CLINTON'I UĞURLADIK, OBAMA'YI BEKLİYORUZ

A -
A +
Önümüzdeki ay Türkiye'ye gelmesi beklenen ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyareti büyük önem taşıyor. Görüşmelerde Irak, İran, Ermeni soykırım iddiaları ve Orta Asya enerji kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak Nabucco projesi başta olmak üzere birçok önemli konu ele alınacak. Diplomatik Muhakeme'nin takipçileri hatırlayacaklardır; bir süre önce "Obama Türkiye'ye gelmeli" başlıklı bir makale yazmış ve ABD Başkanı'nın nisan ayında İstanbul'da yapılacak Medeniyetler İttifakı Zirvesi'ne katılmasının Amerikan dış politikası ve Türk-Amerikan ilişkileri açısından ne denli olumlu sonuçlar doğurabileceği üzerinde durmuştum. Hillary Clinton'ın 7 Mart'ta Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyarette açıkladığı kadarıyla Obama'nın çok kısa bir süre sonra Türkiye'ye geleceğini biliyoruz. Bu ziyaretin tarihi Medeniyetler İttifakı Zirvesi'ne tesadüf eder mi, onu bilmek için birkaç gün daha bekleyeceğiz. Ama kabul etmek lazım ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davetini, Obama yeterince ciddiye almış ve Türkiye'yi iktidarının ilk 100 günü içinde ziyaret edilecek ülkeler listesine dahil etmiş. Bu durum hem ABD'nin Türkiye'ye verdiği önemi, hem de Obama'nın Türk Hükümeti ile sıcak ilişkiler kurma niyetini gösteriyor. 4 ÖNEMLİ KONU GÖRÜŞÜLECEK ABD başkanlarının Türkiye'ye yaptığı ziyaretler, dünyanın geriye kalan 195 ülkesinden Türkiye'ye yapılan üst düzey ziyaretlerden çok daha büyük önem taşır. Ankara'ya hemen her hafta bir, bazen iki devlet veya hükümet başkanı geliyor. Bu ziyaretlerin birçoğunda sadece ikili ilişkiler ele alınıyor. Obama'nın ziyaretinde ise aklınıza gelebilecek her konu gündemde yer alacak: Irak da konuşulacak, İran da. Orta Asya enerji kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak Nabucco projesi de masada olacak, Karadeniz'e Amerikan savaş gemilerinin geçişi de. Elbette bu yoğun gündemin bir yerine küresel ekonomik krizle mücadele konusu da sıkıştırılacak. Ama gündemde ne kadar çok konu olursa olsun aslında bu ziyarete dört temel konu damgasını vuracak. IRAK'TAN ÇEKİLME PLANI Birincisi ABD'nin Irak'tan çekilmesi sürecinde Türkiye'nin katkıları. İncirlik üssü başta olmak üzere Türk topraklarının ve limanlarının bu çekilmede kullanılıp kullanılmayacağı kararlaştırılacak. Irak'a girerken Türkiye'den geçmeyi başaramayan ABD, çıkarken Türkiye'den yararlanmayı isteyecek. İkincisi yukarıdaki konuyla bağlantılı olarak Irak'taki güvenlik durumu, bilhassa PKK terör örgütünün bu ülkede etkisizleştirilmesi için yapılabilecekler. Tekrarlamak pahasına, önemine binaen, daha evvel yazdığım bir konuyu dikkatinize sunuyorum. Barzani'nin tutumu bu konuda kilit önem taşımaktadır. Barzani ya PKK ile ciddi biçimde mücadele edecek ve Türkiye ile sıcak ilişkiler kuracak, ya da ABD'nin çekilmesi ve Talabani'nin de tabii sebeplerle görevden ayrılması sonrasında Bağdat hükümetinin muhtemel sert tavırları karşısında yapayalnız kalmayı göze alacak. Irak'taki PKK varlığı ve Irak'ın kuzeyinin geleceği konuları bugün iç içe geçmiştir. Türkiye'nin dostluğunu kazanmayan Barzani, ABD sonrası Irak'ta siyasi intiharını hazırlamış olur. Muhtemelen Obama'nın ziyareti sırasında Türkiye ABD aracılığıyla yukarıdaki mesajları Barzani'ye iletecektir. Kuşkusuz bunlar yüz yüze de söylenir. Ama küresel liderin ağzından duymak herhalde Barzani'yi daha fazla yola getirecektir. SOYKIRIM TASARISI ZARAR VERİR Üçüncüsü Ermeni iddiaları. Türk-Amerikan ilişkilerini derinden sarsabilecek bir münasebetsizliğin önünü almak için bundan güzel bir fırsat olamazdı. Barack Obama'nın ziyareti esnasında, 24 Nisan'da yapacağı açıklamada "soykırım" kelimesini kullanmamasının ve Kongre'de tekrar ısıtılmakta olan Ermeni tasarılarının geçmemesi için Clinton ve Bush dönemlerinde olunduğu gibi kararlılık sergilemesinin ikili ilişkilerin selameti açısından önemi kendisine "hatırlatılacak". TÜRKİYE'DEN BEKLENTİLERİ Dördüncüsü ABD'nin İslam âlemiyle ilişkilerinde Türkiye'nin katkıları konusu. Her ne kadar Amerikan gazeteleri, Obama'nın bu yıl içinde yapması beklenen "İslam dünyasına sesleniş" konuşmasını Türkiye'de yapmayacağını belirtseler de, Obama'nın gelişi ile Medeniyetler İttifakı Zirvesi şu veya bu şekilde birbirine çok yakın tarihlerde olacağından hem Amerikan hem de Türk tarafı bu konuyu gündemin ana maddelerinden biri haline getirmeye çalışacaklardır. Seçim kampanyasından itibaren İslam dünyasıyla ilişkileri yeniden biçimlendirmekten söz eden Obama'nın Türkiye'den iki türlü beklentisi olabilir. ILIMLI İSLAM HASSASİYETİ İlki, Bush döneminde başlatılan ve resmen sona erdiği açıklanmayan Orta Doğu'yu demokratikleştirme projesi içinde model ülke olma vasfını devam ettirme. Şu farkla ki, Bush döneminin yeni muhafazakâr prenslerinin aksine, Hillary Clinton'ın ifadelerinde Türkiye için "ılımlı İslam ülkesi" nitelendirmesine rastlamadık. Bu söylem Türkiye'de hem hükümet hem de muhalefet tarafından soğuk karşılanmakta ve eleştirilere konu olmaktaydı. Türkiye'nin çağdaş, serbest piyasa ilkelerine bağlı, AB'yle müzakere yürüten ve en önemlisi demokratik kimliğiyle Orta Doğu ülkelerine model olarak gösterilmesinin ise eleştirilecek yanı yok. Tabii, öküz altında buzağı arayan ve koro halinde "ABD bizi bölmeye çalışıyor" sloganını terennüm edenler bunda da tehdit içeren ögeler bulmakta maharetlerini göstereceklerdir. ANKARA'NIN TECRÜBELERİ ÖNEMLİ Diğer yandan, ABD doğrudan veya dolaylı sorunlar yaşadığı İran, Pakistan ve Hamas'la ilişkilerini daha mutedil hale gelebilmesi için Türkiye'nin bunlarla olan diplomatik tecrübesinden istifade etmek isteyebilir. Tüm bunları düşünürken unutmayalım ki, Türkiye ABD için elbette önemli bir ülke ve vazgeçilmesi çok zor bir müttefik. Ama ABD gibi küresel siyaset izleyen bir ülkenin tek ve en önemli dış politika konusu Türkiye değil. Şimdi ilişkilere gerçekçi yaklaşmanın zamanı. ŞİRİN AMERİKALI GERİ GELECEK! Son bir husus: Hillary Clinton'ın ziyareti esnasında yürüttüğü çok hassas "kamu diplomasisi" de gösteriyor ki, Obama yönetimi Türk kamuoyundaki negatif Amerikan imajını değiştirmek için kararlı. Obama'nın ziyaretinde de herhalde gazete ve televizyonlara en fazla aksettirilmesi istenecek konular, ziyaretin içeriğinden çok bu "kamu diplomasisi" çerçevesinde yapılan faaliyetler olacak. Hep beraber bekleyelim ve görelim. Obama'yla birlikte "şirin Amerikalı" algılaması da Türkiye'ye geri getirilecek. Tabii her şey planlandığı gibi giderse.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.