İSTANBULLU VELÎ Cemâleddin Hulvî

A -
A +
"Ey îmân edenler! Düşmana karşı hazırlığınızı görün ve silâhlarınızı takınarak cihâda hazır olun da, birlikler hâlinde savaşa çıkın, yahut toptan seferber olun!"

Cemâleddin Hulvî hazretleri meşhur Halvetî şeyhlerindendir. 982'de (1574) İstanbul'da Şehremini'de doğdu. On dört yaşında iken Necmeddin Hasan Efendi'ye intisab ederek Halvetî icazeti aldı. Bu arada devlet hizmetine girdi ve Dîvân-ı Hümâyun çavuşu oldu. Emekli olunca Mısır'a gitti. 1064 (m. 1654)'de orada vefat etti. Lemezât-ı Hulviyye isimli eserinde şöyle yazmaktadır:
Üstadımız Şeyh Şemseddîn Sivâsî hazretleri, Sultan Üçüncü Mehmed Hân'ı küffar üzerine cihada teşvik eyledi ve kendisi de onunla beraber Eğri Seferine katıldı. Muharebe esnasında bir ara askerin dağıldığını görerek bizzat müridan ile düşmana hücûm etti. Bunu gören asker de toparlanıp küffar üzerine yürüdü ve zafer kazanıldı. Şeyh Şemseddîn Sivâsî hazretleri, zaferi müjdelemek üzere pâdişâhın huzûruna çıktı ve aralarında şu konuşma geçti. Pâdişâh;
"Buyurun ey gönlümün sultânı" dedi. Şemseddîn Sivâsî; "Vaadini yerine getiren, kuluna yardım eden ve kâfirleri hezîmete uğratan Allahü tealaya hamd olsun. Ey benim pâdişâhım! Eğer dinlerseniz birkaç kelime nasihat etmek isterim" deyince, pâdişâh; "Ey insanlara hakkı tavsiye eden üstadım! Buyurun. Hak olan sözü dinlerim" dedi. Şemseddîn Sivâsî; "Ey benim pâdişâhım! Yeryüzünde Allahü teâlânın halîfesi olanların niyetleri; Allahü teâlânın rızâsını kazanmak olup, dayandıkları ve güvendikleri, Allahü teâlâ olması gerekir. Savaşta askerlerin çokluğuna güvenmeyip, kuvvet ve kudret sahibi Allahü teâlâya tevekkül etmek gerekir. Âyet-i kerîmelerde meâlen; (Siz de, düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar, her türlü kuvvet ve cihâd için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın) [Enfâl-60] ve (Ey îmân edenler! Düşmana karşı hazırlığınızı görün ve silâhlarınızı takınarak cihâda hazır olun da, birlikler hâlinde savaşa çıkın, yahut toptan seferber olun) [Nisa-71] emredildiği üzere, savaş için gerekli hazırlıklar yapılmalı. Ancak, buna güvenmeyip Allahü teâlâya tevekkül ve itimat etmelidir. Eğer Allahü teâlâya güvenmeyip askere ve cephâneye güvenilir ise, hezimet zuhur eder. Kalbden cenâb-ı Hakka tam tevekkül edip, hâlis kalb ile yönelebilirsen, zafer müyesser ve mukadder olur. Bizden hüznü gideren Allah'a hamdolsun."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.