Kurtuluşu, sâlihlerin sohbetinde ara...

A -
A +
"İyi olan Allah adamları ile birlikte bulunmak, hayırlı bir iş yapmaktan daha iyidir; İslâm düşmanlarıyla bulunmak ise kötü bir iş yapmaktan daha kötüdür..."
 
Ahmed Nasihuddîn Çeştî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Çeştiyye yolunun büyüklerinden olan babası Ebu Ahmed Çeştî’nin halifesi idi. 411 (m. 1020) yılında vefât etmiştir. Kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:

"Kurtuluş, sâlihlerin, büyüklerin sohbetindedir. Bir kimse her ne kadar kötü de olsa, büyüklerin sohbetinde bulunmak onu kurtarır ve yükseltir. Sâlihlerin sohbetine devam eden kimse iyi bir kişi ise, kısa zamanda olgunlaşıp yükselir."

"İyi olan Allah adamları ile birlikte bulunmak, hayırlı bir iş yapmaktan daha iyidir, bunun gibi kötülerle ve İslâm düşmanlarıyla bulunmak, kötü bir iş yapmaktan daha kötüdür. İnsana en çok zarar veren günâh, kendi gibi olan insanları aşağı görmektir."

"Tövbekâr mürid kime denir?" diye sorulunca; "Şu hâle gelen kimsedir ki, amelleri yazan melekler, onun hiç günahını bulup yazmazlar. Hiç günah işlemezler.”
"Muhabbetin alâmeti itâat etmektir. Muhabbette gevşeklik olmaz."

"Derviş o kimsedir ki, kendisine ihtiyâcını söyleyen hiç kimseyi mahrum etmez, ihtiyaçlarını karşılar."

"Senelerce ilim ve mârifet taleb edip, dergâhta kaldım. Neticede, hayret ve heybet buldum. Böylece kurb, Allahü teâlâya yakınlık menziline ulaştım. Dünyâ ehlini, dünyâya düşkün olanları, dünyâ ile meşgul buldum. Âhıreti düşünen âhiret ehlini mahcup buldum. Tasavvuf ehli ve takvâ sâhibi olduğunu iddiâ eden sahtekârlardan uzak durup, yüz çevirdim." 

"Hakîkat ehli olmak için şu on şarta uymak lâzımdır: Tam bir mârifete sâhip olup, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak. Hiç kimseyi incitmemek ve hiç kimse hakkında kötülük düşünmemek. Dâimâ hak yolu gösterip, insanlarla hep faydalı şeyler konuşmak. Tevâzu sâhibi olmak. Uzlet. Bütün Müslümanları iyi bilip, kendini herkesten aşağı görmek. Rızâ, kadere râzı olmak ve teslimiyet. Sabır ve tahammül. Yanıp erimek, acz ve niyâz içinde olmak. Kanâat ve tevekkül üzere olmak.”

"Ârifin bir özelliği insanlara karşı devamlı güler yüzlü olmasıdır."

"Rabbini tanıyıp seven kimse, her ân O'nun aşkıyla kendinden geçer. Ancak Allahü teâlânın zikri ile ayakta durur ve yürüyebilir. Çünkü o, Allahü teâlânın azameti karşısında kendini unutmuş, kaybetmiştir.”

“Irmak akarken zaman zaman gürültü çıkarır ve zaman zaman etrâfını zorlar. Ancak sonunda denize kavuşarak sükûnete erişir. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak arzûsu ile yanan kimsenin de hâli böyledir."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.