Çocuklar "Şeker Dede" diyordu ona...

A -
A +
Herhangi bir maddi beklentisi yoktu. Ona teşekkür etmek dünyaları vermek gibiydi...”
 
Sıradan kıyafetleri, tatlı dili, tertemiz nurlu yüzü, mis kokan elbiseleri ve güler yüzlü davranışlarıyla Şeker Dede’yi sevmeyen yoktu mahallede. Ses tonu iyilik saçıyordu. Yamaç bir yerde tek katlı küçük evde yaşıyordu. Bilgili, kültürlü insanlara yardım etmeyi seven biriydi...
Onun fikirleri pek çok insana altın değerinde nasihatti. Bazı zamanlar içinden çıkılmaz sıkıntıları çözmek için ona danışılırdı. Asıl adı Hikmet’ti. Fakat çarşıdan gelirken, etrafına toplanan çocuklara şeker dağıttığı için kendisine “Şeker Dede” diyorlardı. Bir çocuk gibi oyunlar kurup oynar, oradaki çocukları etrafına toplayıp saatlerce eğlendirirdi.
Sevgi doluydu… Kimseyi kırmaz, tatlı diliyle doğruları anlatarak bilgeliğini konuştururdu. Gencinden yaşlısına tüm mahallenin hayran kaldığı biriydi. Çocukları gerçekten çok severdi. Sohbetlerinde onlara sevgiyi ve barışı aşılardı.
Doğa dostu olmaları için çocuklarla birlikte zaman zaman çevre temizliği ve ağaçlara bakım yaparlardı. Hayvanları korumaları için onlara sık sık nasihatte bulunurdu.
Yaz tatili başlamıştı. Şeker Dede her yıl olduğu gibi sözünde durur mahallenin çocuklarıyla pikniğe giderdi. Mangallar yakılır, taze sebze ve meyveler yenir, çeşitli oyunlar oynanır, gün akşam edilirdi.
Evinin önünde ufak bir tamirhanesi vardı. Tahtadan arabalar yapar, bisikletlerin bakımlarını burada yapar, bazen de belli başlı eşyaları tamir edip insanları sevindirirdi.
Herhangi bir maddi beklenti içine girmezdi. Ona teşekkür etmek dünyaları vermekten daha değerliydi.
Hiç çocuğu olmamıştı. Eşini de on yıl önce kaybetmiş ama hayata küsmemişti. Acılar bir okul gibiydi onun için. Her konu derin manalarıyla depolanırdı geniş hafızasında. Komşuları her daim hâlini hatırını sorar, varsa eksiği güzelce tamamlanırdı. Birliği beraberliği Şeker Dede öğretmişçesine herkes onun hayat tarzını örnek alırdı.
En güçlü hayranları çocuklardı. Hele bir görünmesin, hemen toplanır evine giderlerdi. Orayı cıvıltılı kuş bahçesine çevirirlerdi. Birlikte dışarı çıkarlar sevginin saygının seyyar bayisini temsil ederlerdi. Onu aramayan göz, duymak istemeyen kulak yoktu. Günün serin saatlerinde bisikletle geziye çıkar, şehirdeki işlerini hâlledip akşam evine dönerdi. Çarşıda alışveriş yaptığı kuru yemişçi dükkânında dinlenir, çay içer sohbet ederdi. Birbirinden lezzetli şeker paketlerini çantasına doldurur, hesabı ödeyip vedalaşırdı... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.