Bir devlet sorumluluğu UMUT YILDIZI'NI SÖNDÜRMEMEK

A -
A +

Almanya'da 1995-2012 yılları arasında 551 bin 962 çocuk Gençlik Dairesi tarafından koruma altına alındı. Ne kadarının Türkiye kökenli olduğu tespit edilemiyor. Ancak tahminlere göre 30-40 bin civarında.
Bu çocukların büyük bölümü dilinden, dininden ve kültüründen koparılıp âdeta Almanlaştırıldı.
Ülkeye 50 yıl öncesinden gelip, dişiyle tırnağıyla tutunmaya çalışan aileler, çoğu kez de çocuk yetiştirmedeki sertlikleri nedeniyle sadece ömürlerini değil, evlatlarını da kaybettiler. Seslerini çıkaramadılar, çünkü onlara sahip çıkan bir devletleri de yoktu.
Öyle aile dramları yaşandı ki, anne ve babalar diğer çocuklarını ve geleceklerini kurtarabilmek uğruna, aslında bir polis devleti olduğunu çabucak idrak ettikleri Almanya'da yıllarca hep sustular.
Bu makûs talih, son 10 yılda hükümet yurt dışında yaşayan Türkiye kökenlilerin bulundukları ülkelerde başlarına gelen sorunlarla daha yakından ilgilenmeye başlayınca değişmeye başladı. Hükümet, ilgisini 6 Nisan 2010 tarihinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nı (YTB) kurarak somutlaştırdı.
Kurumdan sorumlu Bakan Bekir Bozdağ ve kurumun başındaki kişi de Kemal Yurtnaç'tı.
Ancak o tarihten çok önce bir de dernek kurulmuştu Almanya'da. Adı Umut Yıldızı Derneği'ydi ve Kurucu Başkanı Kamil Altay'dı. Genç, idealist ve çalışkan bir adam. Çevresine kendi gibi sorunlara duyarlı dinamik insanları toplamış, o güne dek dile getirilmeyen sorunları kurcalamaya başlamıştı. Alman Gençlik Dairesi (Jugendamt) diye bir kurumla tanıştık onlar sayesinde. Bu kurumun, belki bazılarını haklı sebeplerle aldıkları binlerce çocuğu Alman ailelerin yanlarına yerleştirerek nasıl asimile ettiğini, binlerce aileye nasıl yıllarca ıstırap yaşattığını öğrendik şaşkınlıkla.
Umut Yıldızı Derneği öyle cesurca gidiyordu ki meselenin üzerine, kısa zamanda Jugendamt'ın mağdur ettiği Alman aileler bile onlardan yardım istemeye başladı.
Kendi programımda da (ATV Avrupa-Avrupa'da Gündem) Umut Yıldızı'na başvuran yüzlerce ailenin ve çocuklarının dramlarını, Jugendamt'ın nasıl ocakları söndürdüğünü anlattık 4 yıl boyunca.
YTB'den sorumlu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da Umut Yıldızı'nın hep yanında oldu ama bu farkındalık nedense maddi desteğe dönüşemedi. Bir el vardı ve hep engel oluyordu. Oysa burnundan kıl aldırmayan, görüşme taleplerini bile geri çeviren koskoca Jugendamt, Umut Yıldızı'nın kapısını çalıp "Birlikte çalışalım, sizi ekonomik olarak destekleyelim" teklifinde bulunmuştu. Kamil Altay onların bu teklifini aynen şu şartları dile getirerek kabul edeceğini söyledi:
1) Koruma altına alınan Türk çocukları kayıtlara Alman değil Türk ve Müslüman olarak geçmeli.
2) İsimleri konsolosluklara bildirilmeli.
3) Koruma altına alınan çocuklar öncelikle yakın akrabalarına verilmeli.
5) Olmadığı takdirde öz değerlerini taşıyan Türkiyeli koruyucu ailelere.
Kamil Altay bu şartları kabul eden Gençlik Dairesi yetkilisiyle beraber Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nu ziyaret etti ve çözüm süreci anlatılarak çalışmalara başlandı. Ancak ne olduysa oldu, Gençlik Dairesi yetkilisi bir gün, birbirinden farklı 4 büyük Türk STK temsilcisinin geldiğini ve "Umut Yıldızı ile çalışma yapmayın" dediğini aktardı. Bu yüzden de kendileriyle çalışmayacaklarını bildirdi
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Almanlar Türkleri birbirine düşürecek fırsatı yakalamıştı.
İşte on yıllar öncesinden kurulan ve bu koskoca sorunu görmezden gelerek susan dernekler, bir rant kapısı keşfetmiş ve devreye girmişti.
İşin acı tarafı, YTB de bu tuhaf dayanışmanın bir parçası olmuş, Umut Yıldızı Derneği'ne daha önceden söz verdikleri cüz'i miktardaki yardımın diğer yarısını bile göndermemişlerdi.
Buradan, hem YTB'den sorumlu Bakan Sayın Emrullah İşler'e, hem de YTB'nin yeni başkanı Sayın Kudret Bülbül'e sesleniyorum:
"Bence Türkiye'nin de, orada yaşayan vatandaşlarımızın da Umut Yıldızı Derneği ve bugün bu baskılara dayanamayarak görevinden ayrılan Kamil Altay gibi değerleri kaybedecek lüksü yok. Onu dinleyin ve sahip çıkın lütfen..."
Not: Detaylı bilgi için Kamil Altay'ın "Neden bırakıyorum" başlıklı yazısını bu linkten okuyabilirsiniz: https://www.facebook.com/umutyildizi.e.v?fref=ts

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.