Türkiye-ABD ilişkilerinde gündem

A -
A +


Başbakan Erdoğan'ın Başkan Obama ile de bir araya geleceği ABD ziyaretinde siyasi, askerî ve ekonomik alanda son derece önemli konular masaya yatırılacak.
Siyasi alanda öne çıkan altı başlık var:
SURİYE: Reyhanlı'daki menfur eylemle birlikte, Suriye meselesinin çözümü Türkiye için daha acil hale geldi. Türkiye, Suriye'deki durumun ortadan kaldırılması için Esad rejimi üzerindeki uluslararası baskıların artırılmasını istiyor. Sivil halkın daha fazla zarar görmemesi için "uçuşa yasak bölge" oluşturulmasını bir kez daha gündeme taşıyan Ankara, 1991'de Kuzey Irak'ta uygulanmaya başlayan "Huzuru Temin Harekâtı" sırasında olduğu gibi, gerekirse askerî birlikleriyle Suriye'deki operasyona katkı sağlayabileceğini ifade ediyor.
Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanı Kerry ve Rus meslektaşı Lavrov arasında yapılan görüşmelerde, Esad'ın da dâhil olabileceği bir geçiş döneminde söz edildiği yorumlarının ABD basınında yer alması, Türkiye'yi rahatsız ediyor. Esad'ın ve on binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamlara imza atan rejim güçlerinin hiçbir şekilde Suriye'nin geleceğinin inşasında rol almaması gerektiğini savunan Türkiye, Suriye muhalefetinin rejime yapılacak uluslararası hava saldırılarıyla Esad'ı kısa sürede devirebileceği düşüncesini taşıyor. Washington ise, son katliamlardan ve kimyasal silah kullanıldığı iddialarından sonra tavrını sertleştirme emareleri gösterse de, henüz kapsamlı bir askerî harekât için düğmeye başmış değil.
IRAK: Her ne kadar Bağdat ile Erbil arasındaki gerilim, geçtiğimiz günlerdeki anlaşmayla hafiflemiş görünüyorsa da, hem Bölgesel Yönetim'in daha fazla özerklik beklentileri ileride yaşanabilecek yeni çatışmaları işaret ediyor, hem de Maliki'nin mezhep ayırımcılığına dayanan yönetimi Sünniler ve Şiiler arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Ankara'nın, Bağdat'ın onayına ihtiyaç duymadan Erbil'le petrol konusunda iş birliğine gitmesi Washington'da endişelere sebep olurken, ülkeyi ayrışmaya sürükleyen Maliki'ye verilen ABD desteği de Ankara'da sorgulanıyor.
İRAN: Türkiye, İran'ın nükleer silah yapmasına çok net olarak karşı çıkarken, bu ülkeye bir askerî müdahalede bulunulması düşüncesini de aynı netlikte soğuk karşılıyor. Hele bu müdahalenin İsrail'den gelmesi durumunda, bölgesel çaplı bir savaşın çıkma ihtimalinin altını çiziyor. İran'a ekonomik yaptırımların ağırlaştırılmasının Türkiye'nin bu ülkeyle ticaretine ve İran'daki Türk yatırımlarına zarar vermesi Ankara'da memnuniyetsizlik doğuruyor. Ankara, İran'daki cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra Washington'un öncülüğünde bu ülkeyle -bu kez çözüm sağlayacak- yeni bir diplomatik görüşme trafiğinin başlamasından yana.
FİLİSTİN: Türkiye, İsrail'in Doğu Kudüs'ü de ihtiva edecek şekilde İsrail'in 1967 sınırlarının gerisine çekilmesini istiyor. İsrail'in bunu kabul etmesi durumunda Ankara'nın Hamas'ı barış görüşmelerine destek vermeye ikna için hazır olduğu sinyali Washington'a iletiliyor. ABD ise, Arap Birliği temsilcilerinin de desteklediği "toprak değiş tokuşu" teklifine sıcak bakmakla birlikte, Kudüs konusunda İsrail'e herhangi bir baskı yapmaya yanaşmıyor.
ERMENİ MESELESİ: 2015 yaklaşırken Türkiye, ABD ile ilişkilerini olumsuz şekilde etkileyebilecek "soykırım" söyleminden kaçınılmasını istiyor. ABD ise 2009 protokollerinin hayata geçirilmesini ve Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılmasını arzu ediyor.
KIBRIS: Türkiye ABD'nin toplumlar arası görüşmelerde daha aktif rol oynamasını, böylece AB'nin bu alandaki etkisinin azaltılmasını bekliyor. Şüphesiz, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının paylaşımı, çıkartılması ve uluslararası pazarlara aktarılması hususu da Kıbrıs meselesinin ayrılmaz parçası haline gelmiş durumda...
Bu yoğun siyasi gündeme ek olarak, Erdoğan ve Obama'nın askerî ve ekonomik konuları da müzakere etmesi beklenebilir. Bu çerçevede, ABD'nin ilk kez 2009'da gündeme getirdiği füze savunma sistemlerinin Türkiye'ye satışı konusu bir kez daha ele alınabilir. Suriye olaylarından sonra Ankara'nın, yaklaşık 8 milyar dolar tutarındaki bu sistemi satın almaya daha sıcak baktığı biliniyor.
Ekonomik alanda en sıcak gündem maddesi ise ABD ile AB arasında başlayacak Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleri. AB üyesi olmadığı için müzakere sürecinden dışlanan Türkiye, uğrayabileceği kayıpları ABD ile ikili bir anlaşma yapmak suretiyle engellemek istiyor.
Erdoğan-Obama zirvesinden çıkacak sonuçlar, Türkiye-ABD ilişkilerinin gidişatına olduğu kadar bölgesel gelişmelere de damgasını vuracak gibi gözüküyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.