Obama'nın seçimi kaybetmesi için 4 sebep

A -
A +

Birleşmiş Milletlere kayıtlı 192 ülkenin çoğu teorik olarak demokrasilerle idare ediliyor. Demokrasinin değişmez şartı da elbette seçim. Dolayısıyla her yıl dünyada 150 civarında seçim düzenleniyor. Yeni cumhurbaşkanları, başbakanlar, milletvekilleri göreve başlıyor. Ama bu seçimlerin hiçbiri ABD'de yapılacak başkanlık seçimleri kadar dünya kamuoyunu ilgilendirmiyor. Çünkü aslında Amerikalılar sadece kendi ülkelerine Başkan seçmiyorlar, aynı zamanda tek kutuplu dünyada, hâlâ tartışmasız lider bir ülkenin Başkanını, yani bir anlamda dünya liderini seçiyorlar. İşte bu yüzden tüm dünyanın gözleri 4 Kasım'da yapılacak seçimde. Diplomatik çevrelerde bu günlerde en fazla sorulan soru: "McCain mi? Obama mı? " Başkanlık seçimi için artık son dönemece girildi. Demokrat Barack Obama ve Cumhuriyetçi John McCain'in başkan yardımcısı adaylarını açıklamalarından ve partilerince resmen başkan adayı ilan edilmelerinden sonra artık saatler süratle geriye saymaya başladı. Önümüzdeki süreçte ilk önemli olay 26 Eylül'de Başkan adaylarının televizyonlardan canlı yayınlanacak münazarası. Bunu 2 Ekim'de Başkan Yardımcısı adayları arasındaki canlı televizyon tartışması ile 7 ve 15 Ekim'de yine Başkan adaylarının canlı tartışması izleyecek. 4 Kasım Salı günü ise yaklaşık 200 milyon seçmenin sandığa giderek 44. Başkanı seçmek için oy vermeleri ümit ediliyor. "Ümit ediliyor" çünkü 2004'te seçmenlerin sadece %59'u oy vermeye gitmişti. Bu yılki seçimlerde de Amerikalıların klasik "seçim günü tembelliklerinden" vazgeçeceklerini söylemek için herhangi bir sebep yok. Başka bir deyişle, "dünya liderini" oy verme hakkına sahip Amerikalıların sadece yarısı seçecek. Seçim gününe yaklaşılırken, uzunca bir süre Amerikan basın organları tarafından seçimin mutlak galibi olarak gösterilen Obama'nın popularitesinde azalma eğilimi baş gösterdi. Bu durumu McCain'in seçilme ihtimalinin süratle arttığını iddia eden kamuoyu yoklamalarının sonuçlarının açıklanması izledi. Fakat 17 Eylül'de açıklanan en yeni araştırmaya göre adaylar yine başa baş durumdalar: Obama %45 - McCain %45. Aslında Amerikan seçim sistemini göz önünde bulundurursak, ülke genelinde kimin daha çok oy alacağının büyük bir önemi yok. Önemli olan büyük eyaletleri kazanabilmek. Çünkü büyük eyaletlerin Başkanlık oylamasında daha çok oyu var. Peki bir sonraki ABD Başkanı kim olacak? Bence McCain. Tabii, bunu yanılma ihtimalimi her zaman saklı tutarak söylüyorum. Dört sebeple bu seçimleri çok az farkla da olsa Mc Cain'in kazanacağını düşünüyorum. İşte o dört sebep: 1-Demokrat Parti'nin başkan adayını belirleme sürecinde Obama ile en büyük rakibi Hillary Clinton aylarca kıyasıya yarıştılar. Obama bu yarıştan önde çıktı ama Clinton Obama'yı öylesine ağır ifadelerle eleştirdi ki, bugün Cumhuriyetçiler bile Clinton'un ithamlarıyla Obama'yı yıpratıyorlar; "bunları biz söylemiyoruz, bakın kendi parti arkadaşları Obama'yı böyle suçluyor" diyorlar. Eğer Obama kaybederse, bence siyasi analizcilerin gösterecekleri öncelikli sebep bu olacak: "Bizi Hillary yıktı" diyecekler. 2- Kamuoyu yoklamaları Obama'nın Demokratların geleneksel olarak kuvvetli olduğu eyaletlerin yanı sıra başka yerlerde de özellikle siyahların ve Latinlerin oylarına dayandığını gösteriyor. Amerikalılar zaten sandığa gitmekte çok istekli değillerken, özellikle siyahlar ve Latin kökenliler %50'nin altında sandığa gitme oranına sahipler. Bu da ister istemez seçim günü Obama'nın beklentisinin altında destekçini sandıkta başında bulmasına yol açabilir. 3- Obama 23 Ağustos'ta kendisi gibi senatör Joe Biden'ı başkan yardımcısı adayı ilan etmişti. Biden sayesinde, dış politika konularında acemi olduğu yönündeki eleştirilerin üstesinden gelebileceğini hesaplıyordu. 29 Ağustos'ta McCain'in Alaska valisi Sarah Palin'i başkan yardımcısı adayı göstermesi ise Cumhuriyetçiler arasında fırtına estirdi. Çünkü Demokratlar bir kadını Başkan adayı seçememişlerdi ama Cumhuriyetçiler hiç olmazsa Başkan Yardımcılığına bir kadını aday göstermekteydiler. Demokrat olup da Clinton'u destekleyen çok sayıda kadın bu durumun ortaya çıkmasından sonra Cumhuriyetçilere oy verebileceklerini açıkladılar. 4- Obama ile ilgili iki büyük polemik süregidiyor: Zenci oluşu ve babasının Müslüman oluşu. Siyahlar 303 milyonluk ABD nüfusunun %12,85'ini oluşturuyorlar. Ülkedeki Müslüman sayısı ise nüfusun sadece %0.6'sı. Üstelik 11 Eylül'den sonra Amerikan kamuoyunda Müslümanlara karşı olumsuz bakış had safhaya erişmiş durumda. Böyle bir ortamda ABD tarihinin ilk zenci ve babası Müslüman başkanı olmaya soyunan Obama'nın, Türkiye'de zannedildiğinden çok daha muhafazakâr olan Amerikan toplumunun önyargılarını yenmesi için daha yapması gereken çok şey var. BİLMEDİKLERİMİZ Fil Cumhuriyetçiler: Cumhuriyetçiler 1874'de parti sembolü olarak fili seçmişlerdir. Harper Weekly Dergisi'nin çizeri Thomas Nast hayvanat bahçesiyle ilgili bir karikatür yayınlar. Karikatürde üzerinde cumhuriyetçi oyları yazan bir fil hariç, diğer bütün hayvanları kovalayan aslan postu giymiş bir eşek vardır. Karikatür Cumhuriyetçiler tarafından beğenilir ve fil parti amblemi olarak kabul edilir. Fil ağırbaşlı, zeki ve güçlü olmayı simgelemektedir. Eşek Demokratlar: Eşek 1870 yılında, yine Nast'in bir karikatüründen esinlenerek kullanılmaya başlanmıştır. Eşek, alçak gönüllülüğü, sadeliği, cesareti, azmi ve sevgiyi simgelemektedir. Her iki partinin simgesinin ana renkleri aynı zamanda ABD'nin geleneksel renkleri olan beyaz, kırmızı ve mavidir. ABD'de seçimler neden Salı günleri yapılır? Seçimler her dört yılda bir Kasım ayının ilk Pazartesini izleyen Salı günü yapılır. Evvelce taşrada yaşayanlar oy verebilmek için uzun yollar kat etmek durumundaydılar. Kilise programı nedeniyle Pazar günü taşradakilerin yola çıkamayacakları düşünülerek Salı günü uygun görülmüştü. Katolikler için ise 1 Kasım Bütün Azizler Günüdür. Bunu da dikkate alan Kongre, oy kullanma oranında herhangi bir düşüş yaşanması ihtimalini en aza indirmek için Kasım ayının ikinci Salı gününü seçimler için uygun görmüştür. A.B.D. BAŞKANLIK SEÇİMİ KRONOLOJİSİ İÇİN TIKLAYIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.