Üzerimde bir ağırlık var!

A -
A +
Maxwell Maltz 1950’li yıllarda Amerika’da yaşamış bir plastik cerrah. Maltz, estetik operasyon geçiren hastalarının yeni hâllerine alışma süreleriyle ilgili bir araştırma yapmış. Ve hastaların operasyondan 21 gün sonra yeni hâllerine adapte olduklarını fark etmiş.
Mesela burun estetiği yaptıran bir kişi ilk üç hafta aynaya baktığında şaşırıyor ama üç hafta sonunda artık yeni yüzüne adapte oluyormuş. Veya kolunu kaybeden bir kişi, kaybettiği bu uzvunu yaklaşık üç hafta boyunca hissetmeye devam ediyormuş.
Maltz buradan yola çıkarak, bir insanın herhangi bir alışkanlık kazanabilmesi için 21 günün yeterli olduğunu iddia etmiş.
Ama bu 21 günlük süreyle ilgili bilim dünyasında bir mutabakat yok. European Journal of Social Psychology dergisinde yayınlanan bir araştırmada bu süre 66 gün olarak verilmiş mesela.
Sonuç olarak alışkanlıkları değiştirmek o kadar da zor değil. Maltz 21 gün demiş, dergi 66 gün. Haydi ben de diyeyim 88 gün. Sonuçta sebat edilirse oluyor.
Asıl önemli olan da alışkanlıklar değişince huy da teslim olup değişmeye başlıyor. Ve böylece can çıkmadan huy çıkabiliyor.
 
Düşünmüyorum, öyleyse alışkanım!
 
Peki alışkanlık dediğimiz şey tam olarak nedir?
Bilim insanları, alışkanlıkların beynin bir tür “enerji tasarruf mekanizması” olduğunu söylüyorlar. Çünkü herhangi bir davranış tekrarlandıkça, karar vermek için harcanan enerji ve süre azalıyor. Böylece alışkanlıklarımız, beynin işlemesi açısından “enerji verimliliği yüksek” davranışlar olarak kodlanıyor.
Yani alışkanlıklar insan hayatını kolaylaştırıyor. Ama refleks hâlini alan bazı davranışların zarar vermesi de mümkün. Çünkü düşünce devre dışı kalınca, insan alışkanlıklarını yaparken sorgulama ihtiyacı hissetmiyor. 
Bu konuyla ilgili Personality and Social Psychology Bulletin dergisi, insanların film seyrederken patlamış mısır yeme alışkanlıkları üzerinden bir araştırma yürütmüş. Ve araştırma sonucunda, bu alışkanlığa sahip insanların, yedikleri mısırın taze olup olmadığını düşünmediği veya önemsemediği ortaya çıkmış.
Ama araştırmaya katılan kişilerden mısırı her zaman yedikleri elle değil de diğer elleriyle yemeleri istenince durum biraz değişmiş. Mısırı yerken zorlanan insanlar, bayat mısırı daha az tüketmeye başlamışlar. Yani alışkanlıkta ufak bir değişiklik yapınca, adamların bilinci yerine gelmiş.
Öyleyse kötü bir alışkanlığı terk etmek için, yapış biçiminde ufak bir değişiklik işe yarıyor diyebiliriz.
 
Buzağı ve öküz
 
Bazen kötü alışkanlıklar omuzlarımıza tonlarca ağırlıkta bir yük olarak biniyor ama hissetmiyoruz. Bünyemiz yoruluyor, vücut iflas, ruh isyan ediyor. Ama öylece taşımaya devam ediyoruz. Bayat mısırı büyük bir iştahla yiyen insanlar gibi yani. 
Montaigne’in “Denemeler” kitabında bununla ilgili anlatılan bir hikâye var. Bir köylü kadının bir buzağısı varmış. Kadın doğumundan itibaren her gün buzağıyı kucağına alıp severmiş. Aradan aylar, yıllar geçmiş. Buzağı kocaman bir öküz olmuş ve kadın her gün kucağına alıp sevmeye devam etmiş. Kucağındaki öküzün ağırlığının farkına varmadan yani.
Alışkanlık işte böyle bir şey. Sigara da ilk başta keyif için birkaç nefes çekiliyor. Ama sonra bu dert büyüyüp kol bacak kesmeye kadar gittiği hâlde, insan hep ilk zamanlardaki keyifli zamanları hatırlıyor ve bırakamıyor. Dedikodu ve gıybet de eğer alışkanlık hâlini alırsa, insan artık bu günahın ağırlığını hissetmemeye başlıyor. Ve sonuçta kudurmuştan beter oluyor.
Yani alışkanlığın zinciri önce hissedilmeyecek kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olabiliyor.
Öyleyse kaliteli ve doğru dürüst bir hayat yaşamak için önce alışkanlıkları gözden geçirmek lazım. İyi ve kötü alışkanlıkları bir liste hâlinde yazarsanız, hangisine devam etmeli ve hangisinden kurtulmalı sorularına kolay bir şekilde cevap verebilirsiniz.
Ve eğer sık sık “Üzerimde bir ağırlık var” diye yakınıyorsanız, dikkat edin!
Kucağınızda kocaman bir öküz taşıyor olabilirsiniz!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.