Obama’yı özlemek!

A -
A +
Almanya Başbakanı Angela Merkel, iki gün önce Protestanlar Günü etkinlikleri çerçevesinde Berlin’e gelen eski Amerikan Başkanı Barack Obama ile görüşürken, bu görüşmeden saatler sonra Brüksel’deki NATO zirvesi kapsamında görüşeceği şimdiki Başkan Donald Trump ile yapacağı görüşmenin stresini yaşıyordu. Birkaç ay önce Washington’da Trump ile yaptığı görüşmedeki olumsuz izlenimler hâlâ aklındaydı ve yeni Amerikan başkanının hesap edilemezliği, ne zaman nasıl tepki vereceğinin kestirilemez oluşu Alman başbakanının endişelerinde haklı olduğunu gösteriyordu.
Trump’ı hiç sevmemişti zaten Almanya’nın liderleri…
Merkel gibi, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de, koalisyon hükûmetinin ortağı SPD’nin yeni başkanı ve eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da Trump’ın Amerikan seçimlerini kazanmasını büyük kaygıyla seyrettiler. Alman medyasının çok sayıda mensubu da, hem adaylığı süresince hem de seçimler sonrasında Trump aleyhine yazılar yazdılar.
Obama’yı daha çok sevmişlerdi hepsi…
Çünkü Obama, Almanya’nın devasa ticaret fazlasına kafayı takmamıştı. Ayrıca Avrupa Birliği’ne de sempatiyle bakıyordu. Trump gibi, ABD’nin Avrupa’nın güvenliğine yaptığı katkının karşılığını da istemiyordu.
Sempatikti Obama…
Toplantılarda başka ülkelerin başkanlarını itip kakmıyordu :)
Merkel’le tokalaşmayla ilgili bir problemi de yoktu :)
Trump ise “Almanların çok kötü olduğunu” bizzat AB liderleriyle yaptığı toplantıda söylüyordu. Almanya’nın saldırgan bir ticaret politikası izleyerek, başka ülkeleri zarara uğratacak şekilde çok büyük ticaret fazlası verdiğinden şikâyet ediyordu. Geçen yıl Almanya 295 milyar dolar ticaret fazlası verirken ABD’nin 730 miyar doları geçen ticaret açığı Amerikan başkanının Almanları neden “çok kötü” olarak suçladığının ipuçlarını veriyor.
Bu suçlamalar karşısında AB liderleri Donald Tusk ve Jean-Claude Juncker nasıl tepki verdiler bilinmiyor. Ancak onların Avrupa’da Almanya’ya benzer suçlamaları yönelten kesime mensup olmadıkları belli. Her ikisi de Almanya’nın AB içerisindeki nüfuzunun temsilcileri olarak bulundukları makamlara geldiler. Tusk’ın geçmişte başbakanlık yaptığı Polonya’da hükûmet çevrelerinde hiç sevilmediği biliniyor. Aynı hükûmet çevrelerinde Almanya’nın müdahaleci politikaları ve AB’yi domine etmesi de hiç hoş karşılanmıyor.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk (fiilî olarak AB Devlet Başkanı da denebilir) ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in (fiilî AB Başbakanı) Trump’ın Almanya’ya yönelik suçlamalarına ne cevap verdikleri belli değil belki, ancak Berlin’in politikalarından rahatsız olan çok sayıda AB üyesinin bu eleştirilerden memnun olduğunu tahmin etmek zor değil.
Trump’ın Merkel’i ve başka bazı Avrupa ülkelerini huzursuz eden bir başka eleştirisi de NATO zirvesi sırasında dile getirdiği askerî harcamalar konusundaydı. Amerikalı vergi yükümlülerinin NATO’nun yükünü çektiğinden şikâyet eden Trump, artık ABD’nin Avrupa güvenliğini finanse etmek istemediğini açık ve hiç de diplomatik olmayan bir dille söyledi. Bütün NATO üyelerinin askerî harcamalarını millî gelirlerinin yüzde 2’sinin üzerine çekmelerini isteyen Amerikan başkanı, bazı ülkelerin bu konuda yıllardan beri eksik harcama yaptıklarını ileri sürerek bu eksiklerini de gidermelerini talep etti.
Askerî harcamaları millî gelirinin yüzde 1,2’si kadar olan Almanya ile benzer rakamlara sahip İtalya, İspanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler açısından bu ciddi ek yükler anlamına gelecektir. Almanya’nın yıllık askerî harcamalarını yaklaşık olarak 30 milyar daha artırarak 70 milyar dolar düzeyine taşıması gerekecek ve bu da Trump’ı tatmin etmeye yeterli olmayacaktır, çünkü iş adamlığından gelen yeni Amerikan Başkanı geçmişten kalan eksiklerin de tamamlanmasını istiyor. Silahlanma konusunda geçmişteki eksik harcamalarını çoktan Almanya ve diğer Avrupalı NATO üyelerinin borç hanesine yazdı bile.
Belki de Merkel ve diğer Avrupalı liderlerin şanssızlığı Trump’ın Orta Doğu gezisinden geliyor olmasıdır. Suudi Arabistan ziyareti sırasında yüz milyarlarca dolarlık silah satışını garantileyerek Avrupa gezisine başlayan Amerikan başkanı, Avrupalıların da çok parası olduğunu biliyor. Özellikle de Almanların...
Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinden, ABD’nin sunduğu güvenlik hizmetine karşılık beklediği paranın sözünü alan Trump, şimdi de Avrupa ülkelerinden aynı karşılığı bekliyor.
Merkel ve diğer Avrupalı liderler “Tüccar ve kaba Trump”a karşılık “sempatik Obama”yı çok özleyecekler galiba.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.