Yavuz Sultan Selim Han ve tarih şuuru...

Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, 3. Boğaz Köprüsü için bu ismi telaffuz ettiğinde, ne kadar heyecanlandığımı ifade edemem. Gayriihtiyari ağzımdan şu cümle döküldü: İşte tarih şuuru bu!..

Evet, böyle muhteşem bir esere, dünyanın en geniş (59 metre) ve en yüksek asma köprüsüne o cihangir Sultanın, Birinci Selim Han'ın ismini vermek, derin bir tarih şuurunun eseridir. Bu ismi düşünen, teklif eden ve dahi karar veren herkese teşekkür borcumuz var... Dünkü temel atma törenini, pek çok Avrupa ülkesinin, hayranlık ve kıskançlıkla izlediğini düşünüyorum... Zira bize göre daha gelişmiş de olsa, o ülkeler şimdilerde ekonomik krizle boğuşuyor ve ancak mevcut durumunu korumaya çalışıyor. Böyle büyük yeni projeleri devreye sokmaktan ziyade, adeta ayakta durma mücadelesi veriyorlar. Böyle zor bir dönemde, devasa projeleri başlatmak, hayata geçirmek, hakikaten büyük başarıdır ve dosta-düşmana karşı iftihar vesilesidir. İstanbul Boğazına üçüncü gerdanlık şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun.

Şüphesiz böylesine muhteşem projeler karşısında heyecanlanmamak mümkün değil. Birinci ve İkinci denizaltı tünelleri, üçüncü asma köprü, üçüncü havalimanı, İzmit Körfezi geçişi ve İzmir Otoyolu, 15 kilometrelik Ovit Dağı Tüneli, Hızlı Tren projeleri... Toplamda yüz elli katrilyonu bulan dev eserler. Bu eserler Türkiye'yi ve ekonomisini katlayarak büyütecek. Yeri gelmişken söylemeden geçemeyeceğim: Yetkililer ne düşünür bilemem, fakat tamamlandığında dünyanın en büyük havaalanı unvanını alacak olan yeni havalimanına da Kanuni Sultan Süleyman'ın ismi yaraşır! Muhterem devlet ricalimize, naçizane arz ve teklif ederim... Muhteşem esere Muhteşem Süleyman ismi yakışır gerçekten...

Evet, Büyük Türkiye büyük eserlerle kurulabilir. Ve ülkemiz böyle bir dönemden geçiyor. Bunun asıl meyvelerini gelecek nesiller toplayacak... Medyada yer alan haberlere göre, İstanbul, dünyadaki benzer metropoller gibi turist çekmede üst sıralara hızla tırmanıyor. Ülke olarak henüz Fransa'nın ağırladığı turist sayısının (70 milyon küsur) ancak yarısını çekebiliyoruz. Lakin son 20-25 yıllık gelişmelere baktığımızda, aradaki farkı hızla kapatabiliriz. Turizm bacasız sanayidir. Her ülkenin yarışmak istediği bir alandır ve getirisi çok yüksektir. Rahmetli Turgut Özal'ın başlattığı hamlelerle, turizm alanında Türkiye çok arka sıralardan hızla yükselmeye başladı. Ülkemiz artık çok büyük siyasi ve sportif organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek kapasitede. Bunun için altyapısını tamamlayıp mükemmelleştiriyor.

Ülkemiz bu şekilde hızla kalkınıp zenginleştikçe, bugün problem olarak karşımızda duran meselelerin pek çoğu kendiliğinden hal yoluna girecektir. Devlet adamlarımızın dünkü temel atma törenlerinde yaptıkları hatırlatmalar ve geçmişle mukayeseleri, bu noktada sayısız derslerle dolu idi. Şu halde daha ileriye bakmalı ve çıtayı daha yükseğe koymalıyız. Büyük düşünmek, vizyonu geniş tutmakla bunu başarabiliriz. Küreselleşen dünyadaki amansız rekabetle baş etmenin başka yolu da yok. Bu büyük eserlere, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde de yenilerini katarak, şimdiye kadarki gecikmemizi telafi etme yoluna gitmeliyiz. Bunun da en önemli halkası GAP'tır...