Sinema filmleriyle gençleri kurtarıyor

A -
A +

Diyarbakır Havaalanı’na yolunuz düşerse orada çok renkli bir "Ferzende Cafe" var. Dikkatinizi mutlaka çeker. Burada, kafenin sahibi Ferzende Bey'in oğlu Mehmet Yaşa ile karşılaşmanız mümkün. Kendisi idealist bir yönetmen ve senarist. Hayatını Diyarbakırlı bağımlı gençlere adamış. Onlar ile birlikte film çekip kötü alışkanlıklarından kurtarıyor. Ayrıca birçok ünlü filmin hem kamera arkasında hem de kamera önünde rol almış. Hatta Demet Akbağ ile birlikte "Hükûmet Kadın"da oynamış. Ayrıca ilk okul mezunu ve ortaokulu dışarıdan bitirmiş. Ben de kendisiyle yaptığım keyifli sohbeti sizlerle paylaşmak istedim. İyi pazarlar hepinize....

¥ Sizi biraz tanısak?
 Sinema hayatıma 1991 yılında atıldım. 12-13 yaşından beri bu camianın içindeyim. Bana ilk başta bir yönetmenin gömleği ve montunu verdiler "Bunu yıkayıp hocaya getir” dediler. İlk görevim oydu. Sonra asistanlık yapmaya başladım. Hatta benimle “En iyi kostüm dalı” ödülü mü alacaksın diye dalga geçtiler. O zamanlar bu işin maskotuydum. Rahmetli Mehmet Ali Birand, Ali Kırca, Tayfun Taliboğlu Diyarbakır’a geldiklerinde yanlarında asistanlık yapardım.1999 yılında "Sınır" filminde Gani Rüzgâr Şavata’nın, sanat asistanlığını yaptım. 2002’de de Gani Rüzgâr Şavata’nın "Doz" filmiyle Ankara Film Festivali’nde "En iyi Sanat Yönetmeni" ödülü aldık. İki yönetmendik orada.

¥ İlk filminizi nasıl çektiniz?
İstanbul’da "Berivan" dizisinde çalışıyordum. 2005-2006 yıllarında hocam "Diyarbakır’a git orada film çek" dedi. Sadece bir kameram vardı. Tornacıda bisiklet tekerleriyle, su motorlarıyla, borularla bir jimmy jib yaptım. üç bin liraya korucuların devletin verdiği silahları devletten habersiz kullanmalarını ve bir aşk hikâyesini konu alan "Mezopotamya Karanlığı” filmimi çektim. Filmi Unkapanı'nda 7 bin 500'e verdim. O film 120 bin adet satıldı. 2008’de Mardin’in Bilge köyünde katliam oldu ve biz filmde neredeyse aynı konuyu üç sene önce işedik. Tabii ki bu, haberlere mevzu oldu.

¥ "Hükûmet Kadın" filminin birincisinde oynamışsınız Demet Akbağ ile?
Hem ikinci yönetmenliğini yaptım hem oynadım. İkincisi çekilirken Mahsun Kırmızıgül'ün "Mucize" filmindeydim. Orada Mahsun Abi'nin yardımcılığını yapıp oyuncuları eğittik. 2010 yılında ATV'nin "Çek Bakalım" yarışması vardı. Bu yarışmaya katılmak için Diyarbakır'daki sokaklarda yaşayan madde bağımlısı çocuklarla bir film çektim. Onlara bir şartım vardı, maddeyi bırakmaları. On beş bağımlı çocuğu topluma kazandırdık.

¥ "Sokak Sınıfı" filminin fragmanı Instagram'da bir milyon seyredilmiş. İstediğiniz amaca ulaştınız mı?
 Bu filmde amacım, on yedi madde bağımlısı çocuğu daha topluma kazandırmaktı. "Sokak Sınıfı" böyle doğdu. Filmi 40 bin liraya bitirdim. Bana "Deli bu yapamaz" dediler. On yedi kopya ile çektim. Karşımızda yabancı bir film vardı bana salon vermediler. Bazı salonlara teminatla koydurabildik. Diyarbakır, Şanlıurfa ve İstanbul’da girdiğimiz salonlarda o yabancı filmi ezdik. Diyarbakır’da ilk üç günde 9 bin seyirci geldi. Şu anda filmi 20 bin kişi seyretti. En önemlisi de o arkadaşlar artık madde kullanmıyor; birisi motor ustalığı yapıyor, birisi fırında çalışıyor. Şu anda da Youtube kanalımız için Diyarbakırlı gençleri konu alacak bir projemiz üzerine çalışıyorum.

¥ Angelina Jolie’nin yanına gidip senaryonuzu paylaşmışsınız?
Üç annenin hikâyesini anlatan bir senaryom vardı. Film Erivan’da başlayıp Mescid-i Aksa Kudüs’te bitiyordu. Ben o senaryo uğruna Bağdat’a gittim. Orada esir alındım. Sonra Tiflis’ten bir kamyonla beni Erbil’e oradan da Türkiye’ye yolladılar. Bu senaryoyu Angelina Jolie’ye iletme imkânım oldu. Bu hikâyeyi çok beğenmiş, "Büyük bir yapımcı olursa seve seve oynarım" demiş.

¥ Uyuşturucu bağımlısı çocuklarla çalışmak zor değil mi? Nasıl kontrol ediyorsunuz?
İçerlerse kesinlikle projede olamayacaklarını biliyorlar. On günde bir de onları hastaneye götürüyorum. Doktor hocamız var psikiyatrist, kan tahlillerini alıp kontrollerini yapıyor.

¥ Oyunculuk mu yönetmenlik mi?
Bana en çok yönetmenlik ve senaristlik tat veriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.