Siyasetin rotası nereye gidiyor?

Ekonomik ve finansal istikrar konusunda her alanda iyileşme var. Faizler aşağı çekildi. Döviz kurları düşüyor. Açıklanan enflasyon rakamları, ibrenin iyiye gittiğini söylüyor. 

Sanayi üretimi ve ihracat rakamları olumlu yönde seyrediyor. Turizm gelirlerinde son birkaç yıla göre nitelikli bir artış var. Birçok sektörde büyüme rakamları olumlu bir rotada.

Dış politikada, uzun süre bir yaptırım “beklentisi” ya da “temennisi” üzerinden tartışılan  S-400 savunma sistemleri, Rusya’dan Türkiye’ye getirildi. Beklenenin aksine, ABD-Türkiye ilişkileri mevcut durumun gerisine falan gitmedi. Muhtemel kriz alanları yönetilmeye çalışılıyor.

Erdoğan-Trump görüşmeleri üzerinden, yaptırım başlıklarının yumuşatılması ve olabildiğince ertelenmesi ihtimali daha yüksek.

Fırat’ın doğusuna güvenli bölge konusunda ABD ile Türkiye arasında bir uzlaşma sağlandı. Uzlaşmanın sonucunun ancak uygulama aşmasıyla netlik kazanacağı bilinse de, en azından bu konuda da muhtemel bir kriz derinleşmeden önlendi. Uzlaşmada, Türkiye’nin güvenlik kaygılarının giderilmesine yönelik bir çerçeve ortaya çıktı.

Türkiye’nin ikinci gemisi de Akdeniz’de sondaj çalışmalarına fiilen başladı. AB başta olmak üzere, farklı aktörlerden tepki gelse de, Türkiye bu konuda geri adım atmıyor. Sondaj çalışmalarında önemli bir mesafenin kaydedildiği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından iki gün önce açıklandı. En geç üç ay içerisinde “doğalgaz varlığına” ulaşılacağını duyurdu.

Başka konuları da buraya sıralayabiliriz.

Ancak meselenin özü şu: Birkaç ay öncesi ile karşılaştırıldığında aslında her alanda bir toparlanma var.

Ekonomi ve dış politika konularında Türkiye’nin geleceğine yönelik “karanlık senaryo yazıcıları” güney sahillerinde tatilde oldukları için iyileşme başlıklarını şimdilik görmezden geliyorlar. 

İktidar kanadını temsil eden Cumhur İttifakı’na her gün yeni bir ömür biçilmesine rağmen, ittifakta bir çatlak beklenmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha geçtiğimiz hafta MHP lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Her iki lider de Cumhur İttifakı’nın, Türkiye’nin geleceği açısından önemini bir kez daha vurguladılar.

Yani siyasi alanda bir kısım çevrelerin beklediği ve senaryolaştırdığı siyasi kriz beklentisi gerçekleşmeyecek. 

AK Parti Meclis’te yasama çoğunluğuna tek başına sahip olmamasına ve yerel seçimlerde büyükşehirleri kaybetmesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin anayasal yapısından dolayı, hükûmet bir yönetim krizine girmeden istikrarlı bir şekilde yoluna devam edebiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  temmuzun son haftasında Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Bundan sonraki ilk seçim 2023 Haziran'ında yapılacak. Bu tarihe kadar her düzeyde kapsamlı çalışmalar yürüteceğiz. İnşallah 4 yıl sonraki seçimlerde milletimizin karşısına, kurulduğu günkü heyecanı ile ve artık 22 yılı bulacak tecrübesiyle bambaşka bir AK Parti olarak çıkacağız” açıklamasıyla partisinin ve hükûmetinin yol haritasını net olarak bir kez daha ortaya koydu.

Tüm bu açılardan bakıldığında, ittifakta bir sorun yaşansa bile, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde erken seçime gitmenin zorlaştırılmış olmasından dolayı, AK Parti’nin evet demediği hiçbir senaryoda erken seçim olmaz.

Dolayısıyla yine bazı gazetecilerin ve birtakım çevrelerin sürekli gündemde tuttuğu erken seçim beklentisinin bir karşılığı yok.

Hakeza, bazı beklentiler üzerinden, bayramdan sonra siyasette birçok yeni gelişmenin olacağı tahminlerini de ciddiye almamak gerekiyor.

Yine sürekli gündemde tutulan yeni partilerin eylül ayı ile birlikte  kuruluş süreçlerine hız vereceğine yönelik yazılıp çizilenler, gerçeklikten daha çok, yeni oluşumcuların iletişim kampanyasının süreç yönetimine dayanıyor.

Seçimlerin 2023’te olacağı dikkate alındığında, şimdiden kurulacak bir partinin enerjisinin 4 seneye yetmeyeceğini siyaset esnafı iyi bilir.

Sonuç olarak, bayramdan sonra ya da eylül ayından itibaren siyasette ve yönetimde çok büyük değişimler olacak diyenlere çok itibar etmeyin.

Siyasette ve yönetimde yaşanacak bir kısım değişimler ise, zaten daha öncekiler gibi, olağan seyrinde gerçekleşecek olanlardır. Büyük anlamlar yüklememek lazım. İyi bir rotaya girildi.