Türkiye meydan okuyor!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 3. Büyükelçiler Konferansı'nda "Eğer yeni bir düzen kurulacaksa o düzenin temel taşını atan ülkelerin başında geleceğiz" dedi. Bu çıkış, 37 yıl önce İsmet İnönü'nün söylediği "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır" sözünü hatırlattı. Ama bir farkla... İnönü'nün pazarlık gücünü arttırmak için kurduğu cümle, bugün gerçeğe dönüştü. Türkiye, artık bölgesinde ve dünyada oyun kurup strateji üreten ülkeler arasında. Politik istikrarını hukuki, ekonomi, sanayi, ticari ve diplomatik açılımlarla destekleyerek emin adımlarla yükselişini sürdürecek. Kimsenin şüphesi olmasın! Seçim kazanı kaynamaya başladı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Diyarbakır ziyaretiyle Doğu ve Güneydoğunun gönlünü aldı. Diyarbakır surlarını himayesine alma vaadinin hemen hayata geçirilmesi ise devlet ciddiyetinin göstergesi oldu. Canları sıkılanların bakımsız surları kastederek "Taşı kara, bahtı kara Diyarbakır" yakınması da yerini, umuda bırakma yolunda. Yeni yıla Gül'ün tansiyonu düşüren ziyareti ile başlayan siyaset, artık hazirandaki genel seçime hazır. Seçim sürecine de "yeni anayasa, demokratik açılım ve dil tartışmaları" damga vuracak gibi. Muhtemelen 2012'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine dönük hesaplar da partilerin stratejilerini ve meydan performanslarını etkileyecek. AK Parti kurmayları, 12 Eylül referandumunda alınan yüzde 52 'evet' oyunu sandığa yansıtmak için ince hesaplar yapıyor. Buna karşın yüzde 48 'hayır' oyunu sahiplenen CHP'nin işi 'Kılıçdaroğlu rüzgârına' rağmen daha zor. Çünkü CHP'nin bu tavrına çok bozulan MHP, bu kez ana muhalefet partisi ile dirsek temasından bile kaçınarak, "etnik bölücülüğe geçit vermeyiz" propagandası ile inecek sahaya. BDP ise baraj nedeniyle seçime yine bağımsız aday formülü ile katılıp daha sonra Meclis çatısı altında grup kurmayı planlıyor. Siyasi kulislerse şimdiden, "Gül'ün görev süresi 5 yıl mı 7 yıl mı olacak? Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olursa Gül, aktif siyasete dönecek mi? Erdoğan'dan sonra kim genel başkan olacak? Kılıçdaroğlu, beklenen oy patlamasını yapamazsa, genel başkanlığı bırakacak mı?" soruları ile çalkalanmaya başladı. Küreselleşme ya da "Varlığın Öteki Yüzü" İki dil tartışmalarının yoğunlaştığı günlerde Paris'te yaşayan arkadaşım Şeyhmus Dağtekin'in "Varlığın Öteki Yüzü" adlı romanı yayınlandı. Kitap tam bir küreselleşme örneği. Adıyaman'ın Harun Köyü'nde doğan ve "Türkçe" ile ilkokulda tanışan Şeyhmus'un ana dili "Kürtçe". Kitabını 2004 yılında Fransızca yazdı ve "Fransızca'nın Beş Kıtası Özel Ödülü"nü kazandı. Eser, 2010 yılının son günlerinde Türkçe'ye kazandırıldı. Dağtekin, Anadolu kültürünün zenginliğini köyündeki çocukluk anılarıyla bilgece harmanlıyor. Fransa, Kürt kökenli Türk vatandaşı Şeyhmus Dağtekin'i yazdığı şiir kitapları ve romanı ile "Fransızca'ya yaptığı katkıdan dolayı bağrına basarken", Türkiye'nin "resmî dil-ana dil" tartışmaları ile zaman kaybetmesi sizce de garip değil mi?