Acemi de olsalar girişkenler

A -
A +
Fakülteden yeni mezun olan genç, mahalle kahvesinde eski tanıdığı, yarım ustayla takılırken yan masada, gayet güzel giyimli, kibar birine dikkat kesildiler:
“Buralara yabancıyım, köprüyü yapacak ustayı, projeyi çizip onaylayacak mühendisi nereden bulacağım?”
Telefonu kapatıp derin of çekince acemiler iki koldan sarıp kendilerini tanıttılar. Misafir çok sevindi. Sohbet koyulaştı. Yerel seçim öncesi yaya köprüsü bitmeliydi. Acemi ikili, bu iş bizim diyerek anlaşma imzaladı. Para iş bitimindeydi. Misafir parti temsilcisiydi. Ödeme işi sağlamdı.
Acemiler işe koyuldu. Proje çizildi. Kalıplar çakıldı. Demirler bağlandı. Beton ayaklar döküldü. Aradan birkaç gün geçtikten sonra konstrüksiyon köprü yerine yerleştirildi. Sıra açılışa geldi. Bizim acemiler işi bitirmiş, paralarını almışlardı. Yakında köprünün açılışı yapılacak, siyasiler, medya ve halk orada hazır bulunacaktı. Açılış günü geldi, son hazırlıklar tamamlandı.
Protokol yürüyerek köprünün üzerine çıktı. Kısa bir konuşmanın ardından kurdeleler kesilerek açılış yapıldı. Alkış sesleri yükseldi. Davetliler köprü üzerinde kalabalık şekilde inceleme yaparken bizim acemiler de gurur ve tebessümle keyif çatıyor, onları izliyordu. Artık müteahhit olmuşlardı. O sırada bir gıcırtı koptu. Bizim yaya köprüsü yavaşça çöktü. Asansörle zemin kata yönelen düğün davetlisi gibi yere indi siyasiler. Alt taraf dere, yaklaşık yirmi santim su, biraz da çamur. Neyse ki köprü suya gömülmedi. Herkes şaşkın, biraz korku da var. Acemi inşaatçı ve mühendis tabanlara kuvvet kaçıyorlar. Davetliler sırayla dereden çıkıyor. Siyasilerden biri ortamı yumuşatmak için oradakilere sesleniyor: “Efendim köprümüz daha çok taze, devletin ve siyasetin bu kadar ağır misafirlerini kaldıramadı, alışacak zamanla, tamir ettiririz, sıkıntı yok…”
Kahkaha kopuyor. Halk şaşkın ve heyecanlı. İşi acemilere veren misafir adam onları getirtiyor. Köprünün onarılması için talimat veriyor. Acemi ikili açılışta yıkılan yaya köprüsünü tamir ediyorlar. Bu iş onların hayatında dönüm noktası oluyor. Acemiliğin bedelini, teslim ettikleri yarım işi yeniden yaparak ödüyorlar. Girişkenliğin ve cesaretin kaymağını da yeni işler alıp yiyerek...
             Sinan Korkmaz-Düzce
 
 
 
 
ŞİİR
 
           Toros’un kara bahtı
 
Toros’umun göğsünde çarpan kalp,
Annemin diktiği yeşil fidan,
Sen mi şu kayalıklara veriyorsun can?
Yoksa bu dişli kayalar mı sana?
Toros’umun nikâhlısı,
Yeşilin en güzelini giymişsin,
Büyüleyici bir güzellikle bakıyorsun bana,
İnan çok korkuyorum bir şeyler olacak diye sana.
Tir tir titriyorum,
Yalvarıyorum Rabbime boşa çıksın bu yorum.
Rüzgârlı bir havada,
Seni yalayan şeytan alevleri,
Beni de yakar diyorum... Bil.
Balta körleşebilir,
Ama ateş asla acımaz.
Bir kibrit ve bir çocuktan,
Bir dengesiz çıkar diye yoktan...
Yanı başına gelmiş işte betonlar,
Birer alev bombasıdır sana onlar.
Gören yok,
Görse de gözlerini kapayan çok.
Sana umursamayanlara yazık,
İnşallah çıkar bir tabip, öyle mahir, öyle hâzık (uzman)
Ümidimi boşa çıkarmasın Allah’ım,
Bu bir yalvarıştır,
Bu bir Rabbe varıştır...
             Hüseyin Hilmi Levent-Tarsus
 
 
 
UNUTULMAZ COĞRAFYALAR
 
TRABLUSGARP: Tarihte, Fenike ve Kartacalıların kolonisi olan şehir. Vandalların ve Bizanslıların hâkimiyetinden sonra Müslümanlara geçti. Trablusgarp, Hazret-i Ömer (hilâfeti 634-644) zamanında 643’te İslâm ordularınca fethedildi. Emevî (661-750), Abbasî (750-1516), Osmanlı (1516-1924) halifeliği devrinde Ağlebî, Ubaydî, Muvahhidin, Hafsî, Berberî Benî Saîd, Merinî’lerden sonra 1551’de Osmanlı hâkimiyetine geçti. Bölgede Osmanlıya bağlı Garp Ocakları kuruldu. Osmanlılar zamanında bölge huzur ve emniyet içinde yaşayıp, refah seviyesi yükseldi. 1911-1912’de Osmanlılarla İtalyanlar arasında Trablusgarp Savaşı çıktı. Osmanlı-İtalyan antlaşmalarından Uşi Antlaşmasıyla Trablusgarp’ta Osmanlı padişahının Naîb-üs-Sultanı olarak Şeyh Seyyid Ahmed Şerif Senûsî tayin edilmesiyle, Senûsî Hânedânı kuruldu. Senûsîler Hânedânı 1969’da Askerî darbeyle yıkılınca, yerini önce Libya Cumhuriyeti, sonra da Libya Sosyalist Halk Cemâhiriyesi aldı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.