Galatasaray’ın geleceği geldi!..

A -
A +

'Bu yazı puan cetvelinden ve son gelişmelerden bağımsız olarak kaleme alınmıştır... ...Ve gerçek olaylardan esinlenilmiştir... 
    Gittikçe sevimsizleşen ve iletişim yetenekleri sıfırlanmış bir camianın maalesef; ortam masalarına meze edildiği bir dönem yaşanmaktadır...'

 

Geleceği kurgulamak telaşından bu günü hatta son birkaç yılı boş geçen Galatasaray camiasında sarsıntı artçılardan ana depreme doğru gidiyor. Artık muhalif görüşlere ve seslere bile tahammül kalmadığına göre; durum vahimdir...
Bakın neler oluyor!
Galatasaray yönetimi geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesapları üzerinden kendilerine hareket ve küfür ettikleri gerekçesiyle kulübün bazı üyelerini disiplin kuruluna sevk etmişti.
Bu üyelerin içinde yer alan Tunç Üner’e sosyal medya ve camianın önde gelen isimlerinden büyük destek geldi. Oysa Üner ne küfür etmişti ne de hakaret...
Sarı-kırmızılı taraftar sosyal medya hesapları üzerinden Üner’e yoğun bir şekilde destek mesajı yollamaya başladı...
Aynı zamanda camianın önde gelen isimleri Mustafa Cengiz, Burak Elmas, Özer Saracoğlu, Turgay Kıran gibi isimler Tunç Üner’i telefon ile arayarak kendisine destek olduklarını mesajını iletti...
İstifa ediyorlar 
Bu arada yönetimin bu kararından sonra bazı disiplin kurulu üyelerinin rahatsız olduğu ve yönetime istifalarını sunacağı öğrenildi ki bu durumu daha da vahim hâle getiriyor...
İçeriği ne olursa olsun, ister beğenelim ister beğenmeyelim, fikirler bizler için değerlidir... Voltaire tarafından 6 Şubat 1770 tarihinde Le Riche başkeşişine yazıldığı iddia edilen; “Muhterem, yazdıklarınızdan nefret ediyorum ama yazmaya devam etmeniz için canımı veririm” cümlesi ifadenin varoluşunu sürdürmenin özgür düşünce için temel oluşturduğunu vurgulamaktadır.
Ne yazık ki son dönemde camiada eleştiriye karşı tahammülsüz davranıldığı, fikirleri yarıştırmak yerine fikirlerin susturulmaya çalıştığı görülmektedir.
Genel kurul kürsüsünden yapılan ve tüzükteki açık hükme rağmen cevap verilmeyen soru ve eleştiri sahiplerinin bazıları disiplin kuruluna verilmiştir.

Ve esas oğlan sahnede
Adnan Öztürk... O gelirse neler olmaz veya neler olabilir; ona bakalım şimdi...
Riva ile Florya satılmazdı... En azından böyle satılmayacağı kesindi...
Ada, Galatasaray’ın diyemeyeceğimiz bir noktaya gelmezdi...
Sakat futbolcular alınıp çok büyük paralar verilmezdi ve verilmez...
Bonservisi elinde olan futbolculara, bonservis parası verilip alınmazdı...
Florya’da 6 ayda bir teknik direktör değişmez, tribünde 10 yaşındaki bir çocuk hüngür hüngür ağlamazdı...
Önümüzdeki sezon Avrupa kupasına gidebilmek için Fenerbahçe’nin, Başakşehir’i elemesi beklenmezdi...
Kongre üyeleri birbirine düşmüş, taraftar ikiye bölünmüş olmaz, mali sıkıntı en üst seviyelere çıkamazdı...
İletişimi, dergisi, store’ları ve tabii ki TV’si bir başka çehreye bürünür ve meydanın boş kalmasına izin verilmezdi...
Florya’da yerli futbolcuların paralarını alamadıkları söylenemezdi...
Disiplin Kurulu; ki Galatasaray’ın kalbi sayılır, böyle çalışmazdı, çalışamazdı...
Galatasaray’ın forma dolu tırları çalınamaz, store’larda yolsuzluklar yapılamazdı...
Çatalca’da yılda bir milyon avro verilip depolar tutulmaz, o paralar hortumlanamazdı...
Onlar disiplin kuruluna verilmezken, doğruyu kürsüden söyleyen ve içinde projeler barındıran eleştiri sahipleri nasıl olur da disiplin kapılarına sürüklenir...
Bu, asla olamazdı..
En azından disipline sevk yerine, ‘kardeşlerim bana bir anlatın düşüncelerinizi’ diyerek yüz yüze görüşmeler yapılırdı ve bunu kimse bilemezdi...
Hele kapalı kapılar ardında asla...
Sonuç...
Sevgili Başkan Dursun Özbek ‘istifa’ kelimesini kullanmış ve Adnan Öztürk’ü de işaret etmiştir... Bu çok şık ve yakışan bir tutumdur... Tabii ki eğer samimiyse... 
Son gelişmeler gösteriyor ki; öyle bir şey dememiş ya da ağzından kaçan sözcüklerde samimi değilmiş...
Samimiyse bunu öne çekmeli, hâlâ daha transferle ilgilenmediğini söylediği Mehmet Özbek’i en azından başka bir göreve atamalı, ve hatta devir teslime kadar yeni bir yönetim kurulu oluşturarak geleceğin kurgulanmasına yardım edip Adnan Öztürk’ün yolunu taşlardan temizlemelidir...
Çünkü... Gelecek çoktan geldi...

S-ÖZ:
“Bir insan birisini seviyorsa, olduğu gibi sever; olmasını istediği gibi değil.” 
                              Tolstsoy 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.