"Din kardeşliği, Müslüman olmamın sebeplerindendir"

A -
A +

"Dünyada, ırkı, rengi birbirinden farklı olan bütün Müslümanlar, birbirinin kardeşidir ve birbirlerine yardım etmeyi borç bilirler."

Amerikalı bir albay olan Donald Rockwell, niçin Müslüman olduğunu şöyle anlatır:
Müslümanlığı niçin kabul ettim? Müslümanlığın çok sade oluşu, camilerin insanı kendine çeken câzibesi, bu dîne mensup olanların, dinlerine büyük bir ciddiyet ve muhabbet ile bağlanmış olması, bütün dünyada Müslümanların günde beş defa aynı saatte büyük bir saygı ve ihlâs ile secdeye kapanışı, benim üzerimde çoktan beri, büyük bir tesir yapmıştı. Fakat bunlar, benim Müslüman olmam için kâfi gelmedi. Ben ancak, İslâm dînini iyice  inceledikten ve ondaki güzellikleri gördükten sonra Müslüman oldum. Hayata ciddiyet, fakat aynı zamanda tatlılıkla bağlı olmak [ki Muhammed aleyhisselamın kendi hareket tarzıdır], işlerde istişare etmek, insanlara daima merhamet ve şefkat ile muamele etmek, yoksullara yardım etmek, en muazzam medenî inkılaplar, Muhammed aleyhisselamın kısa ve veciz sözleriyle ne güzel ifade edilmiştir!
Muhammed aleyhisselam aynı zamanda (Allahü teâlâya tevekkül, itimat et, fakat deveni bağlamağı unutma!) sözleri ile insanlara, Allahü teâlânın kullarından evvela, her türlü tedbire başvurmalarını, icap edeni yapmalarını ve ancak ondan sonra, Allahü teâlâya tevekkül etmelerini emrettiğini bildirmektedir. O hâlde, Avrupalıların iddia ettiği gibi, İslam dini, hiçbir iş yapmadan, her şeyi Allahü teâlâdan beklemeyi tavsiye eden bir din değildir.
İslâm dîninin, diğer dinlerdeki insanlara karşı gösterdiği adâlet de, benim üzerimde çok büyük bir tesir yapmıştı. Kur’ân-ı kerim, Âdem aleyhisselamdan başlayarak, Mûsâ ve Îsâ aleyhimesselâmın Peygamberliğini kabul ediyordu. Bu, hiçbir başka dinde olmayan bir yüce sadâkat, büyük hakşinaslıktır. Diğer dinlere inananlar, İslamiyet hakkında, akla gelmez fena şeyler söylerken, Müslümanlar bunlara karşı kibarca mukabele ediyorlar.
İslamiyet’in en güzel hususiyetlerinden biri de, Hristiyanlıkta hâlâ resimlere, heykellere, işaretlere tapılırken, İslamiyet’te hiç böyle bir şey yoktur. Bu da, İslamiyet’in ne kadar saf, ne kadar temiz olduğunu gösteriyor...
Müslümanlar arasında, en yüksek bir mevki sahibi ile en fakir bir kimse, Allahü teâlânın huzurunda müsâvîdir [eşittir] ve birbirinin kardeşi sayılır. Camide, Müslümanlar yan yana ibadet ederler. Mevki sahibi olanlar için ayrılmış, özel yerler yoktur. Dünyada, ırkı ve rengi [makamı, mevkii]  birbirinden farklı olan bütün Müslümanlar, birbirinin kardeşidir ve birbirlerine yardım etmeyi kendilerine borç bilirler. İşte, beni Müslüman yapan sebepler bunlardır. Acaba bunlardan daha güzel ve ulvî [yüce] bir sebep düşünülebilir mi?

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.