Enver Ağabey'e ancak şahlanmış bir Türkiye huzur verir...

A -
A +

Bugün 44. yılımıza girdik. Benim ise burada idrak ettiğim 33. yıldönümü. İlk 22'sini birbirinden coşkulu kutlamıştık. 22 Nisan'ları iple çekerdik. Resmen "bayram"a bir gün önce başlardık. Çünkü her yıldönümümüzde aramıza binlerce kişi katılır, çok daha büyümüş olurduk. Rahmetli Enver Ağabey, "Dünyadaki en büyük arzum olan '100 bin kişilik İhlas Ailesi'ne biraz daha yaklaştık" derken mutluluğunu gözlerinden okurduk.

Ne zaman ki dünya çağ atlarken Türkiye'de çağ dışı bir anlayışla kurumlar, çalıştırdığı eleman sayısına göre değil, sahibinin dünya görüşüne göre sınıflandırıldı, yatırım yapmak, istihdam açmak suç haline gelmeye başladı, bizim de yıldönümlerimizin tadı kaçmaya başladı. Hele 2001, "Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar" hesabı, yıldönümü coşkuları başta olmak üzere bütün kurumsal canlılığımızı kaybettiğimiz dönemin başlangıcı oldu. 
Artık bizim için "22 Nisan"lar, -hayalden ibaret olduğu için- bazan yıldönümü sayısını bile yanlış yazdığımız bir haberden ibaretti...
Yani son 11 yıldönümü, "11 Eylül" gibiydi bizim için...
Bu yıl ise bunların hepsini geride bırakan bir hüzünle giriyoruz 44. yılımıza...
Çünkü önderimizi, ışığımızı kaybettik...
Enver Ağabey aslında 2001'den bu yana yoktu aramızda ama asıl yokluğunu şimdi farkettik. 
Bocaladık, ne yapacağımızı şaşırdık bir an...

ŞAFAK, ZİFİRİ KARANLIKLA BAŞLAR
Neyse ki teselli, yine teselliye en çok ihtiyacı olandan geldi.
Değerli Yönetim Kurulu Başkanımız Mücahid Ören, daha babasızlığa alışma fırsatı dahi bulamadan derhal duruma el koyup direksiyonu devraldı ve bütün şirketlerimizi derleyip toparlayarak yeni hedefler ortaya koydu.

EMANET DE BÜYÜK SORUMLULUK DA...
Bu yeni planlama döneminde en büyük sorumluluk ise Türkiye Gazetesi yöneticileri olarak bizlere düştü... Çünkü, son ameliyata giderken dahi tirajı düşünen rahmetli Enver Ağabey için gazetenin çok önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Kendisinden yıllar boyunca duyduğumuz, "En önemli ve vazgeçilmez işimiz gazetedir. Şartlar ne olursa olsun gazete mutlaka yayına devam edecek" ifadeleri artık bizim için bir vasiyet niteliğindeydi....
Nitekim Yönetim Kurulu Başkanımız Mücahid Ören, tahayyül edilemez yoğunluğuna rağmen gazetemiz için (baskı merkezlerimizi yerinde incelemek dahil) çok zaman ayırmakta ve bizim şimdiye kadar hayal edemediğimiz hedefler ortaya koymaktadır.
Artık bizim için, "Her gün daha güzel bir gazete" hedefi, genel prensibin ötesinde her şeyimizi borçlu olduğumuz Enver Ağabeye vefanın asgari şartı haline gelmiştir. Sayın Mücahid Ören'in 'hedefi gösteren, her türlü desteği veren ama sonuçtan da taviz vermeyen' yönetim anlayışında yepyeni bir döneme giriyoruz.
Belki bir süre, 'restorasyon perdesi' gerisindeki çalışmaları günü gününe farketmeyebilirsiniz. Ama bir süre sonra perde inecek ve karşınıza, Anadolu'ya yayılan gazetecileriyle, hafta içi ve hafta sonu ekleriyle yepyeni bir gazete çıkacak. 
Yani önümüzdeki sonbahar, yine büyük bir tevafuka sahne olacak ve  "huzur" içinde yeni ufuklara yelken açacak Türkiye'de, hep "olsa" dediklerinizin "oldu"ğu yepyeni bir Türkiye sizlerle buluşacak.
Yapacaklarımızın teminatı "yaptıklarımız" değil, Enver Ağabeye olan sevgimizdir. Çünkü biliyoruz ki, ancak muhtevasıyla, tirajıyla şahlanmış bir Türkiye ona huzur verir...
***
Bölgeden merkeze bütün ekibimize, özellikle bizi bu günlere taşıyan çok değerli iki kanadımız olan vefakâr abonelerimize ve cefakâr dağıtım elemanlarımıza, duygu yüklü Büyük Türkiye Ailesi ilavemizle şükranlarımızı sunmamızı sağlayan Sadık Söztutan'a çok teşekkür ediyorum. 
Hedefine ulaşanlara mahsus duygularla yüklü yeni bir yıldönümünde buluşmak üzere...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.