Kontrolcüyü kim kontrol edecek? -2-

A -
A +
Finliler birbirlerine saygıyı ve daha da enteresanı bürokrasiyi o kadar olgunlaştırmışlardır ki, kompartımanda herkesin bir numarası bulunur. Herkes sessizce bir gölge gibi gelip koltuğuna oturur.
Zaten konuşmanın sayılı olduğu sessiz diyalogda, eğer kompartımanda bir uyuyan varsa ağızlar hepten kilitlenir.
Niçin?
Rahatsız etmemek için…
Zaten onlar yüksek sesle konuşmayı da bilmediklerinden hiç konuşmadan saatlerce durabildiklerinden, bu durum onlar için hiç problem olmaz.
Finliler bürokrasiyi olanca şekilde sıfırlamaya niyetlidir. Bireysel beyanı yeterli görürler. Az konuştukları için ağızdan çıkan söz kanun gibidir. Bizdeki söz vermek gibidir.
Bir otelde konaklayan kimseye verilen hizmet sonrası ücret alacak görevli hesap tutmamıştır. Çünkü müşterinin beyanı onun için yeterlidir.
Ya yanlış söylerse?
Öyle bir şey aklına bile gelmez. Çünkü kendisi de yanlış söylemez… Söylemeyi bilmez…
O bakımdan NOKIA gibi dünyaca ünlü cep telefonu üreticisi bu ülke, çok az ülkede bilinen ve uygulanan bir şekilde belirli noktalarda kredi kartı gibi cep telefonunu da kullanabilmektedir.
Bir bilet veya bir çikolata alacağı gar istasyonunda ücret olarak belirlenen ekrana cep telefonu numarasını yazar ve istediğini alır.
Çünkü aldıklarının ücreti cep telefon faturasına nasıl olsa gelecektir.
Finlandiya’ya giden gezginlerimizden biri tramvaylarda biletçi ve kondüktör de göremeyince şaşırır. Yolcular bir kutuya ücreti özgürce atar ve dilediği yere dilediği şekilde seyahat eder.
Merakını yenemeyen turist rehberine sorar:
-Siz halkınıza bu kadar mı güveniyorsunuz?
Bu soruya anlam veremez önce, tercüman. Ardından der ki:
-Eğer biz halkımıza güvenmeyip de Rusya’da olduğu gibi biletçiye güvenecek olursak, kondüktöre kontrol ettirme ihtiyacı duyarsak o zaman onları kontrol ihtiyacı da var demektir. O bakımdan biz halkımıza güveniriz. Halkımız da devletine güven verir…
       İbrahim Murat
 
 
ŞİİR
 
           Seher vakti
 
 
Seher vakti öter bülbüller,
Ne de güzel bakar bütün sümbüller,
Gülümserler insana bütün nimetler,
Yeter ki biz kıymetini bilelim bu vaktin.
Seher vakti gönüller, huzur dolar yürekler,
Muhabbetle kucaklaşır, bütün güzeller,
Hayır diler insana, bütün melekler,
Yeter ki biz kıymetini bilelim bu vaktin.
 
Seher vakti uyumayan insanlar,
Nimetlere konarlar, o vakitte kalkanlar,
Hayatın bereketini, işte o an anlarlar,
Yeter ki kıymetini bilelim bu vaktin.
 
Bu vakitte nimetler fazlasıyla dağılır,
Nasibi olanlar, rızıklarını hepten alır,
İstiyorsak bereket, işte bu vakitte vardır.
Yeter ki kıymetini bilelim bu vaktin.
 
Hayır ve şer Allah’tan biliyorsun,
Sebebe yapışmak gerekiyor diyorsun,
Daha niye bunu sen yapmıyorsun?
Haydi Mücahit kalk artık namaza.
 
                     Mücahit Demirci
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
METALURJİ: Metallerin ayrılması, saflaştırılması ve kullanma maksadına göre işlenmesiyle ilgili ilim dalı. Geniş anlamda metalurji, metallerle ve cevherleriyle yapılan her türlü işleri içine alır. Metalurji konusunun teknolojide girmediği saha, hemen hemen yok gibidir. Daktilodan bir turbojet motoruna kadar metalden yapılan her şeyin, metalurji konusuyla yakından ilgisi vardır. Metalden yapılan bir makine aksamında malzemenin mukâvemeti, sağlamlığı, hafifliği, ısı iletkenliği, elektrik iletkenliği, işlenebilirliği, paslanmaya mukavemeti gibi özelliklerden bir kısmı dikkate alınır. Bu özellikler metalurji konusu içindedir. Metallerin tarihte kullanılışı çok eskiye dayanır. Bir ilim dalı olarak gelişmesi ise yenidir.
Metalurji konusu, kimyevî metalurji ve fizikî metalurji olarak iki ana dala ayrılır. Kimyevî metalurji, metallerin bulundukları ilk cevherinden, kimya metotlarıyla, ayrılmasıyla ilgilenir. Fizikî metalurji ise, saflaştırılmış metallerin ısıl işlem, şekillendirme, döküm gibi fizikî yapılarındaki değişiklikleriyle ilgilenir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.