Büyüme Ar-Ge ile sağlanır

Sermaye yapıları güçlü olan belli holdingler insan kaynaklarını güçlendirdi, kurum kimliklerini kazandı ve belli bir büyüme sürecine girdiler. Tekstil ve konfeksiyon gibi az kârlı sektörlerden çıkıp enerji, banka, sigorta, bilişim, gıda, tarım, hayvancılık, restoran ve market zinciri gibi daha kârlı sektörlere geçtiler.   

KOBİ'ler için aynı şeyi söyleyemeyiz. Orada ciddi bir sıkıntı var. Kendilerini yenilemekte zorlanıyorlar. Her ne kadar İSO'nun  "Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırması, toplam üretimde satışları yüzde 12.9 artış gösteriyorsa da bu geçici bir durumdur. Keza kârlılık oranı! Orada da aynı durum söz konusu. Evet, İkinci 500 Büyük Kuruluş'un amortisman ve vergi öncesi kârı 2013 yılında yüzde 9.4 iken 2014 yılında yüzde 10.4'e yükseldi ama bu sürdürülebilir bir performans mı? Bu soruya "Evet" demenin imkânı yok!

KOBİ'lerin yüksek katma değer ve ileri teknoloji temelinde ciddi bir dönüşüm geçirmesi gerekiyor. Ar-Ge harcamaları 2013 yılına göre hafif bir artış göstermişse de halen yüzde 0.31 gibi düşük seviyelerde seyrediyor. Bu oranın yüzde 2'lere çıkarılması lazım.

Türkiye ekonomisi son 5 seneyi inşaat sektöründeki gelişme ile büyüdü. Hiç alakası olmayan firmalar dahi kârlı olduğu için inşaat sektörüne girdi ve asli faaliyet alanlarındaki küçülmeyi bu sayede telafi etti ama nereye kadar?

Yeni hükümetin ciddi tedbirler alması ve bilhassa KOBİ'lerin Ar-Ge yatırımı yapmasını teşvik etmesi gerekiyor.  

  

İran'daki gelişmeler

İran ambargolardan kurtuluyor. Bu da dilediği kadar petrol ihraç edeceği anlamına geliyor. Ki İran, Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın en büyük petrol rezervine sahip! Türkiye ile rafineri konusunda iş birliği yapması söz konusu. Ayrıca son yıllarda Türkiye'ye gelen İranlı turist sayısında artış getirecektir mutlaka. İran'ın dış ülkelere açılması için Türk havayolu şirketlerini kullanması da söz konusu. Türk müteahhitlerinin İran'da iş yapması ve Türk işletmelerinin İranlı partnerlerle ortak yatırım yapması da var ayrıca. Dolayısıyla İran politikalarında diplomasi ve ticari ilişkilere özel bir yer verilmesi zaruret haline geldi.

Komşu ülkelerin durumu

Türkiye ekonomisi ihracata dayalı sanayileşme üzerine inşa edilmiş ve büyümesi her ne kadar Avrupa pazarına gerçekleştirilecek ihracata bağlı ise de bu, komşu ülkeleri ihmal etme anlamına gelmiyor. Irak, Suriye, Mısır, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika pazarları Türk malları için önemli bir pazar! Türkiye'de üretilen mal ve makinelerin komşu ülkelerde satılması daha kolay. Bu ülkelerle ticaretin ve ortak yatırımın eski canlılığına kavuşturulması için Türkiye'nin dış politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor. Ülke yönetimleriyle problem yaşarken, ticaret yapmanın imkânı olmadığı açık ve net bir şekilde görüldü. Problemlerin ortadan kaldırılması lazım!

Hukuk Devleti

Türkiye seçim yorgunu! Bir sene içinde üç seçim gerçekleştiren ülkenin bir dördüncüsüne tahammülü yok.  Türkiye düşman yorgunu! Üst üste yaşanan seçimler herkesi birbirine düşman yaptı. Toplumun bu yükü taşıma gücü kalmadı. Artık durulma vakti. Vatandaş tek partiye iktidar fırsatı vermemekle zaten bu isteğini alenen ortaya koydu. "Uzlaşın" dedi.

AK Parti'nin CHP ya da MHP ile uzlaşması ve koalisyon hükümetini kurması lazım. Başarısız olursa, seçmen bu kusurunu affetmez ve yeniden sandığı gidecek olursa en başta AK Parti'yi cezalandırır!

Koalisyon Hükümeti'nin mutlaka kurulması ve başta Anayasa değişikliği olmak üzere tüm taşların yerli yerine oturtulması kaçınılmaz bir zaruret haline geldi. Türkiye şayet Hukuk Devleti kimliğine kavuşturulursa bu ülkeye yabancı sermaye akışı hızlandığı gibi yerli yatırımcıya da şevk gelir.

Korkulardan arınmış toplum

Türkiye'nin korkulardan kurtulması lazım. Bir kesimin "CHP iktidar olursa benim din ve vicdan özgürlüğüm kısıtlanır" ya da diğer kesimin "AK Parti iktidara gelirse benim özelim sınırlanır" korkusundan kurtulması lazım. Bu da hukukla olur. İnsanların bir partinin merhametine terk edilmesiyle adalet sağlanmaz. Adalet, hukuk ile sağlanır.