Bin seneye bedel bir ömür!..

A -
A +
"Bir kimse Allahü teâlânın yardımına kavuşursa, ömrünün çok az miktarı, başkasının ömrünün bin senesine bedeldir."
 
Nasûhî Mehmed Efendi Halvetî-Şâbânî tarikatının Nasûhiyye kolunun kurucusudur. 1063 (m. 1653)’de Üsküdar Toygartepe'de dünyaya geldi. İlk tahsilinden sonra Üsküdar’da Şeyh Karabaş Velî'ye intisap etti ve kısa zamanda icazet alarak talebe yetiştirmeye başladı. 1130 (m. 1718)’de vefat etti ve dergâhın hazîresine defnedildi. Buyurdu ki:
“Bir kimse Allahü teâlânın yardımına kavuşursa, ömrünün çok az miktarı, başkasının ömrünün bin senesine bedeldir. Eğer bir kimse, Allahü teâlânın yardımına kavuşamazsa, bin sene bile yaşasa, bütün ömrü, yardıma kavuşanın ömrünün zerresi bile olmaz.”
“Dünyalık istemek için vâlinin kapısına giden sâlih bir kimse ne kötüdür. Eğer başkasının bir işine yardımcı olmak için gitmiş ise, çok iyi bir kimsedir.”
“Ziyâretçinin, ziyâret ettiği kimseyi ziyâreti, Allahü teâlâ ile meşgûliyetine mâni olacaksa, gitmemesi, Allahü teâlâya karşı olan edebdendir.”
“Ziyâret eden, ziyâret ettiği kimsede gördüğü ayıp ve kusurları kimseye söylemeyip, onda gördüklerini saklayabilecekse, ziyârete gitmesi edeptendir. Eğer gördükleri ayıp ve kusurları muhafaza edemeyip başkalarına söyleyecekse, ziyâreti terk etmesi daha iyidir.”
“Sevdikleriniz ve başkalarından, kendileri için ayağa kalkılmasını arzu etmeyenleri gördüğünüzde onlar için ayağa kalkınız. Kim kendisi için ayağa kalkılmasını isteyen kimse için ayağa kalkarsa, bilmeden ona kötülük etmiş olur, hakkı olmadan ona hürmet etmiş olur.”
“Tasavvuf büyükleri, kabirlerinden talebelerine yardımcı olurlar.”
“Talebenin, çirkin de olsa, kalp hastalıklarını, bağlı olduğu zâta anlatması gerekir. Çünkü bağlı olduğu zât, ona o hastalığın çâresini gösterir. Eğer talebe, tabiatında bulunan utanma hissinden dolayı hastalığını hocasına söylemezse, o hastalığı ile vefât etmesi muhtemeldir.”
“Allahü teâlâ kullarından birisine cinleri göstermeyi murâd edince, o kimsenin gözünden perdeyi kaldırır. O kimse cinleri görür. Allahü teâlâ bazen cinne, bize görünmesini emreder. Onları baş gözü ile görürüz. Cinler bazen kendi sûretlerinde, bazen beşer (insan) sûretinde, bazen de başka sûretlerde olurlar. Cinler, melekler gibi istedikleri şekle girebilirler.”
“Allahü teâlânın sana verdiği hâlden kaçma. Çünkü hayır, Allahü teâlânın, senin için seçtiğindedir. Allahü teâlâ, kullarını kendisine kulluk etmeleri için yaratmıştır. Bu sebeple kuluna, ancak onun iyiliğine olan şeyi verir.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.