Trump ve aşırılığın çığ etkisi

A -
A +
Dünyada Trump’ın radikal politikalarının şoku yaşanıyor. Trump, seçim döneminde vadettiklerinin çoğunu görev süresinin ilk yüz günü içerisinde gerçekleştirmek istiyor. Şok siyaseti uygulayarak Obama yönetiminden farkını bir an önce kanıtlamaya çalışıyor.
Trump, seçmene verdiği sözlerin önemli başlıkları ile ilgili başkanlık kararnameleri imzalayarak işe başladı. Asya Pasifik bölgesine yönelik serbest ticareti kolaylaştıran anlaşmayı iptal etti. Meksika sınırına inşa edilecek duvarın yapılmasına yönelik süreci başlattı. İran, Irak ve Yemen başta olmak üzere yedi Müslüman ülke vatandaşına karşı vize yasağı getirdi. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nda revizyon yapılmasına yönelik hazırlıkları başlattı.
Yaptıklarına bakılırsa kısa süre içerisinde NATO’ya yönelik radikal kararlara yönelmesi muhtemel. Çünkü dünyanın en önemli sorunu olarak gördüğü terörle mücadelede, NATO’nun bir işe yaramadığını düşünüyor. Hatta NATO’yu Amerikan ekonomisine yük olan eskimiş bir örgüt olarak tanımlıyor.
Seçim kampanyasında vadettiği aşırı politikalara yönelik, başa geldiğinde bunları yapmaz denilen ne varsa ilk onları yaparak işe başladı. Bu açıdan bakıldığında, Orta Doğu için yeni felaketlere yol açması kesin olan Kudüs’ün statüsüne yönelik, daha önce verdiği söze istinaden, yeni adımlar atabilir. İsrail’i bu anlamda cesaretlendirmeye çoktan başladı bile. 
Trump, kendi toplumunu kademeli olarak hazırlayarak sert politikalara geçişi hedeflemedi. Doğrudan en sertinden başlayarak, toplumun bu şok politikalara alışacağını düşündü. Çünkü seçim kampanyasında, ırkçı, İslam karşıtı, cinsiyetçi ve yarımcı söylemlerin en sertini kullanmasına rağmen seçimi kazandı. Bu açıdan yeni başkan, Amerikan toplumunun arkasında olduğunu düşünüyor.
Her ne kadar Amerikan toplumunda bu politikalarına karşı gösteriler yapılsa da ve bürokrasinin bazı kesimleri söz konusu politikalara direnç göstermeye çalışsa da Trump, tüm bunların kendisine yaradığını varsayıyor. Hatta bürokrasinin ve bazı elit gruplarının itirazlarını, kendi politikalarının ne kadar haklı olduğuna dayanak olarak sunuyor.
Trump’ın politikalarına karşı nasıl bir siyaset izlenmesi gerektiği dünyanın geri kalanında tartışılırken; dünya benzer yeni ve büyük tehlikelerle karşı karşıya. Avrupa’da Trump’ın izinden giden İslam ve yabancı düşmanı ırkçı politikaları savunan radikal sağ partilerin oy oranları gittikçe yükseliyor.
Dolayısıyla Trump’ın seçim başarısı ve radikal siyaseti Batı demokrasilerinin çökmesinde “çığ etkisi” yapması büyük olasılık. Birçok Batı ülkesinde aşırı sağ partilerin seçmenleri, Trump’ın yedi İslam ülkesine yönelik uyguladığı vize yasağını yaptıkları gösterilerle desteklemeye başladılar.
Trump’la başlayan süreç, Fransa’da ve Hollanda ile devam edeceğe benziyor. Fransa’da radikal sağın Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen ile Cumhuriyetçi’lerin adayı François Fillon, Trump’ın seçim vaatlerini kopyalamış durumdalar. Aşırı sağ lider Le Pen’in kamuoyu anketlerinde hâlâ önde olması, Fillon’un seçim vaatlerinin gittikçe daha da radikalleşmesini sağlıyor. Yani hangisi kazanırsa kazansın, Fransa’nın Trump’ın izinden gideceği kesin.
Hollanda’da ise İslam karşıtı ve yabancı düşmanı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders’in seçimleri kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Dolayısıyla Trump’ın siyaseti “çığ etkisi” ile giderek yayılıyor. Bu anlamda radikal siyaset biçimi giderek sıradanlaşarak Avrupa’nın her yerine yayılacak.
Demokrasi’nin yayılması, siyaset bilimi teorisyenlerince “çığ etkisi” teorisi ile açıklanırdı. Batı demokrasisinin ters dalgası ve radikalleşmesi de “çığ etkisi” ile büyüyerek devam edecek. Trump, Batı radikal sağı için bulunmaz bir örnek. Her batı ülkesinde uzunca bir süre bu tip radikal söylemler karşılık bulacak. Bu tip bir siyaset biçimi, çözümü değil çözümsüzlüğü, güvenliği değil güvensizliği, refahı değil krizi besleyecek.
Toplumların bununla yüzleşmesi zamana yayılacak.
Batı siyasetinin ve demokrasilerinin tekrar toparlanması epeyce bir zaman alacak.
Dünyanın geri kalanı ve Türkiye şimdiden bu sürece hazırlıklı olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.