> Önce Torrent’in tercihleri… Pena kalede… Pulgar, Semih kulübede… Gomis tribünde… -Bence- sahada olması gerekenlerden Boey, Covid’den çıkmış, güçsüzmüş. Feghouli artık müzmin yedek. Morutan on birde oynamaz mı?
>Defansın önünde Taylan ile Berkan’ı birlikte kullanmak doğru muydu; oyun hiç de öyle olmadığını gösterdi.
> Galatasaray’ın kısa da olsa büyük takım olduğu günleri hatırladığı bölümler vardı. Ama şanssızlıkları, karşılarında çok teknik, çok ezberi olan, çok formda bir kadro vardı.
> Alanyasporlu oyuncuların baskıdan çıkışları, hücum varyasyonları, kanatları kullanış biçimi, tempolu futbolları tam seyirlik… Maçlarının çok gollü geçişinin sebepleri bunlar zaten…
> İlk yarıya sığan iki golden ev sahibininkinde Novais’in harika ortası ve Wilson Eduardo’nun tutulmaz kafası vardı. Kerem’in şutunda ise Juanfran’a çarpan top kaleciyi çaresiz bıraktı.
> İkinci yarıda Alanyaspor’un gol arayışları ve Galatasaray kalesinde ilk maçını oynayan Pena’nın kurtarışları vardı. Özellikle Wilson Eduardo’nun goldeki gibi kafa şutu ve Davidson’un yakın mesafeden vuruşlarında Muslera’yı hatırlattı.
> Gelelim dejavuya… Juanfran taç çizgisi üstünde, topa vuracağım diye kaldırdığı ayağını Babel’in kafasına vurunca Mete Kalkavan kırmızı kartını çıkardı. Futbolun ilginç anları var; bu pozisyon bizi 13 Ekim 2017’ye götürdü.
> Ankara’da Gençlerbirliği maçında Babel’in yine taç çizgisinde topa vurmak için kaldırdığı ayağı rakibin kafasına gelmiş ve o dönem Beşiktaş forması giyen Hollandalıya Halis Özkahya kırmızı kart göstermişti. Tek fark Babel 48, Juanfran ise 72 dakikada oyundan atılmıştı. O kart da tartışılmıştı, bu kart da tartışılacak.
> Özetle, Galatasaray ilk yarıda bir faul yapıp, ikinci yarıda bir şut atarak tamamladığı maçtan -Torrent adına- ilk puanını çıkardı.
MAÇIN ADAMI: Ignacio Pena