Trump-Putin zirvesi Batı’daki çatlağı büyüttü

A -
A +
Amerikan Başkanı Trump’ın NATO Zirvesi ve İngiltere’deki temasları sırasında Avrupalı müttefiklerini tekrar huzursuz edici tavırlarının ardından Rusya Devlet Başkanı Putin ile Helsinki’de yapacağı görüşme merakla bekleniyordu.
Özellikle de bu görüşme öncesinde Amerikan CBS televizyonuna verdiği mülakatta Trump’ın Avrupa Birliği’ni “düşman” olarak nitelemesi AB çevrelerinde ciddi rahatsızlığa yol açmıştı. AB ülkelerini haksız ticaret politikaları nedeniyle düşman olarak tanımlayan Amerikan Başkanı aynı mülakatta Almanya’yı ayrıca hedef alarak, NATO içerisinde savunmaya yeteri kadar katkı sağlamayan Almanya’nın Rusya’dan doğalgaz satın alarak bu ülkenin kasasına para akıttığını ve sonra da ABD’nin kendisini Rusya’ya karşı korumasını beklediğini ileri sürmüştü.
Trump’ın bu açıklamaları beklendiği gibi AB çevrelerinde ABD’ye karşı rahatsızlığı daha da artırdı.
AB’nin en yüksek organı olan Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB ile Amerika’nın en iyi dostlar olduğunu söyleyerek “kim bizim düşman olduğumuzu söylerse yalan haber yayıyordur” şeklinde bir twitter paylaşımı yaparken, Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans “En yakın dostlarını düşman olarak tanımlamak ancak düşmanlarını mutlu eder” açıklamasını yaptı.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de, “AB’yi düşman olarak gören Trump’ın dost olarak kimleri gördüğünü merak ettiğini” sordu.
Mogherini’nin bu sorusunun cevabını Trump-Putin zirvesinde bulmak mümkün oldu mu?
Yani, Amerikan Başkanı Avrupalı müttefiklerini bırakıp kendisine dost olarak Putin’i mi seçti?
Doğrusu söz konusu zirvede Trump’ın Putin ile Alman Başbakanı Merkel’den çok daha iyi anlaştığına dair görüntülere şahit olduk.
Ancak bu görüntüler Putin’in Trump ve ABD’yi dost görmesi için yeterli olmaz kuşkusuz. Zira Rusya Devlet Başkanı, Trump’ın verdiği sözleri ve yaptığı açıklamaları kısa bir sürede unutabildiğini biliyor. Ayrıca, özellikle Rusya konusunda Amerikan Kongresi’nin Trump gibi düşünmediğini de biliyor.
Kongre’deki Cumhuriyetçiler dahil pek çok üyenin Trump’ın Putin ile ortak basın toplantısında yaptığı bazı açıklamalara şiddetli bir şekilde karşı çıkması bunun kanıtı.
Amerikan seçimlerine Rusya’nın müdahalesi ve Ukrayna sorunu nedeniyle ABD’deki gerek Demokratlar gerekse Cumhuriyetçilerden çok sayıda politikacı Rusya’ya karşı daha sert politika izlenmesi gerektiğini savunuyor.
Trump’ın basın toplantısında sorulan bir soru üzerine Amerikan istihbarat kurumlarına güvense de, Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahale ettiğine inanmadığını söylemesi bu istihbarat kurumlarının raporlarını yalanlaması olarak yorumlandı.
Bu meselede Trump’ın kendi istihbarat kurumlarına değil de Putin’in açıklamalarına destek vermesi ABD’deki siyasetçilerin sert tepkilerine yol açtı.
Trump’ın kendi partisi Cumhuriyetçilerin Senato lideri Mitch McConnel “Rusya bizim dostumuz değil” derken, aynı partinin Temsilciler Meclisi lideri Paul Ryan “Rusya’nın seçimlerimize müdahale ettiğine kuşku yok. Başkan'ın, Rusya’nın müttefikimiz olmadığını görmesi lazım” açıklamasını yaptı.
Cumhuriyetçilerin önemli isimlerinden Senatör John McCain ise zirveyi trajik bir yanlış olarak yorumlayıp, yapılan basın toplantısını da “bir Amerikan başkanının şimdiye kadar görülmüş en utanç verici performansı” olarak nitelendirdi.
Kongre’deki Demokratların eleştirileri ise doğal olarak daha ağır oldu.
Temsilciler Meclisi muhalefet lideri Nancy Pelosi, “Batı demokrasilerine saldıran Putin karşısında Trump’ın zayıflığının utanç verici olduğunu” söylerken, Senato muhalefet lideri Chuck Schumer ise “Trump’ın KGB’yi CIA’ye tercih ettiğini ve Rusya’nın çıkarlarını ABD’nin çıkarlarının üzerinde tuttuğunu” ileri sürdü.
Amerikan siyasetinin Başkan'la birlikte en etkili kurumu olan Kongre’nin Trump’ın Rusya siyasetine karşı bu tavrını nasıl yorumlamak gerekir?
Amerikan Kongresinden yükselen bu itirazları, Putin’in Trump tarafından verilen sözlere güvenemeyeceğinin bir göstergesi olarak yorumlamak gerekiyor. Ama Trump ile Kongre arasındaki bu karşıtlık aynı zamanda, Amerika’nın Rusya meselesinde ne kadar derin bir çatlağa sahip olduğunu da gösteriyor.
Putin Batı’yı bölmeye devam ediyor.
Trump da bu konuda ona yardım ediyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.