Çin, SSCB dağılınca kendini muhasebeye çekip yeniden yapılanmıştır. Bu ülkede yönetim komünist fakat piyasa serbesttir. Bu kargaşa; harp-darp, mutabakatlar vs. vs… bir geleceği haber veriyor. Bu geleceği iyi okuyan ve iyi hazırlanan, yarınları kazanır…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.