“G.Birliği bana yetmez...” Ve bir nefeste eklemeler yapıyor Yanal; “G.Birliği hedeflerime uygun bir kulüp. Ancak üç büyüklere, Avrupa’ya gitmek istiyorum elbette. Güzel bir hedef benim için. Ancak burada mutluyum. Ve burayı yaşıyorum. Daha büyük hedefim, G.Birliği’ni Avrupa’ya taşımak. Şampiyonlar Ligi’nde oynamak istiyoruz. Avrupa kriterlerini yakaladık. Örnek bir yapılanmamız var. İsimleri, resimleri aştık, sistemli hareket ediyoruz. Futbolcuların ilk tercihi olduk. Ahmet Hasan, Okan Koç, El Saka çok konuşulacaklar. Fakat bizim endişemiz yok. Hepsinin alternatiflerini hazırladık. Afrika’da, Güney Amerika ülkelerinde teknik adamlarımız var. Araştırmalarımız sürüyor...” “Futbolu bilimselleştirdik...” “İlhan Cavcav’ın sağ kolu, Cem Onuk müdahale ediyor, satmıyoruz. Ama reddedemeyeceğimiz bir bedel olursa elbette bırakırız. O bedeli ülke içinden veren olmaz artık. Avrupa’nın büyükleri ancak bizden parça koparır. Soyut kavramlardan kurtulduk, somut değerlerle hareket ediyoruz. Bilimi futbolun içine soktuk. Futbolcularımızın her özelliğini belirliyoruz. Koşu kapasitesini, sıçramasını, dayanıklılık, devamlılık, pas yüzdesi, top kapması, maç sırasındaki aktivitelerin hepsini kaydediyoruz. Maç analiz ekibimiz var. Her maçta eksi ve artılarımızı belirliyoruz, sonraki maçlara daha organize çıkıyoruz. Futbolcularla tartışıyor, en ideali yakalamak için çalışıyoruz...” 50 golün sırrı G.Birliği’ni gol makinesi haline getiren Yanal bunun sırlarını da bir çırpıda verdi. Ve bu sırları gazetemiz aracılığıyla kimseyle paylaşmaktan da çekinmedi. Peki neydi Yanal’ın gol konusundaki bu sırları? Buyrun onun ağzından dinleyin; “20 metreye sıkıştırıyoruz oyunu. Yana geriye boşa pas yapmıyoruz. En kestirme yoldan gole gitmektir hedefimiz. Araştırdık, goller iki, üç pasta oluyor. On, onbeş pas yaparak gol çıkarmak istisna bir olay. Hazırlık pası yaparak bize oynamak isteyen rakipler, kaybetmeye mahkumdur. Maç konuşmalarımız beş dakikayı geçmiyor. Ama sistemi 120 dakika çalışıyoruz. İşimizi şansa değil, bilimin doğrularına uyduruyoruz. Hep yeşil kalacağım, ağaç olursam kurur, kurtlanırım...”