HUMUSLU ÂLİM Hakem bin Nâfi el-Behrânî

A -
A +
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz, dünyaya ve menfaatlerine hiç kıymet vermezler, az ile yetinirlerdi.

Hakem bin Nâfi el-Behrânî hazretleri Hadis âlimidir. 138'de (m. 755) Suriye'de Humus'ta doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden ha­dis okudu. Kendisinden Ahmed bin Hanbel, İmam-ı Buhârî, Dârimî, gibi büyük muhaddisler rivayette bulundular. Ri­vayetleri Kütüb-i Sitte'de yer aldı. 222 (m. 837)'de Humus'ta vefat etti. Şöyle nakletmiştir:
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz, dünyaya ve menfaatlerine hiç kıymet vermezler, az ile yetinirlerdi. Âişe (radıyallahü anha) vâlidemize buyurdular ki: "Bana Mekke'nin taşı, toprağı altın olması sunuldu. Hayır yâ Rabbî, dedim. Bir gün aç kalayım, bir gün tok. Aç kaldığım gün sana yalvarıp duâ ederim. Tok kaldığım gün, sana hamd-ü senada bulunurum."
Cebrâil aleyhisselâm, Peygamber efendimize gelip; "Allahü teâlânın sana selâmı var. İsterse şu dağları O'na altın yapayım. Nereye giderse gitsin, o altın dağları O'nunla beraber olur" buyurdu. Peygamberimiz buyurdular ki: "Ey Cebrâil! Dünya, evi olmayanın evidir. Ve yine (o) malı olmayan kimsenin malıdır. Bunları aklı olmayan kimse toplar." Bunun üzerine Cebrâil aleyhisselâm, "Yâ Muhammed! Allah seni kavl-i sabit ile dimdik kılmıştır" dedi.
Âişe vâlidemiz buyurdu ki: Resûlullah efendimizin mübârek karnı, hiçbir zaman yemekten doymamıştır. Bu hususta, bir kimseye de yakınmamıştır. İhtiyaç, O'nun için zenginlikten daha iyi idi. Bütün gece açlıktan kıvransa bile, O'nun bu durumu, gündüz orucundan alıkoymazdı. İsteseydi, Rabbinden yeryüzünün bütün hazînelerini, yiyeceklerini ve refah hayâtını isterdi. Yemîn ederim ki, O'nun bu hâlini gördüğüm zaman, acırdım ve ağlardım. Elimle mübârek karnını sıvazlardım ve derdim ki; "Canım sana feda olsun! Sana güç verecek şu dünyadan, bazı menfaatler temin etsen olmaz mı?" Buyururlardı ki: "Ey Âişe! Ben dünyayı ne yapayım? Ülül-azmden olan Peygamber kardeşlerim, bundan daha çetin olanına karşı tahammül gösterdiler. Fakat o hâlleri ile yaşayışlarına devam ettiler. Rablerine kavuştular. Bu sebeple Rableri, onların kendisine dönüşlerini çok güzel bir biçimde yaptı, sevaplarını arttırdı. Ben refah bir hayat yaşamaktan hayâ ediyorum. Çünkü böyle bir hayat, beni onlardan geri bırakır. Benim için en güzel ve sevimli şey, kardeşlerime, dostlarıma kavuşmak ve onlara katılmaktır." Âişe vâlidemiz buyurdular ki: "Resûlullah bu sözlerinden bir ay kadar sonra vefât ettiler."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.