"Ne oldu Ferit, kötü bir haber mi aldın?"

A -
A +
"Tanımadığım bir adam telefon etti. Benimle özel bir konuda konuşmak istiyormuş."
 
Yaşar rahat bir şekilde arkasına yaslanmıştı:
- On dakika, on beş dakika geç olsa ne fark eder beklesin...
Haydar bir kahkaha attı:
- Onun gibiler beklemeye alışık değildir oğlum. Zamanları kıymetlidir zengin takımının.
Beşiktaş’tan sonra trafik açıldı. Her ikisi de suskunlaşmıştı. Kafalarında planlar yapıyorlardı...
             ***
Ferit Kozdağlı telefonu kapattıktan sonra kaşlarını çatarak bir müddet düşündü. O sırada içeriye giren İpek Hanım kocasının bu hâlini görünce endişeyle sordu:
- Ne oldu Ferit? Kötü bir haber mi aldın?
Adam irkilerek baktı karısına ve gülümsedi:
- Hayır hayatım, tanımadığım bir adam telefon etti. Benimle özel bir konu hakkında konuşmak istiyormuş. İlgileneceğiniz bir şey dedi. Şimdi geliyorlar. Haydar diye biri. Bu isimde kimseyi tanımıyorum. Ama merak ettim. Sen Hakkı’ya haber ver, içeri girerlerken üzerlerini falan arasınlar.
İpek Hanım sarışın, oldukça havalı bir kadındı. İpek sabahlığının içinde oldukça alımlı görünüyordu. Yeşil gözleri zekice parlıyordu:
- Ah Ferit, tanımadığın bir adam, neden gelmelerini söyledin ki...
Ferit Bey arkasına yaslandı:
- Merak hayatım, sadece merak...
İpek Hanım alaycı bir tavırla gülümsedi:
- Para isteyecektir. Karşılaşmıyor muyuz bunun gibilerle, gelip bir sürü hikâye uydurup para istiyorlar. Sonra da al başına belayı...
Ferit Bey bir kahkaha attı:
- Bende bunları yutacak göz var mı karıcığım. Günümüz içinde bir renk olsun istedim. Ferit Kozdağlı’yı kandırmak o kadar kolay değildir biliyorsun. Sadece merak ettim. Avukattan almış telefon numaramı. Gelsinler bakalım.
Ferit Kozdağlı çok zengin bir adamdı. Babasından ve büyük dedesinden kalan büyük bir mirasın sahibiydi. Tahsilini Londra’da yapmış, Türkiye’ye dönünce de kendi ilgi alanlarında araştırmalar yaparak kitap yazmaya başlamıştı. Çalışmaya ihtiyacı olmayacak kadar zengindi. Dedesinden ve babasından kalan fabrikaların gelirleri eline geliyordu. İpek Hanım ise Londra’da seramik tahsili görmüş, Ferit Beyle orada tanışıp evlenmişti. Karı koca hiçbir şeye ihtiyaçları olmadan varlık içinde hayatlarını sürdürüyorlardı. Evlerinde ve hayatlarındaki tek eksik bir çocuktu. Uzun süre doktorları dolaşmışlar ama hiçbir şekilde çocuk sahibi olamayacaklarını anlayınca kaderlerine razı olarak geri çekilmişlerdi... Neden sonra bir çocuğu evlat edinmek fikri kafalarına yatmış ve arayış içine girmişlerdi. Birkaç teşebbüsleri olumsuz sonuçlanmıştı. İpek Hanım, giderek bir saplantı hâline gelen çocuk isteği yüzünden mutsuzdu. Ferit Bey de karısının bu derdine çare bulabilmek için durmadan çabalıyordu. Son olarak tam bulduk dedikleri bir bebeğin annesi problem çıkartmış ve son dakikada evlatlık alma işlemi fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Hâlâ daha bu sarsıntıyı atlatamamıştı İpek Kozdağlı. Ferit Bey robdöşambrının bağını düzletip piposunu yaktı. Merakla bekliyordu konuklarını... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.