Vay anasını!

A -
A +
Tarih 25 Temmuz 2016. Yani Fetullahçı terör örgütünün kanlı darbe girişiminden sadece ama sadece 10 gün sonrası...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti, CHP ve MHP liderlerini Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul ediyor. Amaç, siyasi parti liderlerinin darbeden sonraki süreçle ilgili önerilerini de dinlemek. Darbecilere ve darbecileri koruyan ülkelere karşı tek ses tek yürek olmak amaç.
Liderler saat 14.00'te Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin kapısından içeri giriyor ve doğrudan Erdoğan ile görüşmeye başlıyor.
Cumhurbaşkanı darbe ile mücadele konusunda önerileri almaya başlamadan önce dönemin Başbakanı AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım'a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye darbeye karşı kararlı tutumları nedeniyle teşekkür ediyor.
Sıra önerileri almaya geldiğinde ilk söz Binali Yıldırım'a veriliyor.
Dönemin Başbakanı Yıldırım darbe ile ilgili mücadelenin özverili şekilde devam ettiğini, FETÖ'ye bulaşan kişilerin tespit edilip görevden uzaklaştırıldığını belirtiyor.
Sonra bir tehlikeye dikkat çekiyor.
Görevden uzaklaştırılan ya da ilk etapta tutuklananlar arasında masumların da olabileceğini belirterek, bu kişilerin kendilerini savunabilecekleri ya da aklayabilecekleri bir komisyon kurulmasını öneriyor. 
Cumhurbaşkanı öneriye sıcak bakıyor ve OHAL İşlemleri Komisyonunun kurulmasına karar veriliyor.
Binali Yıldırım önerilerini sunduktan sonra sıra Kemal Kılıçdaroğlu'na geliyor. Cumhurbaşkanı CHP liderine "Darbecilerle mücadele konusunda önerileriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?" diye soruyor.
CHP lideri, darbe girişimi ile ilgili ya da FETÖ ile ilgili tek kelime söyleme gereği duymadan kendisini çok rahatsız eden bir konuyu dile getiriyor.
"Kadıköy'de 4 tane İmam Hatip Lisesi varken, neden 5'incisini açma gereği duyuyorsunuz?" sorusunu yöneltiyor.
Ortam buz kesiyor!
Liderler şok olmuş vaziyette CHP liderinin yüzüne bakakalıyor!
Cumhurbaşkanı bir yanlış anlama olduğunu düşünerek soruyu anlamadığını söylüyor. Kılıçdaroğlu, "Kadıköy'de 4 tane İmam Hatip Lisesi varken, neden 5'incisini açma gereği duyuyorsunuz?" diye tekrar soruyor.
Kısa bir sessizlikten sonra Cumhurbaşkanı gayet sakin bir şekilde “Darbe girişimi sonrası darbecilerle mücadele konusunda bizlere bir tavsiyeniz olacak mı?” diye tekrar soruyor.
CHP lideri, demokrasiden ve hukuktan bahsederek darbeye karışanların adil yargılanması gerektiğini söylüyor. Cumhurbaşkanı darbecilerin yakalandığını ve hukukun ellerine teslim edildiğini belirtiyor.
Kılıçdaroğlu bunun dışında bir öneri sunmayınca Cumhurbaşkanı bu kez MHP lideri Devlet Bahçeli'ye dönüyor ve "Sizin tavsiyelerinize ihtiyacımız var. Buyurunuz" diyor.
Bahçeli bu görüşmede bir kez daha partisinin ve şahsının önemli olmadığını, MHP’nin tüm kadrolarıyla darbecilerle mücadele konusunda hükûmete sınırsız destek vereceğini söylüyor.
Toplantı bu şekilde sona eriyor.
Bu toplantıda konuşulanlar bana ilk anlatıldığında inanmadım!
"Yahu Cumhurbaşkanı ile liderler arasında geçen konuşmayı kim bilebilir. Kesin uydurmadır. Koskoca CHP lideri ülke yangın yerine dönmüşken böyle bir cümle kurmaz herhâlde" diye düşündüm.
Sayın Devlet Bahçeli ile görüşmemizde, konu o toplantıda MHP adına yapılan önerilere geldi. Sayın Bahçeli önce Başbakan Binali Yıldırım'ın sonra da MHP adına kendisinin sunduğu önerilerini anlattı. Sıra Kılıçdaroğlu'nun önerilerine gelince nefes almayı bıraktım âdeta.
Benim inanmadığım, mümkün görmediğim, asla ve kata ihtimal vermediğim o söylentiyi doğrulamaz mı!
Dönüp yanımda oturan Hadi Özışık'a baktım. Gözleri tır farı gibi açılmış, ağzı açık şekilde ve şoke olmuş bir hâlde dinliyor! Zaten o gün bugündür mesele her aklına geldiğinde "Vay anasını ya!" deyip duruyor. 
Hakikaten de vay anasını yani...
Yani bu adam ülkenin ikinci büyük partisinin, dahası Atatürk'ün koltuğunda oturuyor. Dahanın dahası, pek çok irili ufaklı parti bu adamın kuyruğuna takılmış "O, ülkeye huzur ve demokrasi getirecek" diyor, "Ülkeyi girdiği sıkıntılardan ancak bu adam kurtarabilir" diye inanıyor.
E yani, "Vay anasını" demeyeceksin de ne diyeceksin kardeşim!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.