Dirilerin ölülere olan hediyesi...

A -
A +
Allahü teâlâ, dünyâdakilerin dağlar gibi duâlarını, kabirdekilere ulaştırır. Dirilerin ölülere olan bu hediyesi, onlar için istiğfarda bulunmalarıdır.
 
Muhammed bin Ebî Bekr Süyûtî hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerindendir. 783 (m. 1381)’de Mısır’ın Asyût kasabasında doğdu. 859 (m 1455)’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Sadakanın, duânın, Kur’ân-ı kerîm okumanın ve namaz kılmanın sevâbı, kabirdeki mevtalara (ölülere) ulaşır. Dirilerin ölülere gönderdikleri, iyi amellerin sevapları onlara varır ve onlara fayda verir. Böyle olduğuna dâir, gerek Kur’ân-ı kerîmde ve gerekse hadîs-i şerîflerde açık deliller mevcuttur.

Büyük âlim Ebü’l-Kâsım Hîbetullah bin Ali bin Abdurrahmân bin Şâme el-Muâfirî, kırk defa yürüyerek hacca gitti. Seksen küsur defa Resûlullahı (sallallahü aleyhi ve sellem) rüyâsında gördü. Her defasında da Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona şefaat edeceğine dâir vaadde bulundu. İmam-ı Mücâhid, İbn-i Abbâs’dan (radıyallahü anh) şöyle bildirdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Ölü kabrinde, denizde boğulmak üzere bulunup da yardım isteyen bir kimse gibidir. Babasından, annesinden, kardeşinden, güvendiği bir arkadaşından ve sâlih evlâdından bir duâ bekler. Onlardan kendisine böyle bir duâ gelirse, bu onun için, dünyâ ve içindekilerden daha sevgili ve makbûldür.”

Allahü teâlâ, dünyâdakilerin dağlar gibi duâlarını, kabirdekilere ulaştırır. Dirilerin ölülere olan bu hediyesi, onlar için istiğfarda bulunmalarıdır. (Allahü teâlâdan onların af ve mağfiretlerini dilemeleridir.) Bu, ana-baba, çoluk-çocuk ve ölünün yakınlarından gelen duâ ve istiğfarın mevtaya (ölüye) ulaştığına, onlara fayda verdiğine delîldir. İbrâhim bin Hediyye, Enes bin Mâlik’ten (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Sen misk sadaka ver. Böyle yaparsan bir melek, nûrdan tabaklarda onu getirir. Kabrin başında durur, 'Ey bu kabrin sâhibi garip kişi! Senin çoluk çocuğun, sana bu hediyeyi gönderdi (kabûl et)' der. O hediyeyi onun kabrine teslim eder. Kabir sahibi, 'Allahü teâlâ çoluk çocuğuma hayırlar versin' diye duâ eder.

Yanındaki başka bir kabir sahibi ise, 'Beni hayırla anacak ne bir çocuk, ne bir şey, ne de bir kimse bırakmadım' diye üzülür. Sevâbı kendisine gönderilmek üzere kendi nâmına sadaka verilen ölü, onun sevâbı kendisine ulaşınca sevinir.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.