Paşam güller kırmızı açar...

A -
A +

Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki zafer, dünya tarihinde farklı bir yer tutar. Hemen öncesindeki Birinci Dünya Savaşı'nın tetiklediği ve ardından İkinci Dünya Savaşı'yla beslenen savaş havuzunda, sözünü ettiğim dönem gerçekten de, analizi ve alkışı hak eder bir ara kesittir. Kurtuluş Savaşı'nı hazırlayan sebepler arasında öne çıkan en belirgin hareket, hiç şüphesiz, Kuvayı Milliye'dir. Kim ne derse desin, bu birlik veya oluşum, zaferi hazırlayan en stratejik yapılanmadır. Dolayısıyla aradan neredeyse bir asır geçmesine rağmen böylesine gündeme gelmesi, tartışılması ve tarihe kazınması da bunun göstergesidir. *** Turgut Özakman'ın kaleme aldığı "Şu Çılgın Türkler" (Bilgi Yayınevi), Attila İlhan'ın ölümünden sonra yayımlanan "Gazi Paşa" (İş Kültür Yayınları) ve bugünlerin en çok konuşulan aynı muhtevalı "Bu Topraklarda Güller Kırmızı Açar Paşam" (Hasan Basri Bilgin, Popüler Kitap) isimli eserleri, Milli Mücadele'ye bugünden nasıl baktığımızı ve bu bakışın hangi temeller üzerinde kurulduğunu ortaya koyması bakımından dikkat çekici. Samet Ağaoğlu'ndan Tarık Buğra'ya, Halide Edip Adıvar'dan Refik Halid Karay'a, Cemal Kutay'dan Ali Fuat Cebesoy'a, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan Kazım Karabekir'e kadar onlarca isim tarafından resmi veya gayrı resmi kaynaklara yönelerek kaleme alınanlar dışında, bir o kadar da yabancı müellifin yazdığı Milli Mücadele kitapları, yukarıda sözünü ettiğim ve bugün satış listelerinin ilk üç sırasında yer alan eserlerin tiraj rakamlarının yanına bile yaklaşamıyor olması düşündürücü... *** "Şu Çılgın Türkler" ve "Gazi Paşa"nın bu kadar ilgi görmesinin en önemli sebebi, basın-yayın kuruluşlarında çok fazla yer bulmasıyla ilgilidir. Her iki eser de, resmi tarih tezi ve bakış açısının araladığı kapıdan yürüyerek Milli Mücadele'yi hazırlayan ruhu yorumlamaya çalışıyor. Eğitimci Hasan Basri Bilgin'in "Bu Topraklarda Güller Kırmızı Açar Paşam" romanı, iddiaları ve analizleri ile diğerlerinden ayrılıyor. Bilgin, "Kurtuluş Savaşı Samsun'da başlamadı" diyerek yeni bir iddia ortaya atıyor ve bu iddiasını şöyle ispata çalışıyor: "Milli Mücadele 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle başlamış değil. Daha bu işgal olmadan Anadolu'nun değişik yerlerinde Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuştu. İşgalle beraber bu cemiyetler, ülkeyi bir yandan hukuki alanda bir yandan da silahla savunmaya başlamışlardır. Milli Mücadele'nin başlamasında Denizli Müftüsü Hulusi Efendi'nin fetvasının büyük rolü vardır." *** Milli Mücadele'ye fantastik bir pencereden bakanların aksine Hasan Basri Bilgin, tarihi vesikalar ve hatıralara daha fazla önem veriyor. Tarihi roman türüne sadık kalarak belgelerin dışına çıkmamaya gayret ettiği her satırından belli. Bugün bilinenden çok farklı bir bilgi/ belge akışıyla desteklenen kitap, okuyucuyu değişik kaynaklarla tanıştırmaya çalışıyor. Bilgin, bu 'farklı' anekdotlardan birini şöyle anlatıyor: "Ders kitaplarımızda Akdeniz Bölgesi'ni işgal eden İtalyanlar'ın yöre halkına baskılarının olmadığını, sonra kendiliklerinden sessizce çekilip gittikleri yazar. Oysa İtalyanlar Anadolu'da Hıristiyanlığı yaymak için 200 papaz getirirler. Ancak bu durum yörede büyük infiale sebep olur. Bunun üzerine İtalyanlar bu faaliyetlerine son verdikleri gibi Anadolu'yu terketmek zorunda kalırlar. Özellikle 'zorunda kalırlar' ifadesinin altını iyi çizmek gerekiyor." (Kitap Hayattır, Ocak-Şubat 2006) *** Ortada tarihi gerçekler ve bu gerçekleri ifade eden birtakım kitaplar var. Fakat mutlak doğrunun belge ve hatıralardan öğrenilebileceği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Bana sorarsanız -ki siz bilirsiniz-, "Bu Topraklarda Güller Kırmızı Açar Paşam", daha 'içeriden' ve 'bizden' bir Milli Mücadele panoraması çiziyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.