Bir test sınavı daha verdi…

A -
A +
G.Saray yine bir test maçına çıktı. Sınav sonucunu sorarsanız ‘bir yanlış üç doğruyu götürdü’ derim
 
Oynanan oyunun analizini yapmaya kalksam; imkânı yok... Kriminal olayları yazmaya kalksam mutlaka bir tarafa yapıştırılıp kalacağım...
Tarafsız yorumun mümkün olmadığı bir maçtı son yıllarda bu ikilinin tüm buluşmalarında olduğu gibi...
Test sınavını sorarsanız ‘bir yanlış üç doğruyu götürdü’ derim.
Çünkü ilk yarının ilk 10 dakikası hariç kendi oyununu Galatasaray’a kabul ettiren, Gomis’i, Neustader’le çok iyi kapatan ve Belhanda’yı kapatıp yüzünü döndürtmeyen ve sinirlendiren Fenerbahçe, ilk yarının oyun galibi, tabelanın ise eşit olmasından memnun olmayan tarafıydı...
Önde baskı silahını ise Galatasaray’ın elinden alıp, aynı silahı namlusu bu işi yapana çevrilmiş olarak oynadılar ve bütün planları tuttu…
Galatasaray’ın savunmasına baskıyı kabullenme yanlışı ise bütün doğrularını alıp götürmüştü elinden...
İkinci yarının dominant takımı Galatasaray oldu ama iki penaltısı görmezden gelinip bir de faul kararları yorumlarında boynu bükük kalınca kimyaları bozuldu ve yumuşak karnı olan Belhanda oyunun dışında kaldı.
10 kişi kalan rakibine karşı kondisyon eksikliğini bir fazla oynama avantajıyla kapatan Fenerbahçe bir golü araştırdı ama bu Galatasaray’da geçmiş yılların Galatasaray’ı değildi…
Sonuçta derbi ‘Ne şiş yandı ne kebap’ anlayışıyla bitti. Galatasaray aradaki 8 puanlık farkı korudu, Fenerbahçe rakibinin sahasında yenilmedi. İkisi de çok üzülmedi...
Cüneyt Çakır’ın birçok yanlışı, çok fazla doğruyu götürdü diyelim ve acımasız davranmayalım... 
 
MAÇIN ADAMI: Yok
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.