"Sen sanki namaz kılmamış gibisin!"

A -
A +

Bir kimse mescidde hızlı hızlı namaz kılıp, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzuruna geldi. Peygamber efendimiz; "Namazını kıl, sen sanki namaz kılmamış gibisin" buyurdu.

Din büyükleri buyurdu ki: "Müslümanın imandan sonra en kıymetli varlığı vaktidir. Bu yüzden, en kıymetli olan vakti, en kıymetli işle geçirmek lazımdır. Bunlardan birisi de namazdır. Namaz dinin direğidir. Namaz kılmamak çok tehlikelidir, çünkü Allahü teâlânın emridir. Biz âciz hâlimizle bile, birine bir şey söylediğimiz zaman yapılmıyorsa gücümüze gidiyor. Allahü teâlânın, sürekli olarak, her emrine (Hayır!) demek, devamlı Ona meydan okumak ne cesarettir! Dikkatli düşünülünce, bu tavır, imanın olmadığını gösterir. Onun için sorumlu olduklarımıza ve sözümüzün geçtiği herkese mutlaka namazı bildirmek lazımdır. Eğer kılınmazsa, kaza kılacak kadar zaman geçtikçe, yani her beş-altı dakikada bir, günahı, öncekilerle toplanarak bir misli artar."

Büyük âlim ve velî Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyurdu ki: “Bir vakit namazım kazâya kalacağına, bin kere ölmeyi tercih ederim!..”

Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) hazretleri de buyurdu ki: "Namaz kılmayana, 'bu, iyi bir kimsedir' demek tehlikelidir kardeşim... Bir gün talebemiz Mehmet Dârende’ye dedim ki: 'Maşallah, çok kitap dağıtıyorsun, çok gayretlisin, çok sevap kazanıyorsun. Ama şunu bil ki, kitap satışları sebebiyle dahi olsa, bir vakit namazın kazâya kalırsa, bütün bu sevapları kaybedersin. Çünkü Allahü teala kulunu, namaz kılmak için yaratmıştır. Bizim ilk işimiz, namazdır, diğer işler sonra gelir!..”

Ankebût suresinin 45. âyetinde mealen, (Doğru kılınan namaz, insanı pis, çirkin ve yasak işleri işlemekten korur) buyuruldu. İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir. Görünüşte namazdır. Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır...

           ***

Bir kimse, mescidde, hızlı hızlı namaz kılıp, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzuruna geldi.

Peygamber efendimiz;

-Namazını kıl da gel, buyurdu. O şahıs, namazı önceki kıldığı gibi kılıp, huzur-u saadete geldi.

Resûlullah efendimiz tekrar;

-Namazını kıl, sen sanki namaz kılmamış gibisin, buyurdu. O şahıs tekrar namaz kıldı.

Resûl-i ekrem efendimiz ona yine;

-Namazını kıl, sen namaz kılmadın, buyurdu.

Bunun üzerine o şahıs;

-Yâ Resûlallah! Ben bildiğim şekilde namazımı kıldım, dedi.

Bunun üzerine Resûlullah efendimiz ona; 

-Kavme ve celsede tumânînete (tadîl-i erkâna) yani [rüku, iki secde, kavme ve celsede, her uzvun hareketsiz ve sakin olup, bir miktar durmasına] riâyet ederek namazını kıl, buyurdular

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.