Generaller bu kanda boğulur!..

A -
A +
Halkın oyları ile işbaşına gelmiş meşru iktidarı, darbe ile deviren Mısır Ordusu, üç gün içinde ikinci kez namaz vaktinde katliam yaptı. Dün sabah, Mursi'nin gözaltında tutulduğu Cumhuriyet Muhafızları Kışlası'nın önünde, göstericilerin üzerine açılan ateş sonucu, en az 53 kişi hayatını kaybetti. Yaralı sayısı çok daha fazla ve bu yaralılara tıbbi müdahale yapılmasına da askerlerin izin vermediği dünyaya duyuruldu... Darbenin başlangıcından şu ana kadar, ölen insan sayısı iki yüzü çoktan aştı. İki sene önce Hüsnü Mübarek rejimine karşı başlayan halk hareketinde, bir ayda toplam bine yakın kişi ölmüştü.
İmdiii, son bir haftalık gelişmeler gösteriyor ki, Mısır Ordusu, bedelini çok ağır biçimde ödeyeceği bir maceraya girişmiştir. 1973 Ramazan Savaşı'ndaki küçük bir hamlenin dışında, bugüne kadar düşman karşısında hatırı sayılır parlak başarıları bulunmayan bahse konu ordu, bunun tam aksine içeride altmış küsur yıldan beri, ülke ekonomisine de çöreklenerek Mısır halkının ensesinde boza pişiriyor. Emsallerine göre fazlasıyla hantal ve kalabalık, yaşı ilerlemiş generalleri emekli etmekte zorlanan, sivil yüksek bürokrasi makamlarını dahi emekli generaller için arpalık olarak kullanan, her tarafı ahtapot gibi sarmış, halen Abdulfettah Es-Sîsi komutasındaki bu devasa yapı, şimdi doğrudan kendi halkıyla savaşıyor... Görünen o ki, Mısır Ordusu bu savaşı kaybedecek ve başta Sîsi olmak üzere, kıdemli generaller döktükleri kanda boğulacak!
Ancak generallerin bedel ödemesi, tek başına çok bir şey ifade etmiyor. Darbeyle Mısır halkının kamplara bölünerek iç savaş ortamında karşı karşıya gelmesi, zaten çok bozuk olan ülke ekonomisinin iyice dibe vurması, yüzde ellisi fakirlik sınırının altında yaşayan insanların büsbütün açlığa mahkûm edilmesi... Ama en kötüsü, bu darbenin daha kaç bin kişinin hayatına mal olacağının bilinmemesi. İşte bütün bunlar Mısır'ın topyekûn ödediği ve ödeyeceği ağır bedeller... Onun için de, gelecekte General Sîsi ve suç ortaklarının, halen sedyede kafes arkasında yargılanan General Hüsnü Mübarek ile aynı akıbeti paylaşması Mısır'ın acılarını dindirmez. Olsa olsa darbe mağduru insanların yüreğini soğutur!
Diğer taraftan Mısır'daki darbeden çıkarılacak çok ders var. Toplumsal bilinç ve demokrasi kültürü açısından donanımlı olmayan Mısır halkının bir bölümü, eski rejim kalıntılarının (Fulul) tahrik ve teşvikleriyle, askerî darbeyi meydanlarda havai fişek gösterisiyle desteklemişse de, kahir ekseriyet, asla bu ayıba katılmadı. Bilakis canı ve kanı pahasına, darbeye karşı koymaya çalışmaktadır. Şu halde Mısır halkının bu asil tavrı alkışlanmalı ve desteklenmelidir. Fakat ne yazık ki, her daim dünyaya demokrasi dersi veren Batı, tam bir ikiyüzlülükle; kahraman Mısır halkı yerine, zorba generallerin tarafında yer almaktadır. Batının bu tavrı aslında hiç de şaşırtıcı değil. Zira ilk defa olmuyor bu. Ama bu defa fark şurada: İkiyüzlülük o kadar aşikâr ki, darbe ve dikta rejimlerinin mağduru bütün halklar oynanan oyunu fark edebilir, kirli tuzağı boşa çıkarabilir...
Belki de bu yüzden Tayyip Erdoğan, darbeyi arkalayan Batı zihniyetinin üstüne üstüne gidiyor: "Evet, niye susuyorsunuz? Konuşsanıza!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.