Gülün adı...

Görkem ve heybetiyle gurur ve kibir rüzgârına kapılmaması mümkün değildi, eğer ecdad yadigârı hatıralar, Karacaahmet’teki mezar taşlarındaki donuk sükûta dönük yüzü ve Çanakkale’de şehadet şerbeti içmiş 346 şehidi olmasa, Mektebi Tıbbiye-i Şahane Haydarpaşa Numune Hastanesi...

Ne üzerine konan kuşların ne de gölgesine yatan insanların hesabının tutulmadığı yüzyılı aşmış ömrüyle koca bir çınardır burası. Burada adam olmanın hamuru yoğrulur. Usta çırak demiri tavında döverler. “Bildiğinle ne yaptın?” sorusuna cevap verebilmektir tüm gaye. Burada insan işlenir insan öğrenilir. İşleyene uzman, öğrenene asistan denilir.

Sütlaç ile bulamaç yiyenlerin, kuş tüyü yastıkla soğuk mermerde uyuyanların oda arkadaşlığı yaptığı bir yerdir burası. Burada vizyondan inmeyen filmdir Titanik. Bu yüzden gurur ve kibir hep tevazuun gerisinde kalır. Kapısından ham girenler pişmiş ya da yanmış olarak çıkarlar. Burada kaybedileceği bilinse bile yaşatmak için hep mücadele vardır. İnancın umudun diğer adıdır burası.

Burada demin de gamın da baki olmadığı öğrenilir. Sağlığın zekâtı ödenir. Herkesin varlığı ölçüsünde; kimi az kimi çok. Tekkeyi bekleyenler buranın çorbasından içerler. İçenler bilirler ki bu lezzet hiçbir yerde yoktur. Çünkü tarifi mutfağında saklıdır.

Her hastanın bir penceresi vardır burada. Penceresi kadar düşer her yatağa ayın ışığı. An gelir derdinden iğrenenlerin derdine imrendiği yer olur burası.

Burası bir gülistandır sağlıkçılar bahçıvan. Bazen bir gülün hatırına bin dikene su verilir. Burada operatörün neşteri bir nimettir katilin bıçağı gibi bir afet değil.

Burada uykusuzlukla yorgunlukla inatlaşılır. Yaşama ümidi hayata tutunma çabası vardır. Tek amaç tek gaye vardır yaşatmak. Sevmek gibi gönülden…

Burada ritim değişse de tek nota üzerinden monitörün melodisi sürekli dinlenir. Hayatın devam ettiğinin ümidin var olduğunun ezgileri. Her seferinde yeniden bestelenmiş bir ömür türküsü gibi.

Gülün adıdır Haydarpaşa Numune. 

“Gülü anlatmaya ne hacet ne çiçektir biliriz” buyuruyor Hazreti Mevlana...

         Doç. Dr. Erkan Özkan (Mektebi Tıbbiye-i şahane Haydarpaşa Numune Hastanesi)

 

 

 

 

Bu şehri biraz deniz bir de tepeler süsler

Sahilinde yürümek ruhuma huzur üfler

Sende kalmak terapi olumludur tesirler

Şiirlerime çöktün Karadeniz Ereğli

 

Mükemmel muhabbetler ve dostluklar kurulur

Muhteşemdir komşuluk hâlin hatrın sorulur

Burda yaşadıkların sanma ki unutulur

Tutku oldun içimde Karadeniz Ereğli

 

Suların tadı güzel gerek yok arıtmaya

Hava kalitesi hoş devam et solumaya

Bütün mahalleleri gezmek isterim yaya

Hayallerime çöktün Karadeniz Ereğli

 

Çarşısında dolaşmak pazardan sebze almak

Ne de lezzetli olur taze balık kızartmak

Balkonda çay demleyip şöyle ayak uzatmak

Keyiflerime çöktün Karadeniz Ereğli

 

Demiri rulo yapar çeliği sarıp katlar

Nice emekler verir haddehanede ustalar

Fabrikamız çalışır çıkış yapar borsalar

Ekonominin yüzü Karadeniz Ereğli

 

Aklımdan geçirmedim niyetim yok gitmeye

Daha güzel yer mi var özenmem göç etmeye

Yüz kalem yetmez seni anlatıp methetmeye

Hayatım sende bitsin Karadeniz Ereğli

 

 

 

 

 

STETOSKOP: Stethoscope. Solunum, dolaşım ve sindirim sistemlerinin durumlarını akustik yolla incelemeye yarayan tıbbî âlet. Stetoskop ilk olarak 1816 senesinde RTH Laennec tarafından içi boş tahta silindir biçiminde yapılmıştır. Bugünkü şeklini 1850 senesinde almıştır.

Vücut iç organlarından gelen sesler, sistemin normal çalışıp çalışmadığına işaret eder. Meselâ kalpten gelen sesler 60 ila 500 hz arasında değişir. Kalbin genişlediği anda üst tarafından gelen 60 hz altındaki karışık sesler, kalp kapakçıklarında arıza olduğunu gösterir. 1400 hz civarında hışırtılı duyulan ses ise ciğerlerde bir rahatsızlık olduğuna işaret eder. Akustik stetoskoplar esasen sesi yükseltmeden kulağa taşıma işlemini yaparlar. Modern bir stetoskopta zil biçiminde ve diyaframlı yuvarlak kapak biçiminde alıcı uç vardır. Uç kısmının çapı 2.87 cm olan zil, vücuda oturtulur. Vücut derisi bu zilin ağzında diyafram gibi görev yaparak iç organlardan gelen sesi titreşimle iletir. Dışarıdan gelen gürültüler, bilhassa düşük frekans dinlemelerini olumsuz yönde etkileyebilir.