Küçümser bir ifade ile süzdü konuklarını!..

A -
A +
Leyla Hanım son derece şık bir elbise giymişti. Elbisesine uygun bir makyajı vardı...
 
 
Villanın kapısını hizmetçi kız açtı ve misafirleri buyur etti içeriye. Büyük bir girişi olan villa iki katlıydı. İçerisi oldukça pahalı ve lüks eşyalarla döşenmişti. Merdivenlerin kaplı olduğu halının yumuşaklığı uzaktan bile belli oluyordu. Sağ taraftaki salondan yoğun bir ışık geliyordu. Hizmetçi kız o tarafa doğru yöneldi. Kapıyı ardına kadar açtı ve:
- Misafirler geldiler efendim, diyerek Cahit Bey ve ailesine yol verdi. Onları ayakta karşılayan Kadir Beydi. Bir kahkaha atarak Cahit Beye elini uzattı:
- Efendim, hoş geldiniz...
- Hoş bulduk beyefendi, nasılsınız?
Kadir Bey alnında biriken terleri elindeki pahalı beyaz mendille silerek bir kahkaha daha attı:
- Nasıl olalım, bu çocuklar bir halt etmişler... Evleneceğiz diye tutturmuşlar, başa gelen çekiliyor... Hah, hah, hah... Değil mi efendim?
Cahit Bey şaşırmıştı. Yan gözle karısına baktı. Necile Hanımın kaşları çatılmıştı. Bu karşılamanın biçimi hiç hoşuna gitmemişti. Hakan’a baktı kızgınlıkla. Genç adam sırıtıyordu.
- Benim hanımla tanışın bakalım.
Leyla Hanım son derece şık bir elbise giymişti. Elbisesine uygun bir makyajı vardı. Abartılı bir tavırla elini uzattı, Cahit Bey ve Necile Hanımla tokalaştı. Küçümser bir ifade ile süzdü konuklarını. Sonra eliyle koltukları işaret etti:
- Buyurun, şöyle geçin...
Sonra dönüp Hakan’a baktı. Gözlerindeki ifadeden damat adayını beğendiği belli oluyordu. Esra ile de selamlaştılar. Herkes oturmuştu. Kadir Bey hemen sol taraftaki bara doğru ilerledi ve seslendi:
- Azizim, ne alırsınız, birer kadeh bir şey içelim.
Cahit Bey:
- Ben kullanmıyorum beyefendi.
- Oldu mu ya? Sen damat, sen içersin değil mi Dilek kullandığını söyledi...
Hakan dudaklarını ısırarak babasına baktı. Müstakbel kayınpederini geri çevirmek istemiyordu. Eğer reddederse bunun kendisi için eksi bir puan olacağını çıtlatmıştı bir ara Dilek.
- Ben, tabii birazcık alayım efendim.
Kadir Beyin hoşuna gitmişti bu tavır:
- Ha şöyle yahu! İçmeden olur mu hiç?
Necile Hanım gözlerini kapattı. Başını kaldırıp kocasına bakmaya çekiniyordu. Cahit Bey her zamanki gibi yüzündeki tebessümü hiç bozmadan izliyordu olanları. Birkaç dakikalık hoş beşten sonra Kadir Bey atıldı:
- Uzatmayalım, meseleye gelelim azizim. Çocuklar evlenmek istiyor.
Bu arada Dilek gelmiş hepsiyle tokalaşmış, ardından Hakan’ın yanına oturmuştu. Cahit Bey toparlandı:
- Evet beyefendi, birbirlerini tanımışlar, karar vermişler eğer sizce de uygunsa; Allah’ın emri...
Kadir Bey hemen atıldı:
- Gerek yok öyle şeyleri saymaya, uzatmayalım azizim, verdim gitti. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.