Fütürolog der ki: 2050'de bunları unutun!..

A -
A +

Fütüroloji… Yani Gelecek Bilimi… Belki de son zamanların en popüler alanlarından bir tanesi. Küresel bir perspektif içinde geleceği öngörmeye -tahmin etmeye- çalışan bu bilim, aslında bizlere birçok konuda fikir veriyor, geleceği yönlendiriyor. Mesela sizlere “2050’de hayatınızda öğle yemeği, Microfost, fiziksel acı, Google ve hatta Gelecek Bilimciler olmayacak” desem?.. Tutarsızlık değil bu… Bu bir kıyamet senaryosu da değil. Hele hele bunu dillendirmek hiç haddime değil. Gelecek Bilim, her bilimde olduğu gibi geçmişten beslenen, günümüzü yorumlayıp eklemeler yaparak tümü geleceğe aktaran bir alan. Ancak bütün bunlar her insanı heyecanlandıran “komplovâri” öngörüler…
“Fütüroloji ne ola ki?” diyorsanız başlangıç kitabı olarak ABD’li yazar Alan Weisman’ın Bizsiz Dünya (The World Without Us) kitabını salık veririm… Bu arada, 'gelen gideni aratır' atasözü biraz daha önem kazanıyor. Zira, geçmiş geçmişte kaldığından geleceğe dair mutluluk katsayımız daha karamsar. O sebeplerdir ki geçmişte hep mutluyuz!..
Peki, gelecekte olacaklarla ilgili adaptasyon problemi yaşayacak mıyız? Yoksa sahip olurken aslında bize sahip olan teknolojinin daha da mı esiri olacağız? 
Avustralyalı 'gelecek bilimciler' Richard Watson ve Ross Dawson, 2050 yılına kadar yok olması muhtemel 'şey'leri gösteren bir çizelge hazırlamışlardı. Yaklaşık 8-9 sene önce. Buna göre, 2009’da kül tablası, 2013’te Faks Makinesi, 2014’te Kaybolmak, 2016'da ise bilgisayar fareleri ve emeklilik tarihe karışacak” diyorlardı. Bu öngörüler maalesef tutmadı. Bu tahminlerin gerçekleşmesi zor gibi görünebilir fakat gelecek bilimcilerimiz "lütfen bu çizelgede kusur aramayın" diyorlar. Çünkü fütüroloji böyle bi’şey…
Ross Dawson ve Richard Watson'a göre 'kavramlar', 'şey'ler ve onların son kullanma tarihleri şu şekilde sıralanıyor:
2020: Telif hakları… 
2022: Bloglar, imla kuralları, Maldivler... 
2023: Çalışılmayan hafta sonları, Paris Hilton… 
2024: Masaüstü bilgisayar, AM radyo… 
2025: Parasız otobanlar… 
2026: Öğle yemeği, FM radyo, samimiyet, kırışıklıklar… 
2030: Anahtar, çocukluk dönemi, realite televizyonu… 
2033: Bozuk para… 
2034: Ucuz seyahat, Bangladeş… 
2035: Orta sınıf, petrol, spam, Aborijinler, Microsoft… 
2036: Petrolle çalışan araçlar, bağımlılık… 
2037: Buzullar, doğal yollarla çocuk sahibi olma… 
2038: Sükûnet… 
2039: "Özür dilerim", Avrupa Birliği… 
2040: Cüzdan, halka açık bedava yerler, karbon emisyonu, kağıt para, sağırlık… 
2042: Kravat… 
2044: Gelecek bilimciler… 
2049: Google, körlük… 
2050'den sonra: Estetik ameliyat, fiziksel acı, çirkinlik, ölüm… 
Kendimizi geleceğe fazla kaptırmadan, belki de ‘Carpe Diem’ -Ânı Yaşa- diyerek yaşamalıyız bazan. Ama illa ki birileri çıkıp size “Respice post te! Hominem te esse memento! Memento Mori…” -Arkana bak! Sadece bir insansın, hatırla! Fâni olduğunu da hatırla- diyecektir. Ve son olarak… ‘Amor Fati’ -Kaderini sev- sözüyle noktayı koyacaktır. Yani akışına bırakıp hayatımıza devam etmek, çok fazla beklentiler denizine dalmamak nasihatidir.  
Neden mi ‘Gelecek Bilim’e dair bir yazı kaleme aldım? Sadece merakınızı az biraz gıdıklamak için… Fütüroloji, bizleri; araştırmaya, geliştirmeye, yeni keşiflere ve zihnimizin en uçsuz köşelerine seyahat etmemize vesile olan bilim dallarından biridir. Tadında, ayarında ve realite çerçevesinde bilim kurgu romanlarına benzer şekilde de olsa hayatımızda bir kere Fütüroloji’ye dair bir kitap ya da en az on-on beş makale okumaya çalışmalıyız. Bizler gerçekçi bir millet olduğumuzdan uçuk kaçık işlerle pek işimiz olmuyor. Belki de toplumca keşifler ve buluşlara bu yüzden kapalıyız. Biraz akıl kovamızın kapağını aralamamız gerekiyor. Korkmayın… Oraya dolanlarla birçok alana can suyu olabilirsiniz. “Sınırsızca düşün, akıllıca uygula” sözümü de bir kenara not ediniz. Her işte işe yarar. Geçmişte olduğu gibi. Gelecekte bile... 
               ***
Kelâm-ı kibar: Edep öğrenilmeden önce, ilim öğrenilmez…
 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.